Prof. Dr. Erçin Kasapoğlu, bölgedeki depremlerin bir volkanik aktivitenin öncüsü olabileceğini belirterek, ''Bu nedenle, depremlerin, yerbilimciler, özellikle volkanologlar tarafından dikkatle izlenmesinde ve değerlendirilmesinde büyük yarar vardır'' dedi.
Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erçin Kasapoğlu, Gökova'daki depremlerin bölgede gelecekte oluşabilecek olası bir volkanik aktivitenin öncüsü olabileceğine işaret ederek, depremlerin, yerbilimciler, özellikle volkanologlar tarafından dikkatle izlenmesinde ve değerlendirilmesinde büyük yarar bulunduğunu bildirdi. Kasapoğlu, yazılı açıklamasında son bir hafta içerisinde Gökova Körfezi'nde aynı bir hat üzerinde, birbirine çok yakın büyüklükte oluşan yüzlerce küçük depremin, bazı yerbilimcilerin ifade ettiği gibi bir ''Deprem Fırtınası'' olmadığını kaydetti. Deprem fırtınasının, aynı bir fay zonunda birbirini tetikleyen bir çok büyük depremin kilometrelerle ifade edilen uzun mesafe aralıklarında ve yıllarla ifade edilen uzun bir zaman periyodu içerisinde birbirini izlemesi olduğunu belirten Kasapoğlu, ''Gökova'daki depremler, 4 Ağustos 2004 günü saat 6.01 de oluşan ve büyüklüğü 5.4 olan ana şokun artçıları olamaz. Çünkü, 5.4 gibi orta büyüklükte bir deprem bu kadar çok artçı şok üretemez. Bunların hepsi, aynı bir hat üzerinde, birbirine çok yakın noktalarda ve saatler hatta dakikalarla ifade edilebilen çok kısa zaman aralıkları ile oluşmuşlardır'' dedi. Gökova'daki depremlerin, bir deprem fırtınası ya da artçı depremler olarak değil; ancak bir ''Deprem Kümelenmesi'' olarak nitelendirilebileceğine işaret eden Kasapoğlu, ancak, diğer tüm depremlerin çok küçük ve birbirine çok yakın büyüklükte olmalarına karşın; iki tanesinin, 5.5 ve 5.1 gibi orta büyüklükte olması, bunun sıra dışı bir ''Deprem Kümelenmesi'' olabileceğini gösterdiğini ifade etti.
Kasapoğlu, şunları kaydetti: ''Gökova'da olanlar gerçekten bir 'Deprem Kümelenmesi' ise; bazılarının derinlikleri 25 kilometreye kadar inen bu depremler, o bölgede magmanın yükselmekte olduğuna ve yer kabuğunda ciddi bir deformasyona yani yeni bir gerilim dağılımına işaret eder ki, bu da, o bölgede gelecekte oluşabilecek olası bir volkanik aktivitenin öncüsü olarak değerlendirilebilir.
Öte yandan, Ege Bölgesi'nin volkanik etkinlikler açısından oldukça aktif ve Datça Yarımadası'nın batısındaki Nysiros Adası'nın da volkanik bir ada olduğu dikkate alınırsa, Gökova'daki bu yoğun deprem aktivitesinin yerbilimciler, özellikle volkanologlar, tarafından yakından ve dikkatle izlenmesinde ve değerlendirilmesinde büyük yarar vardır.''
Eskişehir'de depremler izleniyor
Osmangazi Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (OGÜDAM) Başkanı Prof. Dr. Hasan Tosun, deprem öncesi ve sonrası oluşabilecek hidrojeolojik koşullardaki değişimle ilgili hazırlanan projenin son aşamaya geldiğini söyledi. Tosun, 2002 yılında kurulan OGÜDAM'ın 2003'te aktif olarak çalışmaya başladığını belirterek, merkezde, ulusal ve uluslararası boyuttaki deprem araştırmaları ile bölgenin afet ve risk yönetimleriyle ilgili değerlendirme çalışmalarının yürütüldüğünü kaydetti. Merkezin bölgede meydana gelen depremleri incelediğini ve olası problemleri ilgili makamlara aktardığını ifade eden Tosun, şöyle konuştu:
''Eskişehir merkezi yerleşim alanı temel zemininin dinamik davranışıyla ilgili proje yürütülüyor. Eskişehir bölgesi sismik aktivitesi, kaynak zonları ve yaratacağı ivme büyüklükleriyle ilgili ayrı bir çalışma devam ediyor. Bu çalışmayla yakın kaynak zonu etkisi önemle dikkate alınıp yapı tasarımındaki etkisi ortaya konulacak.''
Deprem öncesi ve sonrası oluşabilecek hidrojeolojik koşullardaki değişimle ilgili hazırladıkları geniş kapsamlı projenin son aşamaya geldiğini belirten Tosun, erken uyarı sistemleri üzerinde de çalışma yaptıklarını sözlerine ekledi.
yeni şafak
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:43