Gündem
  • 2.6.2021 16:48

Kargu-2 dronlarımız düşmana Ebabil kuşu saldırısı yapacak

zmanlar bu teknolojik gelişme karşısında şok olmuşlardı. Deyim yerindeyse karşılarındaki gerçeğe inanmakta güçlük çekiyorlardı. Bu kadarını da beklemiyorlardı. Zira dünya tarihinde ‘yapay zekalı Türk yapımı ‘drone’ın Libya’da Hafter güçlerine kendi inisiyatifi ile saldırdığı ilk tarihi saldırı ile karşı karşıyaydılar.

BM Güvenlik Konseyi’nin Libya Uzmanlar Paneli’nin Mart 2021’de yayınlanan raporu New Scientist dergisi tarafından ele geçirilmişti. Raporda “Türk askeri teknoloji şirketi STM tarafından üretilen bir Kargu-2 quadcopter olan ‘drone’un, Mart 2020’de Libya hükümet güçleri ile Libya Ulusal Ordusu Komutanı Halife Hafter liderliğindeki ayrılıkçı bir askeri fraksiyon arasındaki bir çatışma sırasında konuşlandırıldığı belirtiliyordu. Rapor Hafter güçlerinin geri çekilirken, hiçbir insan kontrolör gerektirmeyen ve otonom modda çalışan “son derece etkili” Kargu-2 insansız hava araçları tarafından nasıl “avlandığı” ayrıntılarıyla anlatılıyor.

 

“Ölümcül otonom silah sistemleri, operatör ve mühimmat arasında veri bağlantısına ihtiyaç duymadan hedeflere saldırmak üzere programlandı: gerçek bir ‘ateş et, unut ve bul’ yeteneği” ifadeleri yer aldı. Maryland’deki Ulusal Terörizm Çalışmaları ve Terörizmle Mücadele Konsorsiyumu’ndaki Zak Kallenborn’a göre, bu saldırı insansız hava araçlarının karşı hedeflere kendi inisiyatifiyle gerçekleştirdiği ilk saldırı olabilirdi. Gerçek tüm çıplaklığıyla ortadaydı. Libya iç savaşında rakip gruplar arasındaki bir çatışmada konuşlandırılan patlayıcı taşıyan ‘quadcopter’lerin, insan emri olmadan kendi insiyatifleriyle düşman hedefleri yok ettiği düşünülüyordu.

‘TEKNOLOJİ BİZİ BEKLEMEYECEK’

İngiliz savunma düşünce kuruluşu Royal United Services Enstitüsü’nden Jack Watling, New Scientist’e, yapay zeka silahlarının düzenlenmesi söz konusu olduğunda insansız hava araçlarının gri bir alanda olduğunu söyledi. Watling, “Bu, otonom silahların düzenlenmesinin imkansız olduğu anlamına gelmiyor. Ancak bu, tartışmanın acil ve önemli olmaya devam ettiğini gösteriyor. Teknoloji bizi beklemeyecek” diye konuştu.


TÜRKİYE’NİN ‘DRONE’LARI TERÖRİST İLE SİVİLLERİ NET AYIRT EDECEK TEKNOLOJİYE SAHİP

Baykar Teknik Müdürü ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar’ın, Türk ‘drone’larıyla ilgili kritik ve yanlış anlaşıldığını düşündüğü bir mevzuya da dikkat çekmek istediğini belirterek yaptığı çok önemli olarak gördüğüm açıklamalarında “Türkiye bu teknolojiyi çok hassas bir şekilde kullanıyor. Zeytin Dalı Harekatı’ndan bir örnek vereceğim. Sosyal medyada, basında her şeyi görebilirsiniz. Türkiye’nin (‘drone’larla) sivilleri belirlediğine dair tek bir kanıt yok, göremezsiniz. Türk ‘drone’ları size terörist ile sivili çok net bir şekilde ayırt etme potansiyeli veriyor. Bu teknolojiye sahip değilseniz, kör bir şekilde ateş edebilirsiniz. Bu teknolojiyle, insansız hava araçlarıyla santimetre hassasiyetinde çalışabilirsiniz. Bu bize sivil zayiatı tamamen ortadan kaldırma avantajı sağlıyor ve Türkiye ile ilgili benim bildiğim tek bir olay bile yok. Türkiye bu konuda o kadar hassas ki toplam sivil zayiatı tamamen ortadan kaldırıyor.” diyor.

Acaba hangi ülkelerin ‘drone’larında bu teknoloji var. Sivilleri özellikle de çocukları öldürmeye odaklı İsrail’de mi? Amerika’da mı? Rusya’da mı? Avrupa’da mı, geçiniz!!! Bu nedenle İnsanı yaşatmaya odaklı bir strateji izleyen Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ı ne seçimlerde ne de savaşlarda mağlup edemezsiniz.

Hele hegemonik güçlerin katil başkanlarına bel bağlayarak Türkiye’de iktidar olmayı düşünen Millet İttifakı’nın sayın liderleri sizin ne bu dünyada ne de ahirette kazanma şansınız hiç ama hiç yok!!! İsrail’in çocuk katili Netanyahu ve kendisine bu yönde destek veren ABD Başkanı Biden da aynı zor pozisyonda. Zira çocukları özellikle hedef alan Netanyahu’ya verdiği aşırı destek nedeni ile on binlerce Amerikalı, Biden yönetimine öfkelerini belirtmek üzere sokaklara döküldü. Başta başkent Washington ile New York olmak üzere Şikago, Miami, Los Angeles, Atlanta, Boston gibi büyük kentlerde Biden iktidarını protesto eden gruplara Ortodoks Yahudilerin, Siyah Amerikalı grupların, Beyaz Amerikalı gençlerin ve diğer etnik ve dini kökene mensup toplumsal kesimlerin görünür şekilde katılmaları ve destekleri bu katillerin Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde “soykırım” suçlanmalarıyla yargılanmalarının önünü açacak nitelikte görünüyor. Bu tabloya kadın çoluk çocuk demeden konvansiyonel ve kimyasal silahlarla binlerce insanı katleden Suriye kasabı Esad’ı ve Putin’i de eklememiz elzem görünüyor.

 


KAYNAK: YENİ ŞAFAK / BÜLENT ORAKOĞLU

Güncellenme Tarihi : 3.6.2021 17:46

İLGİLİ HABERLER