AVRUPA BASININDA TÜRKİYE TARTIŞMALARI… FRANSA ESKİ CUMHURBAŞKANI VE AVRUPA ANAYASASI'NIN MİMARI D'ESTAING: ''TÜRKİYE, AVRUPA'YA AİT DEĞİLDİR''
LONDRA - D'estaing, ''Türkiye ile müzakereler katılıma odaklanmak yerine, Avrupa Birliği'nin en büyük komşularıyla geliştirebileceği ilişkiyi araştırmalı'' dedi. Fransa Eski Cumhurbaşkanı'na göre taslak anayasanın 57. maddesi Avrupa Birliği'ne, komşularıyla imtiyazlı ortaklık anlaşması müzakere etme yetkisi verecek. D'estaing, ''Önümüzdeki ay Bakanlar Konseyi, Türkiye ile bu türden bir ilişki kurulmasının yolunu açacak ekonomik gelişim ve kalıcı siyasi işbirliği alanları yaratılması için müzakere başlatmaya karar vermeli. Son zamanlarda Türkiye ile yeterince ilgilendik. Biraz da Avrupa'ya kafa yormanın zamanı gelmedi mi?'' ifadesinde bulunuyor.
Daily Telegraph ise, Almanya Eski Cumhurbaşkanı Helmut Schmidt'in; ''Milyonlarca Türk işçinin ülkeye getirilmesi hataydı'' sözleriyle, ülkesinde göçmenlik tartışmasını yeniden alevlendirdiğini söylüyor. Schmidt şöyle diyor:
''Çok kültürlülük, demokratik bir topluma uydurulması zor bir kavram. Çoğunluğu Türk, yabancı işçilerin ülkeye getirilmesinin yaratacağı sorunlar, Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri tarafından gözardı edildi. Bu sorunların üstesinden sadece otoriter yönetimler gelebilirdi.''
UKRAYNA'DAKİ GERGİNLİK
Ukrayna'da, devlet başkanlığı seçimlerine hile karıştığı iddiaları ile başlayan, sokak gösterileriyle iç savaş kaygıları uyandıran gerginlik, Avrupa basınının gündeminde yine ilk sıralarda. Ülkedeki krizin Avrupa'yı içine düşürdüğü ikileme işaret eden Le Monde şöyle diyor:
''Avrupa Birliği, hiç de istemeyeceği bir seçim yapmak riski ile karşı karşıya. Kiev'de demokrasiyi mi desteklesin, Moskova ile olan ilişkilerini mi?''
İspanya'dan El Pais de, Ukrayna'nın istikrarsızlığa sürüklenmesinin, Avrupa ile Rusya arasında gerilen ilişkileri zedeleyebileceği uyarısında bulunuyor ve şöyle devam ediyor:
''Birbirlerine muhtaç olsalar da Moskova ile Brüksel arasındaki güvensizlik derinleşiyor. Özellikle Avrupa Birliği'nin son genişleme dalgası, Rusya'yı, Moskova'nın temsil ettiği her şeye alerji duyan ülkelerle komşu haline getirdikten sonra''
Almanya'dan Frankfurter Rundschau ise, olaylara, Amerika Birleşik Devletleri ile Rusya arasında bir güç çekişmesi olarak bakıyor ve Avrupa'yı, Kiev'de demokrasiyi savunarak, her ikisinden de uzak durmaya çağırıyor. Guardian yazarı Timothy Garton Ash ise, batıyı Ukrayna'da demokrasinin yerleşmesine destek vermeye çağıranlardan. Ash, protesto gösterilerine katılan öğrencilerden birinin mesajı ile bitiriyor yazısını: ''Umarız bize karşı silah kullanılmaz. İrademizin öldürülmesine izin vermeyin.''
Independent, ''Ukrayna'nın soğuk savaşı'' manşetiyle çıkmış. Gazetenin başyazısına ise, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin'in bir karikatürü eşlik ediyor. Karikatürde, kurt postu giymiş Putin, ormanda bulunuyor. Karların üzerinde duran ve üstünde Ukrayna yazan bir seçim sandığına, klozete oturur gibi oturmuş. Elinin uzandığı, bir ağaç dalına asılmış tuvalet kağıdı rulosu ise, batı yanlısı muhalif devlet başkanı adayı Yuşçenko'ya verilmiş oylardan oluşuyor.
IRAK'TAKİ GELİŞMELER
Irak'taki gelişmeler Ukrayna'daki krizin ardından İngiltere basınında ikinci sırada. Financial Times'ın haberinin başlığı; ''Iraklı Sünniler, Şiileri İslam'ı satmak ile suçluyor'' şeklinde.
Haberde, Nisan ayındaki ilk Felluce kuşatması sırasında, iki mezhebin taraftarlarının farklılıklarını bir kenara bırakıp, güç birliği yaptığını hatırlatan gazete, artık durumun böyle olmadığına dikkat çekiyor. Buna, radikal Şii lider Muktada es Sadr'ın silah bırakmasından sonra, diğer Şii liderlerin Felluce'ye yönelik son harekata sessiz kalması, hatta bazılarının destek vermesi gerekçe gösteriliyor.
Irak ile ilgili olarak Guardian'ın dikkat çektiği iç gerginlik ise, Kürtler ile Sünniler arasında. Sünni direnişçilerin Musul'u ele geçirmek için faaliyetlerini artırdığına dikkat çeken gazete, Kürt yerel yöneticilerine ve peşmergelere yönelik saldırıları hatırlatıyor. Binlerce peşmergenin destek için Musul'a akın ettiğini yazan Guardian, gerginliğin artığına işaret ediyor.
Amerikan Başkanı Bush'un, CIA ajanlarının sayısının yüzde 50 artırılması yönündeki talimatı da tüm İngiltere gazetelerinde geniş yer bulmuş. Daily Telegraph şöyle diyor:
''Bush, CIA'den tarihindeki en büyük genişlemeyi gerçekleştirmesini talep etti. Beyaz Saray'dan CIA şefi Porter Goss'a gönderilen memorandumda, özellikle farklı etnik kökenlerden, kritik görev bölgelerindeki dillere hakim ve buralarda kolayca kamufle olabilecek ajanlara yer verilmesi istendi''
Amerikan istihbaratı ile ilgili başka bir habere yer veren Financial Times ise, ''Amerikan istihbaratında reform çabaları sessizce ölüyor'' başlığını kullanmış. İstihbarat sistemini ciddi şekilde reforma tabii tutacak yasanın, Başkan'ın desteğine rağmen kongreye takılacak gibi göründüğünü söyleyen gazete şöyle diyor:
''Yasa, 15 ayrı birimden oluşan istihbarat ağının koordinasyonunu ve bütçe yönetimini tek bir elde toplayacak bir ulusal istihbarat yöneticisi öngörüyordu. Amaç, bu birimlerin 11 Eylül saldırılarını önlemek üzere ortak çalışmasını engelleyen parçalı yapıyı ortadan kaldırmaktı. Ancak bu yasa ile etkilerini kaybedecek olan birimler, sürecin önünü tıkamak için kongredeki etkili dostlarını harekete geçirdi bile.''
Tüm İngiliz gazetelerinde, son derece duygusal satırlarla yansıtılan bir haberse, savaşlarda ölen hayvanların anısına Londra'da açılan bir savaş anıtı ile ilgili. Filler, develer, atlar, posta güvercinleri, köpekler. Daily Telegraph, bu hayvanların İngiliz Ordusu'na yaptıkları hizmetler için şu örnekleri veriyor:
''Birinci dünya savaşında 8 milyon at öldü. Düşman ateşi duyunca huysuzlanır, altıncı his midir bilinmez, İngiliz askerlerinin tüfek seslerinden ise etkilenmezlerdi. Yüz binlerce güvercin cephe gerisine mesaj taşıdı. Bunlardan biri; meşhur Exeter'lı Mary, görevden, yaralı bir kanat ve göğsünde üç kurşunla dönmüştü.''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:20