"ECEVİT İKTİDARA GELİNCE İLÇEDE TENEKE ÇALIP DOLANDIM"
Eski Başbakan Bülent Ecevit'e "Karaoğlan" lakabını veren 80 yaşındaki Şehzade Şahin, yıllardır gazetecilerin kendisiyle görüştüğünü fakat yaşlılık ve emeklilik maaşı olmamasına rağmen kimsenin kendisine yardımda bulunmadığını, bundan böyle kimseyle görüşmek istemediğini söyledi.
Kars'ın Susuz İlçesi'nde yaşayan Şehzade nine, Ecevit'i 1972 yılında ilçeyi ziyaretinde evinde konuk etmesi ve Ecevit'e "Karaoğlan" lakabını takmasıyla bir anda tanındı. Şehzade Şahin, Bülent Ecevit'in vefatından sonra tekrar bir anda gündeme geldi. Gazetecilere anılarını anlatan Şehzade nine, bugüne kadar her soru sorana bilgi verdiğini fakat hiç kimsenin kendisine yardımda bulunmadığından dert yanarak konuşmama kararı aldı. Dün de röportaj için evine giden bir muhabire akla karayı seçtiren nine, saatler sonra ikna edilerek son konuşmasını gerçekleştirdi.
Ecevit'in ölümüyle üzüntüsünden hastalanan ve uyuyamayan Şehzade nine, bir yandan da kapısına giden gazetecileri üzmek istemediğini söyleyerek, artık uzun yıllar çektiği çilelerle yorulduğunu ifade etti. Hayatta başından çok üzücü olaylar geçtiğini söyleyen Şehzade nine, aynı zamanda da şakacı, sevecen ve esprili tavırlarıyla da dikkat çekti. Şehzade nine çekim sırasında, "Yine kameralara alıyorsunuz beni. Ben daha hastayım. Dün dediğimi dedim. Sonra bir başka gazeteciler geldi onları kovdum gittiler" diyerek odadan ayrıldı. Daha sonra ısrarlara dayanamayan Şehzade nine tekrar röportaja başladı.
Şehzade nine, 1972 yılında Ecevit'in Kars'a geldiğinde evlerine konuk olduğu ve neden "Karaoğlan" dediğini anlatırken oldukça anlar yaşadı. Kendisinin de o dönemler CHP'nin İlçe Kadın Kolları Başkanı olduğunu ve harabe olan evlerinde inşaat çalışmalarının yapıldığını ifade eden Şehzade nine, "Ecevit o çalışmalara kendi yardım etti. Evin inşaatında çalıştı, kürekle harç döktü ve taş taşıdı" dedi.
Gazetecilere sıkıntılarını anlatan Şehzade nine, "Muhabir gönderiyorlar, gazeteciler İstanbul'dan arıyorlar. Onlar da bana yardım etsin. İki tane talebe okutuyorum. Kiralık ev tutmuş okutuyorum. Ne maaşım var ne de Bağ-Kur'um. Önceleri iki yıl Bağ-Kur'u yatırdık, ondan sonra da oğlum Tuncer vuruldu ve daha yatıramadık. Tuncer'in üzerine gözüktüğümüz için yaş maaşı bile alamıyorum. Bana bugüne kadar yardım etmediler. Bundan böyle hangi gazeteci gelse konuşmayacağım. Artık tövbe. Gazete elbette ki lazım, gazeteye verilecek şeyler de olur" diye konuştu.
Ecevit'in gazetedeki fotoğrafına uzun uzun bakan Şahzade nine, Ecevit'in Başbakan olduğu zamanki sevinciyle nasıl teneke çaldığıyla ilgili olarak da, "Ecevit kazandı ben de tenekeye vurdum. Ağabeyim de memurdu. Gitmiş demiş ki, 'İlyas Bey senin bu bacın böyle ne yapıyor teneke dövüyor. Ayıp değil mi?' ben de, 'Ne ayıbı, Ecevit kazandı' dedim ve vurdum tenekeye. O günler nerede kaldı" diyerek içini çekti.
Şehzade nineye daha sonra gazetecilere, Ecevit'in cenazesine giderken kendisini unutmamalarını söyledi. Şehzade ninenin 55 yıllık eşi İmdat Şahin, Şehzade ninenin uzun yıllar önce Ecevit için söylediklerini şu şekilde hatırlattı:
"Ecevit, Ankara'da benim vurulan çocuğumun her gün saat başı çamaşırını, yatağının değişmesini sağladı. Benim oğlumla eşim Ecevit'in yanına Ankara'ya gitti ve Ulus Gazetesi'nde gazete bağladılar ve dağıttılar. Eşim dedi ki, 'Ecevit memleketin direği olacak' gerçekten de oldu. 'Bu Karaoğlan dünyaya parmak sallayacak' dedi. Gerçekten oldu".
Şehzade Şahin'in, Eski Başbakan Bülent Ecevit'in Ulus Gazetesi'nde uzun yıllar çalışan daha sonra öğretmenlik yaptığı sırada vurulan oğlu Tuncer Şahin de, "Toplumumuza faydalı bilgileri sunmak için her türlü fırsatları göğüsledik. Sayın Bülent Ecevit'in örnek bir devlet adamı olduğunu dünya kamuoyuna duyurmayı amaç edinmeli. Ecevit Kars'a geldiğinde kadınlar dedi ki, 'Sayın başkanım, sen hoş geldin, sefa geldin Karaoğlan, kara gündeyiz. Başımızda bir kara bulut var. Bunu yok et' " diyerek duygularını dile getirdi.