BEKİR COŞKUN: BENİ BAŞBAKAN'IN UÇAĞINA BİNDİRMİYORLAR

BEKİR COŞKUN'UN HÜRRİYET'TEKİ YAZISI:

Beni Başbakan’ın uçağına bindirmiyorlar...

BEN de Başbakan’ın uçağına binmek istiyorum.

Ama beni bindirmiyorlar.

Bu nedenle aklım devamlı Başbakan’ın uçağında:

Diyelim ki uçağın önüne oturmuşum, gülücüklerle etrafıma bakıyorum, sık sık kalkıp herkese selam veriyorum...

Arada bir de yarı doğrularak ceketimi ilikleyip "Saygılar" anlamında Başbakan’a doğru eğiliyorum.

Her seferinde Başbakan, "Size de hayırlı yolculuklar" diyor.

Ve ben her seferinde, "Cumhurbaşkanlığı’na sizin kadar yakışanı bulunmaz... Siz olmazsanız olmaz..." diyorum.

Yerime oturmamla birlikte yeniden doğrulup saygılarımı sunuyorum.

Ama Başbakan’ın uçağına beni almıyorlar.

*

Son kez uçakta neler oldu bilmiyoruz.

Uçakta dört gazetenin genel yayın yönetmeni vardı; bizim Genel Yayın Yönetmenimiz Ertuğrul Özkök, Sabah Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu.

Başbakan’ın dört genel yayın yönetmeni aldığı uçakta söylediği şu söz medyada yer aldı:

"Vallahi beni şımartıyorsunuz. Memlekette benden başka lider görmüyorsanız, teveccühünüz..."

Artık ne dedilerse...

Ya da nasıl bir soru sordularsa...

İşin ilginç yanı; Başbakan’ın cevabı var da, soru ve soruyu soran ortada yok...

Ancak bir tek genel yayın yönetmeninin aklına, "Cumhurbaşkanlığı da AKP’nin eline geçerse, Çankaya’dan dönen üç bin dini bütün kardeşimizin atamasının yapılıp yapılmayacağını... Ya da tesettürün tüm kamuda serbest bırakılıp bırakılmayacağını... Ya da Çankaya’dan dönen imam hatiplilerden tarikat kurslarına kadar yüzlerce yasanın hemen imzalanıp imzalanmayacağını" sormak gelmemiş.

Bilemiyoruz, artık nasıl bir soru sorulduysa Başbakan, "Beni şımartıyorsunuz, teveccühünüz..." diyor, o kadar.

*

Beni uçağa bindirseler...

Arada bir kalkıp Başbakan’a "saygılarımı" sunarım.

"Yani Cumhurbaşkanlığı’na sizin kadar yakışanı bulunmaz..." şeklindeki sorumu sorarım.

Yerime oturmamla birlikte yeniden "Saygılar..." diye fırlarım.

Ama beni Başbakan’ın uçağına almıyorlar.