Gündem
  • 27.2.2014 11:36

Her pisliğin altından paralel örgüt çıkıyor

Paralel yapılanmanın faaliyetlerini deşifre eden istihbarat birimleri Başbakan’ın evine böcek koyan örgütün Uludere olayı ve Oslo görüşmelerinin sızdırılmasında rol aldığını belirledi.

Paralel yapının Türkiye’yi nasıl bir felakete sürüklediği gün geçtikçe ortaya çıkmaya devam ediyor. Türkiye’yi büyük bir krizin içine sürüklemek ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’siz Türkiye için 17 Aralık’ta darbe girişiminde bulunan paralel yapı, onlarca insanın ölümüne de göz yummuş. Reyhanlı’da 52 vatandaşımızın ölümüne neden olan bombalı saldırıların Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) görevlileri tarafından 4 gün önce savcılığı iletildiği bildirildi. Saldırı ihbarını dikkate almayan savcının ise MİT TIR’larını Jandarma ekiplerine bastıran Özcan Şişman olduğu öğrenildi.

BOMBALI ARACA ‘GEÇ’ MİT TIR’INA ‘DUR’

Reyhanlı’da meydana gelen ve 52 vatandaşımızın hayatını kaybettiği Türkiye Cumhuriyetinin en kanlı saldırısı ile ilgili ihbarın 4 gün önce Savcı Özcan Şişman’a bildirildiği öğrenildi. 11 Mayıs 2013 tarihinde Beşar Esed’in gizli servisi El Muhaberat bağlantılı bir grubun düzenlediği iki ayrı bombalı saldırının ihbarını aldığı halde gereğini yapmayan Savcı Özcan’ın, Suriyeli Türkmenlere yardım götüren MİT TIR’larını durduran savcı olduğu ortaya çıktı. Adana’da görev yapan MİT personelinin de El Kaide Terör Örgütü mensubu gibi gösterilerek dinletildiği de belirlendi. Paralel yapının, MİT’in tüm operasyonlarını El Kaide ile ilişkilendirdiği ifade edildi.

3 OLAY BAĞLANTILI

Paralel yapı, Başbakan Erdoğan’ın evi ve resmi konutuna koyduğu böceklerin bulunmasının ardından harekete geçti. Yüksek teknoloji ürünü casusluk aygıtının tespit edilmesiyle ilk kez ‘suçüstü’ yakalanan örgüt, ardı ardına tuzak kurmaya başladı. Böceğin bulunduğu gün MKG toplantısının olması ve o gece Uludere olayı yaşanması soru işaretlerini pekiştirdi. Paralel yapı, Başbakan’ın evine ve ofisine konan böceği bulan MİT’i hedef almaya başladı ve 7 Şubat’ta Başbakan Erdoğan’ın ameliyatını da fırsat bilerek Hakan Fidan ve çözüm sürecini yürüten MİT yetkililerini tutuklamaya kalkıştı.

DIŞARIYA BİLGİ SIZDIRDILAR

Gezi olaylarından sonra MİT içindeki bazı ulusalcıların yurtdışına evrak sızdırmaya çalıştığı tespit edilirken, en korkunç sızdırma ise paralel yapı elemanları tarafından gerçekleşti. Devletin bütün merkezlerinden bilgi alabilen paralel yapının elemanları, arşivledikleri devasa boyuttaki bilgiyi uluslararası hatlardan geçirerek apaçık casusluk faaliyetine imza attı. Paralel örgüt, dinlendiklerini bildikleri uluslararası telefonlarla görüşmeler yaparak devletin sırlarını yabancı istihbarat servislerinin eline geçmesine neden oldu.

Yasa neden önemli

Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu’nun aktif olarak hayata geçirileceği yeni MİT yasasıyla amaçlanan hedefler şu şekilde özetleniyor:

- 250 bin polis 100 bin jandarma var. Onlar içeride, MİT dışarıda çalışacak.

- MİT içeride sadece kontrespiyonaj faaliyetlere odaklanacak.

- Hem savcı hem polis hem jandarma her belgeye ulaşabiliyor. Fakat MİT hep baskı altında tutuluyor.

- İstihbarat denince akla önce MİT geliyor, diğer istihbarat kurumları gözardı ediliyor.

- 2473 kişi mahkeme kararıyla dinleniyor. Bunların bazıları daimi hedefler ama asıl dinleme mekanizmasını kullanan adli kolluk. Orada sayı 10 binlerle yüzbinlere çıkıyor.

- MİT yasası ile ihtiyaçlar karşılanmak isteniyor Nihai amaç MİT’i sadece dış istihbarata yöneltmek.

İstihbarata denetim

Bir istihbarat görevlisi, Türkiye’de güvenlik alanında şimdiki durumu şöyle özetledi: ‘Emniyeti, savcıyı hakimi MASAK’ı katın. Bilgiye erişen insan sayısının fazlalığını gözetin. Kötü imaj, kötü algı sorun oluşturuyor. Tüm servisleri kapsayacak şekilde kontrol altına almak lazım. MİT’in veri toplamasından endişe edenler, GSM şirketinde işe giren adamdan, MOBESE kameralarını kontrol edenden veya BDDK’daki adamdan da endişe etsin. Aynı şekilde banka merkezleri, operatörler var. Bir verinin sonradan uydurulması veya siyasetin suistimal edilmesi MİT’in elinde olup olmamasıyla alakalı değil. O veriler zaten devletin kurumlarında var. Dokunulmaz savcı binlerce insanı dinliyor. Askere tank, top veriliyor darbe yapabiliyor. Görev suistimali her yerde olabilir. Her zaman için önemli olan bunu kontrol edebilmek. Parlamento denetimi olmalı.’

Yasal güvence şart

Türkiye’de savunma, istihbarat güvenlik alanı hep geleneklerle devlet teamülüyle yönetilmiş. Ancak AB sürecinde bunları modifiye etme ihtiyacı doğdu. Herkes kendisine kanuni alan açıyor, yani kanunu kadar konuşuyor. Eski MİT Müsteşarı Emre Taner ve Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş tutuklanacaktı. Yoksa kimse bu görevleri yapmaz. MİT’in faaliyetleri yasal güvence altına alınmalı. Faaliyetin güvenliği ile ilgili yasal teminat gerekiyor. Çözüm sürecinde durum kritik. İlgiye ihtiyacı olan bir süreç. Provokasyon ve kaza oranı çok yüksek. Öcalan’ın hapiste olması Kandil’in işine geliyordu. ‘Önderlik istiyor’ diye insanları bozuk para gibi harcıyorlar. Öcalan sürece dahil edilince, onun dediğinin aksinin yapılması mümkün olmaktan çıktı. Şu anda birtakım çevreler Öcalan’ı oyunun dışına çıkarmaya çalışıyor.’ (YENİ ŞAFAK)

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 07:20

İLGİLİ HABERLER