İstanbul saldırısı bir terör değil devletler saldırısıdır
Yeni Şafak Gazetesi Yazarı İbrahim Karagül Atatürk Havaalanı saldırısıyla ilgili çarpıcı bir iddida da bulundu. Ortadoğu konusunda bir uzman olan Karagül, son saldırının bir terör saldırısı olmadığını iddia etti. Karagül, "İstanbul saldırısı bir terör saldırısı değil devletler saldırısıdır. Örgüte değil ülkelere bakın. Bu saldırının Türkiye'nin doğusundaki bir ülke mi yoksa batısındaki bir ülkeden mi olduğu yakında ortaya çıkır" dedi.
İŞTE O YAZI
Bu asla bir terör saldırısı değildir.
İbrahim Karagül
Bu, PKK, IŞİD veya bir başka “örgüt" adı öne çıkarılarak üstü örtülecek bir saldırı değildir.Tetiği kim çekerse çeksin, bombayı kim patlatırsa patlatsın, saldırıyı kim yapmışsa yapsın, bu, “terör saldırısı" diyerek kapatılacak bir dosya değildir.
Bu, dar anlamda terör analizleriyle okunacak, anlaşılacak ve anlatılacak bir durum değildir.
Türkiye saldırı altındadır
Bu çokuluslu bir saldırıdır. Doğrudan Türkiye'yi hedef alan, terör üzerinden yürütülen, terör görüntüsü verilen, uluslararası boyutu olan, bir dış müdahaledir, Türkiye'ye doğrudan bir saldırıdır.
Birileri Türkiye'yi terörle terbiye etmeye, kontrol altında almaya,belli bir mevzide tutmaya, diz çöktürmeye çalışmaktadır.
Türkiye'nin en kalabalık şehrinin, dünya başkentinin, dünyanın en büyük havaalanlarından biri tam da iftar vakti böyle bir saldırıya uğruyorsa bize bundan çok derin anlamlar çıkarmak düşer.
Sen kimsin ki denklem değiştiriyorsun mesajı!
Bu bir uyarı saldırısıdır. “Ayağını denk al" mesajıdır.
Biz yeni bir dünya şekillendiriyoruz, sen içeriye gömül, sakın başını kaldırma, bölgene ve dünyaya bakma, başka şeylerle ilgilenme mesajıdır.
Biz Güneydoğu'da şehirleri, ilçeleri işgal ederken sen bu işgalleri sona erdirdin, bu savaşı Türkiye'nin içinde devam ettireceğiz, her türlü örgütü ardı ardına sahaya süreceğiz, sembollerini vuracağız, seni boğacağız mesajıdır.
Suriye savaşı seni rehin almışken, biz daha Suriye savaşını tam olarak Türkiye içlerine servis edememişken, sen kalkmış İsrail ile, Rusya ile normalleşme yoluna gidiyorsun. Aklın sıra denklemkuruyorsun. Normalleşip krizden çıkmaya çalışıyorsun, buna izin vermeyiz mesajıdır.
Türkiye'de topyekün savaş başlatacaklardı
Bu saldırı, Kuzey Suriye Koridoru'nu planlayıp uygulayanların saldırısıdır. Bu saldırı, Türkiye ile Sünni Arap dünyasının bütün bağlarını kesmeye, Suriye'den sonra topyekün Türkiye savaşını başlatmaya karar verenlerin saldırısıdır.
Bu saldırı, Rus savaş uçağının düşürülüp Türkiye ile Rusya'yı yüzyıllar süren çatışmalar tarihine döndürme projesini yapanların saldırısıdır.
Türkiye'yi de Rusya'yı da tuzağa düşürenler, Türkiye-Rusya yakınlaşmasının asla kabul etmeyeceklerdir.
Türkiye-Rusya krizi bir projedir
Çünkü Ankara-Moskova arasındaki kriz, bölgeye yönelik en derin projelerden biridir. Türkiye-Rusya yakınlaşmasını analiz ederken “umarım tam bu dönemde bir uçak daha düşmez"demiştim.
Korkularım vardı bunu yazarken. Boşuna bir korku değilmiş. Uçak düşmedi ama normalleşmeyi en çok teşvik eden Türkiye cezalandırıldı. Hem de İstanbul Havaalanı vurularak.
Türkiye-Rusya yakınlaşması Avrupa'nın ve Amerika'nın en büyük korkusudur. Denklem bozucudur. Oyun bozucudur. Krizi onlar planladığı gibi onlar devam ettirmek istemektedir.
Rusya'yı da vuracaklar!
Eğer böyleyse, ki ben öyle inanıyorum, Rusya da saldırıya uğrayacaktır. Belki Moskova'da ya da bir başka yerde patlamalar, terör saldırıları gerçekleşecektir. Rusya'nın da burnu sürtülecektir!
Putin çok ciddi bir sınavdan geçmektedir. Gözü korkup geri adımatarsa, direnemezse, çok daha büyük zararlar Rusya'yı yoklayacaktır. Çünkü Rusya için tehdit Güney'den değil, Batı'dan gelecektir. Rusya'nın ikinci dağıma süreci Batı'da planlanmıştır ve oradan başlayacaktır.
Tahran'ın Akdeniz oyunu bozulacaktı
Türkiye-İsrail krizinin yumuşaması İran'ın oyun planını bozmaktadır. Tahran bundan ciddi anlamda endişe duymaktadır. Akdeniz'e ulaşacak stratejik kuşağı tehdit altına girmektedir.
Moskova'yı Türkiye'nin karşısına dikerek olağanüstü birstratejik akıl uygulayan, Batı'nın bölge planlarına paralel biçimdeTürkiye'yi Rusya eliyle çevreleme planları yürüten Tahran'ın kurgusu bozulacaktır.
Devletler oyunu, güçler hesaplaşması yaşanmaktadır. Formel söylemlere, sözleşmelere, anlaşmalara, ittifaklara aldırmayın. Güç hesaplaşması çok acımasız bir şekilde devam etmektedir. Terör bir müdahale aparatı olarak kullanılmakta, ülkeler birbirini terörle cezalandırıp hizaya sokmaya çalışmaktadır.
Dün akşamki saldırı tam da böyle bir saldırıdır. Terör üzerindenTürkiye'yi, son açılımını, normalleşme çabasını cezalandırdılar. Hem Rusya hem de İsrail'le krizin devam etmesini istiyorlar.
Erdoğan-Putin görüşmesi çok daha önemli hale geldi
Bugün saat 12:00'de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya lideri Putin, uçak krizinden sonra ilk kez telefonla konuşacak. Bu konuşma artık tarihi bir anlam taşımaktadır. Bu konuşmada çok dahaderin konuları ele almak bir zorunluluk haline gelmiştir.
Çünkü Türkiye'yi vuran terör Rusya'ya da yönelecektir. Bu günlerde Türkiye ve Rusya'da ortaya çıkabilecek, iki ülke yakınlaşmasını provoke edecek her türlü ihtimale hazırlıklı olmalıyız. Rusya şunu bilmeli; Türkiye'yi Suriyeleştirmek isteyenler, Rusya'yı da parçalayacaklar. Rusya için Türkiye'dençok daha acı verici planlar yapıyorlar çünkü. Putin'in, Suriye'de durduğu mevzi, Rus halkına ağır bedeller ödetecek.
Atlantik-İran hattına dikkat
Terörün patronları, coğrafyamızdaki kaosu planlayanlar, kaostan kurtulmaya dönük her girişime şiddet üzerinden tepki veriyorlar. Türkiye'yi de aynı kaosun parçası yapmak istiyorlar. Türkiye'nin bukarmaşadan sıyrılma çabalarına anında reaksiyon gösteriyorlar.Kendilerini ele veriyorlar.
Bu anlamda PKK da, PYD de, IŞİD de aynı çevreler tarafından harekete geçiriliyor, hedef bu çevreler tarafından veriliyor. İstanbul saldırısı üzerinden Atlantik-İran hattının çok ciddi bir şekilde değerlendirilmesi gerekiyor.
Gazze provokasyonu?
Sadece Rusya ile yakınlaşmayı değil, İsrail'le normalleşmeyi de hedef alacaklar. Çok yakında Gazze üzerinde bir provokasyon ve ardından İsrail saldırıları tezgahlanabilir.
Ya da Güney Lübnan'dan çok ciddi bir kriz tezgahlanabilir. Böyle bir durumda İsrail'in saldırganlığı, Türkiye'nin tepkisi hatta kamuoyunun harekete geçirilmesi yeni bir krizi patlatabilir.
Tüm ülkeme başsağlığı
Dün akşam, İstanbul'da üç canlı bomba saldırısı oldu, yazıyı yazdığım sırada hayatını kaybedenlerin sayısı otuzu aşmıştı. Şehitlere rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum. Tüm ülkeme başsağlığı diliyorum.
Biz bu topraklarda bin yıldır bedel ödeyenler, kıyımlar yaşayanlar olarak asla diz çökmeyeceğiz. Can ve kan üzerine direndik, direnmeye devam edeceğiz. Haçlı Savaşları'na, Birinci Dünya Savaşına direndik, yeniden ayağa kalktık aynı dirençle devam edeceğiz.
Örgütlere değil devletlere bakın
Saldırının kapsamı ve niteliği bir istihbarat organizasyonudur. Bir“devlet eli" bu saldırıya değmiştir. O devlet Doğu'da mı Batı'da mı, henüz bilmiyoruz. Ama aklı verenlerin, hedefi gösterenlerin örgütler değil devletler olduğuna inanıyoruz.
Saldırının ilk hedefi Türkiye'nin kıvrak bir dış politik manevra ile Rusya ve İsrail krizini çözmeye dönük girişimleridir. Bu iki krizi kimler istiyor, iyi düşünelim. Bizi terörle kontrol altında tutmak isteyenlerin, Suriye krizinin içinde tutmak isteyenlerin kimler olduğunu iyi düşünelim.
Çünkü Suriye meselesi biter bitmez bölgede bütün saldırılar Türkiye'ye yönelecekti ve onlara göre Türkiye'nin parçalanma süreci başlatılacaktı.
Ekim-Kasım'a hazırlanıyorlar
Siyasilerimiz, vatandaşımız asla korkmamalı, pes etmemeli. Devlet aklı, şuan sağlam zeminde yapılması gerekeni yapıyor. Bu normalleşme devam etmeli, kapsamı daha da genişletilmeli. Çünkü bu normalleşme, Türkiye'ye kurulan tuzağı bozma girişimidir. O kirli oyunu başlarına geçirme çabasıdır. Eğer bu normalleşme devam etmezse, Ekim-Kasım aylarında Türkiye'yi çok ağır saldırılarla bunaltmayı, diz çöktürmeyi planlıyorlar.
Artık tek sözümüz “Acımasız direniş"
Son sözümüz “Acımasız Direniş"tir. Bütün ülke olarak, tek sloganımız, tek marşımız bu olmalı, Anadolu'nun her köşesinde yankılanmalıdır.
Ağlayacağız, acıyacağız, kahrolacağız ama direneceğiz, çok daha sağlam zeminlerde dimdik duracağız. Bin yıldır bu topraklardan hiçbir şeye boyun eğmedik, asla eğmeyeceğiz!
Unutmayın, vatan sevgisi imandandır. İmanınıza sahip çıkma zamanıdır! Tabi bu arada “iç işgalciler"i ve psikolojik operasyonlarını çok yakından takip edin.