ERDOĞAN BAKIN HANGİ OKULA GİTMEK İSTEMİŞ?..
ERDOĞAN HANGİ OKULU İSTEMİŞTİ?
İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir gazetecinin ''Hangi üniversiteye girmek istemiştiniz, girememiştiniz?'' sorusuna, ''Ben de örneğin siyasala girmek istiyordum ama ben siyasalın mektebine girmedim ama yaşamda siyasalı yaşadım ve buralara geldik'' yanıtını verdi.
Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde Almanya seyahati öncesinde düzenlediği basın toplantısında, Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan ile ne zaman görüştüğüne ilişkin bir soru üzerine, şunları dile getirdi:
''Sayın Erbakan Hocamız ile son hastaneye girişinde değil, bundan önceki yine hastaneye girişi sebebiyle bir telefon görüşmemiz olmuştu. Kendisine geçmiş olsun temennisinde bulunmuştuk. Kendileri de bizlere başarı temennisinde bulunmuşlardı. Bu ikinci girişinde Recai Kutan Bey ile bir görüşme fırsatım olmuştu. Kendileri bana yoğun bakımda olduklarını o zaman söylemişlerdi. Bundan dolayı bir görüşme imkanımız olamamıştı. Kendilerine Allah'tan rahmet diliyorum, tüm ailesine, Saadet Partisi camiasına da başsağlığı diliyor, eski bir başbakan olarak tüm milletimizin de başı sağolsun diyorum.''
-''SİYASALIN MEKTEBİNE GİREMEDİM AMA...''-
Haliç Kongre Merkezi'ndeki 1. Türkiye Çocuk Hakları Kongresi'ndeki konuşması sırasında iki kız öğrencinin protestosunun hatırlatılması üzerine de Erdoğan, şunları dile getirdi:
''Oradaki 2 kızımızın yapmış oldukları, ayağa kalkarak bir müdahaleleri söz konusuydu. Konuşmamızın başında oradan böyle bir müdahale aslında tabi şık bir durum değildi. Arkadaşlarımız kendilerini alıp dışarıya çıkardılar. Toplantıdan sonra ben arkadaşlara 'alın, yanıma getirin' dedim ve yanıma getirdiler, kendileriyle görüştüm. Tabi kendileriyle görüştüğümde de tutarlı olmayan ifadelere üzüldüm. Hemen onların da gündeminde yumurta var. 'Ama biz yumurta atmayacaktık' dediler. 'Ben zaten yumurta atmayı size yakıştırmazdım ama yaptığınız iş, yumurta atmanın bir farklı versiyonuydu, çünkü bu konuşmayı dinledikten sonra orada ilgili arkadaşlarımız, bu organizasyonu yapan hocalarımız vardı, onlarla görüşmek suretiyle bizimle bir görüşme fırsatını da bulabilirdiniz' dedim.''
Başbakan Erdoğan, kız öğrencilerin kendisine ''Efendim ben tıp fakültesine girmek istiyorum ama tıp fakültesine giremiyorum, benim halim ne olacak? Benim ağabeyim tıp fakültesine girmek istedi ama mühendisliğe girdi'' dediğini de ifade ederek, ''Buna da şaşırdım. Ben de istediğim üniversiteye giremedim ama istediğim üniversiteye giremedim diye de gidip bir başbakanın konuştuğu mahalde onu provoke etmenin gayreti içerisine girmedim. İkinci defa üniversite imtihanlarında nereye isabet ettiyse oradaki üniversiteye ben ve arkadaşlarım girdiler ve hayatlarını böyle devam ettirdiler'' dedi.
Bir gazetecinin ''Hangi üniversiteye girmek istemiştiniz, girememiştiniz?'' sorusuna da Erdoğan, ''Ben de örneğin siyasala girmek istiyordum ama ben siyasalın mektebine girmedim ama yaşamda siyasalı yaşadım ve buralara geldik'' yanıtını verdi.
-''AB'YE KATACAĞIMIZ ÇOK ŞEY VAR''-
Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin ziyaretinin ardından gerçekleşen bu Almanya seyahatinde Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin nasıl bir mesaj verileceğinin sorulması üzerine de Erdoğan, Türkiye'nin AB ile ilgili tutumunun net olduğunu ifade ederek, Sarkozy'nin Türkiye ziyareti ile ardından Almanya Başbakanı Merkel ile görüşmenin planlanmış bir durum olmadığını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, Merkel ile olan ziyaret takviminin bir önceki görüşmelerinde belirlendiğini de belirterek, şöyle devam etti:
''AB sürecine yönelik biz özellikle AB müktesebatına uyulmasından öte bir şey istemiyoruz. Bizim istediğimiz çok bir şey yok fakat diğer ülkelere ne uygulandıysa Türkiye'ye de bunun uygulanmasını istiyoruz. Vefa denilen bir şey var, ahde vefaya kendilerini davet ediyorum -ki bu AB sürecinin en önemli ilkesidir-. Bunun dışında da istediğimiz bir şey yok. Eğer Türkiye'ye karşı bir olumsuzlukları varsa, Türkiye'yi arzu etmiyorlarsa, istemiyorlarsa, burada da kalkıp çok açık net şunu söyleyebilirler; 'biz Türkiye'yi istemiyoruz' derler. Diyoruz ki 'bunu da söyleyin'. Ben bunu Sayın Sarkozy'e daha önce de dedim defaatle.
Şimdi Sayın Merkel'e de aynı şekilde yine derim, yine diyorum. İstemiyorsanız bunu söylersiniz. Biz de işimize bakalım, siz de rahat olun, sizi de rahatsız etmeyelim. Niye rahatsız olacaksınız, bunu da söylüyoruz. Biz bu noktada Türkiye olarak inanıyorum ki bizim AB'ye katacağımız çok şey var ama AB'nin de bize katacağı çok şey var. Artık dünya büyük bir köy. Bu köyün içinde hep beraber yaşıyoruz. Alıp vereceğimiz bir çok şeyler var. Burada da bu dayanışmayı birlikte yürütelim istiyoruz.''