Gündem
  • 14.7.2007 16:19

DTP: AKP'Yİ DIŞARDAN DESTEKLERİZ

YALÇIN DOĞAN/HÜRRİYET

İKİ yana açılmış eller zafer işareti yapıyor, kadınlar "lu, lu, lu" diye bağırırken, erkekler halay çekiyor. Seçim kampanyası değil, sanki bir düğün.

İki gündür DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ile Mardin ve bazı köylerinde dolaşıyorum. DTP bu seçime bağımsız adaylarla giriyor. Ahmet Türk ile Emine Ayna Mardin’de bağımsız aday. Türk:

"Biz olmasak burada, AKP silip süpürür. Biz Güneydoğu’da ortalama yüzde 45-55 oy alırız."

Kaç bağımsız milletvekili çıkarırsınız soruma, Türk:

"Potansiyelimiz 37-40 arasında. Kırsal kesimde rahat çalışacak mıyız, devreye kimler girecek diye, daha az aday gösterdik, 30 civarında milletvekili çıkarırız. Bu bölge dışında, İstanbul 3.bölge, yine İstanbul 1.bölge Ufuk Uras, Erzurum, Mersin, Adana’dan adaylarımız seçilir."

NASIL OY VERİLECEK

Bu bölgede, bir zamanların en iddialı partisi CHP şimdi baş aşağı, MHP de öyle.

Köylerde dolaşırken "CHP olmiştir MHP, fark yoktir aralarında, onlara oy da yoktir burada" sözünü çok sık duyuyorum. CHP ve MHP, yöre halkına göre "şövendir onlar".

Okur-yazarlık oranı, ayrıca oy pusulasında başlıca bağımsızların yer alması karşısında, insanlar DTP kökenli adaylara nasıl oy verecek? Diğer bağımsızlardan, onları nasıl ayıracak?

Her akşam, bölgenin istisnasız her mahallesinde, her evinde oy verme antrenmanı yapılıyor.

Binlerce oy pusulası fotokopisi basılıyor, gerçeğe uygun olarak, örneğin, Mardin’de iki DTP bağımsız aday var. Mardin Merkez, Ömerli, Yeşilli, Savur, Midyat, Nusaybin, Dargeçit Emine Ayna’ya oy kullanacak. Derik, Kızıltepe, Mazıdağı Ahmet Türk’e. Toplam 200 bin seçmen, böylece ikiye bölünüyor. İki adayın da seçilmesi garantiye alınıyor.

Bölgesine göre, halk pusulada kime oy vereceğini, nereye Evet mührü basacağını öğreniyor. Bütün bölgede, ev ev, mahalle mahalle müthiş bir örgütlenme.

DIŞARIDAN DESTEK

Ahmet Türk’le sohbette AKP ile koalisyon olasılığını sorduğumda, yanıtı:

"AKP mehter takımı gibi, ne yaptığını bilmiyor. Kanı durdurmak gerek. Öncelik burada. Şu andaki düşüncem, hükümete girmeyi düşünmüyoruz. Ama, dışardan destek veririz. Hükümete girmenin riski var. Farklı sorunlar çıktığında, sanki yapılan siyasete ortakmışız gibi olur."

Makam, mevkide gözleri yok. Önce, barışın sağlanması gerek.

Zaten her gittiği yerde benzer konuşmayı yapıyor, benimle sohbette de öyle.

BİRLİKTE YAŞAMAK

Belleğimde geçmişten kalan rahatsızlıklar var. Kürtçe yemin, sarı, yeşil, kırmızı bandana gibi. Onları soruyorum, Meclis’e gelince ne yapacaksınız? Ahmet Türk:

"Kürtçe yemin, vs. o sırada belki mesaj gerekiyordu. Ama, şimdi sorumluluk bilinciyle hareket edeceğiz. Birlikte yaşamayı hedefliyoruz. Onun için gözümüz farklı yerde değil. Ama, paylaşarak, farklı kültürlerden gocunmadan."

Üstüne basa basa vurguluyor:

"Hiçbir zaman bölücü olmadık. Sorunu, Türkiye’nin iç dinamikleriyle çözmek istiyoruz. Kimsenin korkmasına gerek yok. Ama benim kimliğim farklı. Ben, ülkeme benim kimliğimle katkıda bulunmak istiyorum."

OYLAR NAMUSTUR

Akşam 21.30. Kızıltepe’de bir seçim bürosu. Ahmet Türk konuşuyor, kızılca kıyamet kopuyor.

Kadınlar, kadınlar zaferden emin, en önde, bir kutlama, bir kutsama, çoğunluk Türkçe bilmiyor. Ahmet Türk Kürtçe konuşuyor:

"Kan duracak... Barış, kardeşlik istiyoruz. Türk sistemi Kürtleri inkar ediyorsa, biz bunu kabul etmiyoruz. Mardin’de çeşitli inançlar kardeşçe yaşıyor. Hepsi farklı, ama hepsi birbirine saygılı. Biz Mardin gibi, bir Türkiye istiyoruz."

Her cümlesi alkışlar ve "lu, lu" temposuyla kesiliyor. Sonra hep birlikte, öğrendikleri sloganı Türkçe haykırıyorlar:

"Oylar namustur, namus satılmaz."

Bu gibi gösterilerde eskiden silahlar patlıyor. Havai fişekler atılıyor. Şimdi bunlara paydos.

"Lu, lu" sesleri arasında, sesi kulağa hoş gelen bir müzik aletiyle tempo yükseliyor. Nedir o alet? Zılgıt, ama zılgıtı kadınlar çekiyor.

"Biji Ahmet, serok Ahmet" sloganları arasında, her yere asılı pankart dikkatimi çekiyor: "Türkiye’ye sözümüz var."

Töre cinayetleri

GEÇEN hafta Viranşehir’de iki aşiret arasında, önceki gün de Kızıltepe’de kız kaçırma olayı. Parti anında müdahale ediyor. Aileleri ikna ediyor Ahmet Türk.

Ayrıca, partili din adamları köylerde, özellikle cenazelerde töre cinayetlerini önlemek üzere, vaaz veriyor.

Bölgenin dışına çıkıldığında, asıl rahatsızlık kimlik üzerine.

Yozgat’tan, Çorum’dan buraya gelen tüccara, biçerciye kimse ses çıkarmıyor. Ama, örneğin Karadeniz’de Kürtçe plak çalındığında adamın başına her şey gelebiliyor.

Kürtlerin Meclis’te ilk hedefi başkalarına saygı göstermek, ama onlardan da benzer saygıyı görmek.

İnsanlarımız her gün ölüyor. Kan nasıl duracak. Ahmet Türk:

"Genel af çıkarılabilir. Dağdakiler o zaman iner. Ama, bir de demokrasi projesi gerek. Bin yıldır birlikte yaşıyoruz. Şimdi bir canavar yarattık, ancak uğraşıyoruz, kimse ölmesin artık."

Mardin’den umutla ayrılıyorum.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 17:25

İLGİLİ HABERLER