ANKARA - Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Irak'ta yaşanan savaştan Türkiye'nin en az zararla çıkmasının sağlandığını söyledi.
Gül, Dışişleri Bakanlığı'nın 2004 yılı bütçesinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı konuşmada, ''AB'ye üyelik hedefimiz, ABD ile ortaklığımız, komşularımızla iyi ilişkilerimiz, Avrupa, Balkanlar, Kafkasya, Orta Asya, Orta Doğu siyasalarımız, dünyanın önemli bölge ve merkezleriyle yardımlaşmamız, çok boyutlu dış politikamızın temel unsurlarıdır. Batı dünyasına aidiyetimiz de İslam dünyasının parçası olduğumuz da birer olgudur. Türkiye bu şekilde küresel bir uyum politikasını, kendi özellik ve hasletlerinden güç alarak doğallıkla temsil etmektedir'' dedi.
''Bu dönemde, Irak'ta bir savaş yaşanmış ve buna karşın ülkemizin bu ortamdan en az zararla çıkması sağlanabilmiştir'' diyen Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Yanıbaşımızdaki savaş ve olağanüstü koşullara rağmen, ABD'ye ortaklığımızın karşılıklı çıkarlara ve yarım asırlık müttefiklik deneyimlerine uygun bir şekilde tutulabilmesi mümkün olabilmiştir.
Komşularımızla ilişkilerimizin her alanda geliştirilmesi için özel bir gayret sarfedilmiştir. Bölgemizin güvenlik, istikrar ve refaha kavuşturulması hedefimiz doğrultusunda her türlü çaba harcanmıştır.
Türkiye bu dönemde bir çevre ülkesi değil, gelişmelerin odağında olumlu ve somut katkılarla barışa hizmet eden merkezi, güçlü bir devlet olarak belirmiştir. Hükümetimiz aktif dış politika kavramına yepyeni bir soluk ve içerik kazandırmıştır.''
Abdullah Gül, Türkiye'nin Irak halkını tüm kesimleriyle kucakladığına, bu ülkenin barışçı ve müreffeh geleceğinin inşasına katkıda bulunmakta kararlı olduğuna işaret etti. Hükümet'in savaş öncesinde ilkeli, yaratıcı ve etkin bir diplomasi sergilendiğini kaydeden Gül, ''Bulunduğumuz aşamada da Irak'ın toprak bütünlüğünün korunmasının şart olduğunu, doğal kaynaklarının Irak halkının ortak varlığı olduğunu ve ülkenin egemenliğinin Iraklılara en kısa zamanda devredilmesinin gereğini ısrarla savunmaya devam etmektedir. Kendi içinde ve çevresiyle barışık bir Irak hedefi, ancak bu şekilde sağlanabilecektir'' diye konuştu.
Meclis'in Hükümet'e Irak'taki İsktikrar Gücü'ne askeri katkıda bulunma izni verdiğini, bu iznin kullanılmasında izin tezkereleriyle kayıtlı hedeflerin gözetileceğini anlatan Gül, Hükümet'in İstikrar Gücü'ne katılım konusundaki nihai kararını, güncel koşulların gerçekçi bir değerlendirmesi ışığında ve ilgili taraflarla halen devam etmekte olan istişareler sonucunda vereceğini bildirdi.
Türkiye'nin İstikrar Gücü'ne katılım konusunda güttüğü amaçların açık olduğuna işaret eden Gül, şöyle devam etti:
''Barış kuvvetlerimize ihtiyaç duyulması halinde bu ülkeye işgalci gibi değil, Irak'ın istikrarının sağlanmasına yapmakta olduğumuz siyasi, ekonomik ve insancıl katkıları tamamlayıcı bir unsur olarak gidilecektir.
Ülkemizde 30 binin üzerindeki vatandaşımızın hayatına kasteden terör örtüğü PKK/KADEK'in Irak'taki mevcudiyetinin tasfiyesi için çok boyutlu bir çalışmayı bütün ilgili kurumlarımızın işbirliğiyle yürütmekteyiz.''
Gül, AB'ye tam üyelik doğrultusunda katedilen uzun ve ince yolun, AB Aralık 2004 Zirvesi'nde olumlu bir dönemeç oluşturması için üzerlerine düşenleri, ulusun Meclis'e yansıyan güçlü iradesi çerçevesinde kararlılıkla yerine getirdiklerini ve getirmekte olduklarını söyledi.
Türkiye'nin AB Kopenhag siyasi kriterlerine uyum konusunda gerekli yasal adımları attığını, Hükümet'in uygulama konusunda da tam bir kararlılık içinde olduğuna dikkati çeken Gül, bu amaçla gerçekleştirilen köklü reformların uygulanmasını topluca izlemek için komite oluşturulduğunu hatırlattı.
Türkiye'nin birleşik Avrupa projesinin doğal parçası olduğunu belirten Gül, ''Demokratik ve stratejik dokumuz, gelişen ve güçlenen AB hedefiyle uyum içerisindedir. Bundan sonra, AB 2004 sonunda alacağı kararla, siyasi gerçekçilik, stratejik akılcılık ve taahhütlerine vefada sınanacaktır. AB ülkelerinin bu kararı almalarını kolaylaştırmak için etkili bir iletişim stratejisi uygulamaya konulmuştur'' dedi.
Türkiye'nin ABD ile ilişkilerinin yeniden doğal konuma oturduğunu ifade eden Gül, ''Bu konum, güçlü ortaklık ilişkileridir. ABD ile ortak değerler, örtüşen stratejik vizyonlar ve karşılıklı çıkarlar temelinde 50 yılı aşkın bir süredir gelişen ortaklığımız, gelecekte de güçlenerek devam edecektir'' dedi.
Gül, Kıbrıs sorununa çözüm bulunmasının Kıbrıs Türk tarafının olduğu kadar, Türkiye'nin de hedefi olduğunu kaydederek, ancak varılacak çözümün Kıbrıs Türk halkının vazgeçilmez haklarının korunması ve Ada'daki iki toplumun güvenlik içinde yan yana yaşayabilecekleri ortamı da sağlaması gereğini vurguladı.
Gül, Türk tarafının BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonunu her zaman desteklediğini ve desteklemeyi sürdüreceğini belirtti.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:58