Güler: "Geleceğe Yatırım Türkiye'ye Yatırımdır"
Güler, Milliyet Gazetesince bir otelde düzenlenen "Geleceğe Yatırım Türkiye'ye Yatırımdır" Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, çözüm sürecinin başarıya ulaşabilmesi için şanslı bir dönem yakaladıklarını söyledi.
"Türkiye, bu kadar toplumsal desteği, böylesine siyasi gücü arkasında bulunduran bir iktidarı belki bir daha yaşamayabilir" diyen Güler, şöyle devam etti:
"Bu anlamda çözüm sürecinin başarıya ulaşmasının Türkiye'nin geleceği açısından da çok önemli olduğunu ifade etmek istiyorum. Bu işin engellenmesi için yapılan gayretler, şimdi olmazsa zaten ileride olması zordur. 'Bir daha nasıl olsa böyle bir fırsat gelmez' diye bütün gayretle çözüm sürecinin başarıya ulaşmaması için çalışılıyor. Başarıya ulaşmasını istemeyen kişilerin de kamuoyunda ne olduğunu görüyorsunuz. Onların geçmişte hangi yerlerde olduğunu görüyorsunuz.
Demokrasiyle ilgili yaklaşımlarını görüyorsunuz. Daha önce ne söylediklerini görüyorsunuz. Şimdi ne söylediklerini görüyorsunuz. Bunun dışında kalmak mümkün değil. Dışında kaldın, millet tasfiye eder. Bu, kaçınılmaz bir şeydir. Bu süreç, tarafların birinin kazanması birinin kaybetmesi mücadelesi veya bir taviz ilişkisi değildir. Türkiye'nin toplum olarak sorunlarını çözme ve ileriye atılım projesidir."
Çözüm sürecinin birlikte barış, huzur ve güven içinde yaşama çabası olduğunu vurgulayan Güler, sürecin milletçe birlikte inşa etmeye çalıştıkları Türkiye tasavvuru olduğunu anlattı.
Tavizlerin verildiği, pazarlıkların yapıldığı, teröre karşı geri adımların atıldığı bir süreç yaşanmadığını dile getiren Güler, "Miadını doldurmuş, Türkiye'ye büyük zararlar vermiş, kan akıtmış, gözyaşı döktürmüş terörün sonlandırılması sürecidir. Bundan herkese gelecek büyük faydalar vardır ancak son günlerde bölünme, parçalanma gibi tezviratlar ve yalan yanlış yorumlarla çözüm sürecinin arkasındaki toplumsal desteği zayıflatma çabalarını da görüyoruz" ifadesini kullandı.
-Demokrasi, hukuk ve siyaset-
Güler, seçimle başa gelen hiçbir iktidarın halka rağmen adım atamayacağını, anayasal ve yasal düzene aykırı işlem yapamayacağına dikkati çekerek, AK Parti iktidarı olarak siyasi anlayışları, değerleri ve hassasiyetlerinin buna asla izin vermeyeceğini kaydetti.
"Silah bırakılsın da ne olursa olsun" diye bir düşüncenin asla söz konusu olamayacağını belirten Güler, şöyle konuştu:
"Teröre başvuranlar, demokrasi ve siyaseti görmedikleri bu yolla amaçlarına ulaşamayacaklarını bilenlerdir ama biz silahları bırakarak, birbirimizi anlayarak, demokrasi standartlarını yükselterek, bu ülkenin eşit yurttaşları olarak birbirimizi kucaklayarak, bu işi çözebileceğimizi biliyoruz. Böyle bir bakış açısıyla ancak bu sorunun düzelebileceğine inanıyoruz. Vatandaşlarımız da artık bunu görüyor. Dünya, eski dünya değil. Hiçbir şeyin üstü artık örtülemiyor. Şeffaf bir toplumuz. Hesap veren bir iktidar anlayışı ancak egemen olabilir.
Çözüm sürecinde demokrasi, hukuk ve siyaset geçerli olacak. Çözüm yollarında bu mekanizmalar rol alacaktır. Onun için hem bu sorunların temeline inme konusunda hem de geleceğe yönelik çözüm arayışlarında hep siyasetin egemen olmasını istiyoruz."
Güler, çok boyutlu politikalar geliştirilmesi gerektiğine işaret ederek, Mardin'de insanların bakışlarında, davranışlarında farklılıklar gördüğünü, bölge insanının gerçekten terörün bitmesi için her türlü çabanın gösterilmesinden yana olduğunu söyledi.
Oy peşinde olanlara tepkisiz kalmamak gerektiğini ifade eden Güler, Doğu ve Güneydoğu'da temsil edilemeyen partilerin bölgenin ruhundan bihaber olduğunu savunarak, "Keşke Doğu ve Güneydoğu'da CHP ve MHP'nin de milletvekilleri olsaydı" dedi.
-"Gelin, bunu heba etmeyelim"-
"Şimdi ayrışmanın değil, kucaklaşmanın zamanıdır" diyen Güler, Türkiye'deki umut ve bahar havasının önünde hiç kimsenin duramayacağını, ülkenin sorununu şimdi çözmesinin çok önemli olduğunu vurguladı.
Güler, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu fırsatın heba edilmemesi gerektiğini özellikle ifade ediyorum. Bu, bizim için fırsattır. Herkesin taşın altına elini koyması ve mutlaka bu çözüm sürecinde kendini ifade etme zamanıdır çünkü bu, hepimizi ilgilendiren çok önemli bir sorundur. Kavgayla bu işi bir yere götüremeyiz. Güvenlik politikaları ile bu işin ilelebet sürdürülmesi mümkün değildir. Çatışma ortamını sürdürerek de bir yere varması mümkün değildir. Çatışma ile bu işi bir yere götürmek isteyenler de bir yere varamazlar.
Çözüm sürecinde birbirimizi anlayarak, bu işi ortak noktada buluşturma imkanımız var. Bunu yapacak olan biziz arkadaşlar. Kavgayı sürdürecek olan da biziz ama bu işi sonlandırmak, huzurlu bir ortama geçmek varken, gelin, bunu heba etmeyelim. Türkiye'nin gücünü, kuvvetini ve kaynaklarını böylesine çatışmalarla heba etmeyelim."
-Bağımsız Milletvekili Türk-
Bağımsız Mardin Milletvekili Ahmet Türk ise sürecin kalıcı barışa dönüşmesini arzu ettiklerini söyledi.
Çözüm sürecinde sorunların altyapısındaki sebeplerin de irdelenmesi gerektiğini ifade eden Türk, amaçlarının halkların sevgiyle kucaklaşması olduğunu belirtti.
Türk, Türkiye'nin sorunlarını çözdüğü zaman Ortadoğu'nun da demokratikleşmesine önemli katkılar sunacağına inandığını kaydederek, şunları anlattı:
"Bu yüzyıl, yeni bir yüzyıl. Halkların kardeşliğinin esas alınması gereken bir yüzyıl. Huzur ortamının sağlanması ekonomik gelişmelerin de önünü açar. Demokrasiyi kalıcı hale getirmesek, kalkınma da hayal olur. Biraz toplumsal realiteyi görerek, bugün yeniden toplumun şekillenmesi, demokratik şekilde herkesi kucaklaştıracak bir açılım, yeni bir sürecin başlaması gerekir.
Muhalefetten bu barışın sağlanmasını istemeyenlerden sesler çıkıyor. 'Pazarlıklar yapılıyor' deniliyor. Biz açıkça düşüncemizi ifade ettik. Bizim aradığımız hak, adalet ve eşitliktir."
-Demirören-
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı ve Milliyet Gazetesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yıldırım Demirören de çözüm sürecine inandıklarını dile getirerek, Mardin'e yatırımcıların geleceğini düşündüğünü, bölgenin değerli bir merkez olacağını vurguladı.
Çözüm sürecinin çok önemli olduğuna değinen Demirören, süreçle yatırımların artacağını ve Türkiye'nin önünün açılacağını kaydetti.
Demirören, futboldan örnek vererek, "Artık geçmişi kapatmak lazım. Şampiyonluklar sadece bir apolettir ama asıl kavga ekonomik kavgadır. Kim Şampiyonlar Ligi'ne, UEFA'ya giderse daha büyük para kazanacak" ifadesini kullandı.
Demirören, Türkiye'nin süreci başarıyla tamamlaması halinde ekonomik açıdan dünyanın sayılı ülkeleri arasına gireceğini sözlerine ekledi.