HINCAL ULUÇ "EKSİK SAVAŞ.. EKSİK!.." DEDİ SAVAŞ AY CEVAP VERDİ!..
Hıncal Uluç'un Sabah'taki yazısı:
Eksik Savaş.. Eksik!..
Savaş Ay, tribün olaylarından sorumlu görünen gurupların liderleri ile konuşmuş. Fevkalade bir gazetecilik.. İtham edilenlere de söz hakkı tanımak, savunma hakkı vermek güzel.. Güzel ama eksik..
Savaş, tribün liderlerini, adeta bir Amerikan savunma avukatı gibi sorgulamış. Yani sadece savunmaya yarayan soruları sormuş .. Okuyorsunuz, adamlar sütten çıkmış ak kaşık..
"Okyanusa kibrit çöpü düşse bizden biliniyor" diyenlere..
"Şarabı da içeriz/ Esrarı da çekeriz/ Biz adamın anasını sinkaf" şarkıları nasıl yazılıyor, nasıl söyletiliyor veya söylenmesine niye göz yumuluyor..
Spor sahalarında "Musalla taşlı, ölümlü" tezahüratlarin işi ne?..
"Ölmeye, ölmeye, ölmeye geldik" diye korolar bağırtmak ne demek?..
"Ölecek, ölecek, öleceksiniz.. Ananızın bilmem neresini göreceksiniz" diye, durmadan ölümü anarak ve genel ahlakı, terbiyeyi sıfırlayarak bağırmanın sorumluları siz olursanız, bunun adı okyanusa kibrit çöpü düşürmek midir?.
Sen ölümü bu kadar ucuzlatırsan, sen genel ahlakı bu kadar yerlere serersen, sen suçu önleyen tüm vicdani ve ahlaki duvarları yerle bir edersen, yarın bir çocuk da, hele kafası dumanlı iken çakısını çekip senin ucuzlattığın ölümü gerçekleştirmez mi?.
..diye sormamış Savaş..
*****
Savaş Ay'ın Sabah'taki yazısı:
Hıncal Abi yerim üç bin beş yüz vuruş!..
Az ötede sayfasında haklı olarak eleştiriyor Hıncal Abi. Diyor ki;
"Sen bu soruları nasıl sormazsın Savaş? Beşiktaş amigoları ve tribün liderlerine bu soruları nasıl sormazsın? Onca galiz küfrün koro halinde edilmesini, uyuşturucu kullanarak maçlara gidilmesini nasıl sorgulamazsın?"
Konuksever Kartal
Ahh be canım Hıncal Abim. Beni bilmez misin? Söyleşiye gidince adama validesinin kızlık soyadını bile sormadan döner miyim hiç. Dün de öyle yaptım. Beşiktaş Çarşı Grubu'nun ana karargâhı sayılan o meşhur kahvehaneye gittim ve açık söyleyeyim ki çekine çekine gitmeme rağmen inanılmaz bir misafirperverlik ve samimiyetle karşılandım.
Vur beline
Eksik kalmış dediğin her şeyi de sordum orada abicim. Bir teyp bantını arkalı önlü dolduracak konuşmalar yaptık oradaki arkadaşlarla. Ama apar topar haberi yetiştirmek için döndüğümde sayfa sekreterleri ve redaktörlerimiz "yerin 3 bin-3 bin beş yüz vuruş (harf) arası" dediler kafadan.
Ben de haklıyım
Yani 1 saatlik teyp bantının yalnızca 12 dakikasına tekabül eden bir yazı yeri var orada. Ayrıca yazabildiğim o kadarcık bölümden bile birkaç önemli cümle atılmış zorunlu olarak. Sadece onlar bile atılmadan kalabilseydi senin bu haklı sitemine hedef olmayacaktım.
Koro şefleri
Şimdi gel yazıişlerine teslim ettiğim orijinal yazıdan atılan kısmı buradan oku. Hatta yazının aslıyla gazetede eksik çıkan halini karşılaştır ki içimiz rahat etsin:
- Orkestrasına hâkim olamayan şef olur mu Alen kardeşim? Sizler değilseniz onca kavga gürültüyü çıkaranlar kim peki? Deplasmanlara toplu gidişlerde otobüs içlerinde hap, esrar kullanıldığı yazılıp çiziliyor. Marketlerde durunca bir lira ödenmeden eşya alanlar oluyormuş. Bu doğru mu?
- Abi otobüs yola çıkmış, adam içeride bir şey kullanıyorsa buna kim ne yapabilir? Diskolarda, barlarda, okul yakınlarında her yerde olan şeyler değil mi bunlar?
- Beşiktaş Meydanı'na yakın yerde maç öncesi koro çalışması yapanlar var. Tribün şarkısının sözleri ' asarız döveriz, gırtlak keseriz' falan şeklinde.
- Arada tel örgüler polisler var diye herkes böyle şarkılar okur, bağırır. Kaldır tel örgüyü gık çıkmaz. Psikolojik bir şey bu.
- İyi ama daha maça saatler kala böylesi bilenen, ajite hatta provoke olan gençler biraz da alkolün ya da belki başka maddelerin tesiriyle maçta çok tehlikeli olmaz mı? Hele o şarkılar keseriz, bıçaklarız sözlerini binlerce kişi okursa neler olur?
- O zaman İbrahim Tatlıses'in; "Kız ben seni vurmaz mıyım" şarkısını da yasaklasınlar Savaş Abi.
- !!!
- Çok daha ağır şarkı sözleri var. Radyolar çalıyor. Ayrıca biz hastalandığında Kazım Ağabey'e sevgi dolu şarkı yazıp okumuş sevinçten ağlatmıştık unutmasın.
- Bedava bilet olayını biraz daha açın. Binlerle bilet maç öncesi buraya geliyormuş. Hatta bazı resmi görevliler de gelip sizden 50-100 bilet alıyorlarmış?
- Bedava bilet alanlar biz değiliz. Çeşitli sponsor GSM firmalarına her seferinde 23 bin bilet dağıtılır hediye verilsin diye. Bunlar kanıtlanamadığından en zayıf halka olarak görülen Çarşı Grubu'nun başına patlar kabak. Bize gelince çok çok indirim ya da taksit yaparlar kombine bilet alırken. Bunun aksini ispatlasınlar, her söylenene eyvallah diyelim.
- Kulüp başkanıyla yöneticilerle görüşürken özel istekleriniz olur mu? Hani; "benim şu derdim var ya da çocuğumun okul taksitine sıkıştım başkanım" filan türünden.
- Öyle olsa bizim çocuklarımız Beşiktaş Koleji'nde okurdu. Hepsi mahalle mektebinde. Mal varlıklarımızı açıklayalım isterlerse. Çoğumuz yoksulluk sınırında yaşıyoruz. Bazılarımız aileden az biraz varlıklı ama babadan ev kalmış, dededen dükkân filan öyle yani. Ayrıca sana da çok teşekkür ederiz. Sen bir F.Bahçeli olduğun halde buraya gelip bizim de görüşümüzü aldın. Sorun bakalım Kazım Abi (Kanat) başta olmak üzere hangi Beşiktaş yazarı gelip çarşıya inmiş, bizimle oturup bir çay içmiş bugüne kadar. Reha Muhtar, Erman Toroğlu ya da şu bu isim bir kere gelip de; "Neymiş bu çarşı? Şunları bir de mekânında ziyaret edeyim, iki laf edeyim" demiş mi?
İşte bu nedenle
İşte böyle Hıncal ağabeycim. Oynamaya niyetim var ama gerçekten de yerim dardı. Daha fazla yer olsa, ilanlar olmasa deniz derya yazardım. İmkân olsa o genç ve başarılı sayfa sorumlusu kardeşlerimiz daha uzun, detaylı kullanırlardı haberi. Ama burada kimse kimseye gücenemez ki. Gazeteciliğin evrensel ve altın kuralı ezelden beri belli çünkü. Ne o? Ne olacak; " En büyük haber ilandır.."