Yaşam
  • 15.10.2002 10:13

ERKEKLERİN YÜZDE 3.3'Ü EŞİNDEN DAYAK YİYOR

KAYNAK : Haber Vitrini BEHÇET AKSOY ANKARA- Yapılan bir araştırma, kadınların yüzde 10'unun eşlerinden dayak yediklerini ortaya koydu. 14 yaşından büyük kişilerin karı-koca ilişkilerindeki gerginleşme sebepleri arasında ilk üç sırayı, "eşin evle ilgilenmemesi" (yüzde 66.2), "eşin saygısız tavır ve davranışları" (yüzde 56.6) ve "eşin kötü alışkanlıkları" (yüzde 56.5) alıyor. Araştırmanın diğer ilginç bir sonucu da eşler arasında duygu ve düşünce paylaşımı yönünden ne kadar uyumlu ve tatmin edici ilişki olsa da şiddetin de o ölçüde artması. Buna göre, uyumlu ve tatmin edici bir evlilik ilişkisi olabilmesi için, eşle kavgaya varan münakaşalar yapılmaması gerektiği şart olarak görülmüyor. Çocuklarını hiç dövmeyen ailelerin oranı yüzde 55 civarındayken, çocuklarını hafif şiddete döven ailelerin oranı ise yüzde 40 olarak tespit edildi. 7 kişilik ailede şiddetin arttığı belirlenirken, fert sayısı 7'yi aştığında ise şiddetin azaldığı gözleniyor. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı tarafından ülke genelinde, 'Aile İçinde ve Toplumsal Alanda Şiddet' konulu bir araştırma gerçekleştirildi. Araştırmada, aile ve toplumsal yaşama alanlarındaki bazı değişkenler (ailenin ekonomik gelir düzeyi, fertlerin eğitim düzeyi, aile içi meslek yapısı, aile içindeki rol ve statü dağılımı, aile içi iletişim biçimi, gelecekle ilgili beklentiler gibi) ile aile içi şiddet arasındaki ilişki incelendi. ERKEKLER DE DAYAK YİYOR Araştırmanın çarpıcı bulgularına bakıldığında, evli veya başından evlilik geçmiş kişilerin, genel popülasyona göre şiddet ölçeğinden aldıkları puanların nispeten biraz daha düşük olduğu ortaya çıkıyor. Eşleriyle sık sık kavgaya varan münakaşalar yapanların oranı yüzde 3.3 olarak belirlenirken, kadınların yüzde 10'u eşlerinden sık sık (yüzde 3.6) ve ara sıra (yüzde 6.5) dayak yediklerini bildiriyor. Erkeklerin yüzde 2.1'inin sık sık, yüzde 1.2'sinin de ara sıra eşleri tarafından dövüldüklerini söylemeleri ise araştırmanın ilginç bir sonucu. Araştırmaya göre, kadınların yüzde 12.3'ü, eşleri tarafından sık sık ve ara sıra hakarete uğruyor. MÜNAKAŞANIN SONU KAVGA 14 yaşından büyük kişilerin karı-koca ilişkilerindeki gerginleşme sebepleri arasında en çok yer verdikleri durumlar, "eşin evle ilgilenmemesi" (yüzde 66.2), "eşin saygısız tavır ve davranışları" (yüzde 56.6) ve "eşin kötü alışkanlıkları" (yüzde 56.5) olarak sıralanıyor. Araştırmada, eşle kavgaya varan münakaşalar yapma oranı arttıkça, (özellikle kadınların) eş tarafından dövülme oranlarının arttığı, aynı durumun eşin hakaretlerine maruz kalma açısından da geçerli olduğu ortaya çıktı. UYUMLU EVLİLİKTE DAYAK Eşler arasında duygu ve düşünce paylaşımı yönünden ne kadar uyumlu ve tatmin edici bir ilişki varsa, şiddet ölçeğinden alınan puanlar da o ölçüde artıyor. Üstelik bu durumdan eşlerini sorumlu tutanlarda da bu artış çok yüksek oranlara ulaşıyor. Ancak, burada belirtilmesi gereken önemli bir nokta, kişilerin yarısından fazlasının da "ara sıra" ve "çok az" da olsa kavgaya varan münakaşalar yaptıklarını bildirmeleri. Demek ki, uyumlu ve tatmin edici bir evlilik ilişkisi olabilmesi için, eşle kavgaya varan münakaşalar yapılmaması gerektiği, görüşülenlerin büyük bölümünce şart olarak görülmüyor. KARAR ALMA SÜRECİ Araştırma, eşle duygu ve düşüncedeki paylaşım düzeyleriyle cinsel hayattaki paylaşım düzeyleri arasında, birebir olmasa bile büyük ölçüde mütekabiliyet ilişkisi olduğunu ortaya çıkarıyor. Dolayısıyla, cinsel paylaşım düzeyleriyle eşler arasındaki ilişkiler, duygu ve düşüncedeki paylaşım düzeyleriyle eşler arasındaki ilişkilere büyük ölçüde benziyor. Cinsel paylaşım, eşler arasındaki ilişkinin, dolayısıyla evlilikte şiddet görünümlerinin iyi bir ölçütü gibi görünüyor. Araştırmanın ortaya koyduğu bir başka olgu da ailedeki karar alma süreçlerine üyelerin katılımı arttıkça, eşler arasındaki duygu ve düşünceleri paylaşım düzeyi açısından tatmin edici ve uyumlu ilişki ihtimalinin de artması, aynı şekilde eşler arasındaki şiddet görünümlerinin de gerilemeye uğraması. Ailedeki karar alma süreçlerine üyelerin katılımları arttıkça, evde çocukların dövülme sıklıkları da belirgin biçimde azalıyor. 'DAYAKSIZ' AİLELER Ailelerin, çocuklarının yaramazlıkları karşısında uyguladıkları yöntemler arasında "açıklama ve ikna etme", çok yüksek oranlarla ilk sırada yer alıyor. Onu "azarlama-utandırma", "cezalandırma-yoksun bırakma" ve "korkutma" izliyor. Evde çocukların hiç dövülmediğini söyleyen aileler yüzde 55 oranında. Çocuklarını ayda birden fazla ve çok şiddetli dövdüklerini söyleyenler yüzde 3, yılda 1-10 arası çok şiddetli dövdüklerini söyleyenler yüzde 1.5 oranında. Ailelerin yüzde 40'ı ise çocuklarını hafif şiddette dövdüklerini belirtiyorlar. Evde çocukları dövmeyi daha çok annelerin üstlendiği görülüyor. ÖĞRENCİLERE TACİZ Söz konusu araştırma, 7-14 yaş grubundaki öğrencilerin yarısına yakınının, cinsiyet farkı olmaksızın, öğretmenlerinden, diğer öğrencilerden, okul dışındaki başka kimselerden bir biçimde rahatsız edici davranışlara maruz kaldıklarını ortaya koyuyor. Şiddete maruz kalınan bir çocukluk yaşamak, sonraki hayatta ailede ve toplumsal alanda bir şiddet uygulayıcısı olma ihtimalini artırıyor. KALABALIK AİLEDE ŞİDDET Araştırmaya göre, ailenin fert sayısının 7'ye kadar artması, şiddet ölçeğinden alınan puanları da artırıyor. Fert sayısı 7'yi aştığında ise şiddet ölçeği puanları geriliyor. Araştırma, aile içi dayanışma ile akrabalarla görüşme ve yardımlaşma oranları azaldıkça, şiddet ölçeği puanlarının yükseldiğini gösteriyor. Alkol ile şiddet arasında da açık bir ilişki görülüyor. Fertlerin eğitim düzeylerindeki artışa bağlı olarak, şiddet eğilimleri azalıyor. Aynı şekilde, gelecekle ilgili beklentilerdeki olumluluk düzeyine bağlı olarak da şiddet eğilimleri azalıyor. Siyasi sistemle ilişkileri kötü ve iyi olan kişilerin şiddet eğilimleri arasındaki farklılaşmalar da anlamlı bulunuyor. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:24

İLGİLİ HABERLER