LEFKOŞA - ''Türkiye 'KKTC'yi tanımaktan vazgeçtim' dediği gün bizim için kıyamet kopar ve sonumuz gelir. Türkiye'ye bunu söyletmek için yapılan bütün baskılar karşısında bugüne kadar bu söz söylenmemiştir, ümit ve temennimiz bundan sonra da söylenmemesidir'' diyen Denktaş, hedefsiz mücadele olamayacağına işaret ederek, yeni bir değerlendirme arifesinde olduklarını belirtti.
Denktaş, bugün öğleyin düzenlediği basın toplantısında İstanbul'da 4-5 Ekim'de yapılması planlanan İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) ile Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları Ortak Forumu'nun iptal edilmesini ve Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne Güney Kıbrıs'ı da almasını değerlendirdi.
KKTC hükümeti yanında Türkiye hükümetine de sert eleştiriler yapan Denktaş, son gelişmelerin, Kıbrıs'ta etnik bir savaş sonucu ikiye ayrılan tarafları başkaları birleşik görmek istiyor diye statü belirlenmeden, hedef tayin edilmeden, dünyaya iyi görünmek niyetiyle her belgeyi kabul etmekle bir yere varılamayacağını gösterdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Denktaş, AB'nin tutumu ve siyaseti nedeniyle İKÖ'nün de katılacağı önemli bir toplantının iptal edildiğini belirterek, bu karardan şok olanlar ve ''ne beklerdiniz'' diyenler olmasını bir tarafa bırakıp ''Kıbrıs konusunda siyasetimiz nedir, hedefimiz nedir, dünyaya verdiğimiz mesaj nedir?'' sorusuna hep beraber cevap arama zamanı olduğunu söyledi.
Denktaş, kimsenin ''ben söylemiştim, işte gördünüz'' demek istemediğini kaydederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Ama 'Annan Planı kabul edilemez' diye yola çıkan Türkiye, birden bire Annan Planı'nı benimseyip Kıbrıs Türk halkına da benimsemesi için telkinde, tavsiyede, bazen tehditte, teşvikte bulunup bu neticeyi aldıktan sonra; Türkiye'nin Kıbrıs meselesi nedir, hedefi nedir, nasıl bir sonuç istiyor sorusuna cevap verme imkanı kalmamıştır'' dedi.
Denktaş, konuşmasında, ''AB de tabiatıyla Annan Planı'na evet dendikten sonra ve ABD temsilcisiyle diğerleri 'bu evetin anlamı Kıbrıs Türklerinin ayrı devlet, egemenlik, Rumlarla birleşip AB'ye girmekten öte birşey istemediği şeklinde yorumlandıktan sonra AB ne yapabilirdi? Yapabileceğini yapmıştır, 'yardımları, ambargoların kalkmasını, izolasyondan kurtulmak istiyorsanız ayrı devlet istemediğinizi, size yapılacak her yardımın egemenlik ve ayrı devletin tanınması için kullanılmayacağını taahhüt ediniz' demiştir. Ve hem Türkiye'den hem Kıbrıs'tan bu tahhüdü veren beyanlar yapılmıştır. Yani devamlı surette 'tek hedefimiz izolasyonların ve ambargoların kalkmasıdır, bunun ötesinde bir istemimiz yoktur' denmiştir'' dedi.
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, İKÖ'deki Kıbrıs Türk statüsünün, Annan Planı'nda öngörülen şekliyle Kıbrıs Türk Devleti olarak geçtikten sonra Türkiye'nin bunun tanınma talep eden bir deyim olmadığını açıkça söylediği halde AB'nin bunu göze alamadığını kaydederek, Rumların lobi faaliyetleri neticesi bugünkü durumun yaratıldığını, Rum basının bugün ''Rum diplomasisi zafere ulaştı'' şeklinde yayınlar yaptığını anlattı.
''Hedefsiz mücadele olmaz'' diyen Denktaş, Rumların Kıbrıs sorununu ''1974'te başlayan işgal meselesi ve göçmenlerin geri dönmesi meselesi'' diye tanımladığını ve AB'nin de bunu kabul ederek Türk askerini adadan çıkarmak için baskıya hazırlandığını kaydederek, ''Bu adım, o adımdır'' şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, ''AB'ye Türkiye'nin Kıbrıs meselesi nedir diye anlatacak kim vardır'' diye sorarak, KKTC'nin Türkiye'nin tanıdığı bir cumhuriyet olduğunu, AB'ye gidiş yolunda Türkiye'nin önüne konmuşsa bunun bir haksızlık olduğunu vurguladı.
Bu haksızlığı kaldırmak için Türkiye'nin elinden geleni yaptığını ve Annan Planı'nı kabul edilmez dedikten sonra kabul ettiğini ifade eden Denktaş, şöyle konuştu:
''Şimdi bunun ötesinde, Türkiye'den daha şeyler istenmektedir. Açıkça KKTC'yi tanımadığını, tanımayacağını, böyle bir devletin var olmadığını söylemesi beklenmektedir. Türk ulusu, Türk hükümetleri buna ne cevap verecektir? Tabiyatıyla ateş üstünde oturan Kıbrıs Türkü bunun cevabını bekleyecektir''
Cumhurbaşkanı Denktaş, Kıbrıs meselesinin 1963'te başlayan bir Enosis meselesi olduğunu kaydederek, Kıbrıs Rumlarının bu cumhuriyetin kurulduğunu, kendilerinin meşru hükümet, Kıbrıslı Türklerin de işgal altında yaşayan kişiler olduğunu AB'ye kabul ettirmiş göründüğünü söyledi.
Bunun karşısında yumuşamak değil, dikilmek lazım. Ne olduğumuzu, kim olduğumuzu; Rum'un kim olduğunu, ne olduğunu ve meşru Kıbrıs hükümeti adını çalıp kaçmak için bize neler yaptığını gündeme getirmemiz, dünyaya anlatmamız lazımdır. Kıbrıs'ta etnik bir savaş olmuştur ve iki taraf ayrılmıştır.
Denktaş, yeni bir değerlendirme arifesinde olduklarını belirterek, Kıbrıs meselesinin Türkiye'nin önüne engel olarak konmaması gerektiğini vurguladı ve ''Koyuyorlarsa Türkiye'yi almak niyetinde olmadıklarını göstermek için koyuyorlar. Tarih veririz, vereceğiz diye Türkiye'yi perişan etmek istiyorlar. Tarih verseler, üyelik günü gelene kadar Türkiye'ye yapacaklarının neler olduğunu zannedersem bu örnekle görebildik'' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Denktaş, Rumlar meşru Kıbrıs hükümeti diye AB'de oturdukları sürece ve kendileri AB'ye ''Bu yalanı yuttuğunuz sürece biz Rumların bir parçası değiliz, olmadık, olmayacağız'' diye haykırmadıkça ve kendi ayakları üzerinde durabilecek durumda olduklarını göstermedikleri sürece Rumların ne taviz vereceğini ne de AB'nin Kıbrıs meselesini anlayacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Türkiye'nin buna geçmişte cevap verdiğini, KKTC'yi tanımak suretiyle bu cevabı barakiye'den hem Kıbrıs'tan bu tahhüdü veren beyanlar yapışçı formüle döndürmek için elinden geleni yaptığını ama kafi gelmediğini çünkü Hristiyan aleminin kendi çıkarları açısından Kıbrıs'ı Rumlara, Yunanistan'a mal etmeyi uygun gördüğünü belirtti.
Kıbrıs Türk Devleti'nin hiç olmazsa adını kabul eden İslam aleminin bu şamar karşısında birleşmesi, dirilmesi ve ''Vilayet anlamına gelen bir ismi bile Kıbrıs Türklerine layık görmediğinize ve bunu Türkiye'nin önüne engel çıkarmak niyetiyle hareket ettiğinize, İslam aleminin aldığı bir kararı hiçe saydığınıza göre biz de şimdi bu devleti tam devlet olarak tanıyoruz'' demesi halinde Kıbrıs meselesinin yüzde 50'sinin süratle halledilmiş olacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Türkiye'nin aralarında Güney Kıbrıs'ın da bulunduğu 10 yeni AB üyesiyle gümrük birliğine girmesiyle ilgili soruyu yanıtlarken, KKTC'yi tanıyan ve bunu sürdüreceğini söyleyen bir Türkiye'nin Güney'le böyle bir birliğe girmesinin kendilerine zarar vermeyeceğini belirtti.
AB'ye ''Madem siz Kıbrıs'ın tümünü üye yaptığınızı söylüyorsunuz ama müktesebatınız kuzeye gidemiyor, benim Kıbrıs'la gümrük birliğim bütün Kıbrıs'ı kapsar'' denilerek bir açılım yapılabileceğini de kaydeden Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, ''Türkiye 'KKTC'yi tanımaktan vazgeçtim' dediği gün bizim için kıyamet kopar ve sonumuz gelir. Türkiye'ye bunu söyletmek için yapılan bütün baskılar karşısında bugüne kadar bu söz söylenmemiştir, ümit ve temennimiz bundan sonra da söylenmemesidir. Biz Türkiye'nin tanıdığı KKTC olarak varız, var olmaya devam edeceğiz, Rumlarla ortaklığa eşit egemen şartlarda hazırız. Rumların idaresi altına girmek, onların çoğunluk idaresinde azınlık haklarıyla yetinmek veyahut Annan Planı gibi işlerliği olmayan ve kısa zamanda bizi Rum'un tahakkümüne bırakacak bir plan altında yaşamak, şehitlerimizin kemiklerini sızlatmak istemiyoruz. Mukaddes bir mücadele verilmiştir ve alınan devlet kararı hiç kimsenin ortadan kaldıramayacağı bir karardır. Şerefsizlik olur, verilen mücadeleye ve yapılan fedakarlıklara bir hıyanet olur. Ama bazı devletler dünyanın baskısı altında haritadan silinmiştir ama şerefli bir mücadele verdikten sonra silinmiştir, başkalarının yazdığı kağıtlara boyun eğerek veya içten içe kendini yok ederek değil'' şeklinde konuştu.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:01