Gündem
  • 5.4.2002 16:42

LE FİGARO:PKK, SİYASİ BİR PARTİYE DÖNÜŞMEK İSTİYOR

KAYNAK : Haber Vitrini TANSU SARITAYLI PARİS - Le Figaro gazetesinde, Eric Biegala imzasıyla Köln ve İstanbul çıkışlı olarak yayınlanan haberde, terör örgütü PKK incelendi. Terör örgütünün siyasi bir partiye dönüşmek istediğini belirten haberde şöyle denildi: "Türkiye'de Kürt sorunu çözülmek üzere olabilir mi? (Kürdistan İşçi Partisi) PKK, diğerleri gibi bir siyasi partiye dönüşmek üzere ve Türk rejimi de, Kürt dilinin televizyonda kullanılmasına izin vermek üzere. Ancak bölgede baskı halen devam ediyor ve ayaklanmacılar da silahlarını bırakmadılar. PKK'nın isim değiştirdiğine dair geçtiğimiz hafta Türk basınında geniş bir şekilde yer alan haberler ise, Kürt ayaklanmacıların Türkiye'de tutuklu bulunan ve idama mahkum edilen tarihi liderinin kardeşi Osman Öcalan tarafından yavan bir üslupla yalanlandı. Bununla birlikte ayaklanmacıların bir bildirisinde, 'Hazırlıkları yapılan değişiklikler, isim değişikliğinden öteye gidiyor. Yeni bir yapılanmaya hazırlanıyoruz' deniliyor. Birkaç aydan beri PKK, silahlardan vazgeçip klasik siyasi mücadeleye girmek istediğini açıklıyor. Köln'deki "sürgündeki Kürt Parlamentosu'nun Başkanı Yaşar Kaya'ya göre doğal gelişmeler sözkonusu: 'Bir isim değişikliğine gidilmesi normaldir. Silahlı mücadelenin sona erişinin mantıklı bir devamıdır' diyor. PKK, liderinin idama mahkum edilmesinin ardından 1999'da çatışmayı bıraktı. Silahlı militanlar, Kuzey Irak'a geri çekildiler ve 2.5 yıldan beri Türkiye'de hemen hemen hiç operasyon yapmadılar. Buna karşın Türk ordusu, aramalara devam ediyor: Hatta F-16 avcı bombardıman uçaklarının, 21 Mart'ta Kürt yeni yılı Nevruz vesilesiyle ayaklanmacıların üslerine saldırı düzenlediği ileri sürülüyor. Ayaklanmacılar açısından bakacak olursak, silahlı mücadeleden siyasi mücadeleye geçişin öyle kendiliğinden geliştiğini söyleyemeyiz. Yaşar Kaya, Köln'de suları yükselen Ren nehrinin tam karşısındaki bir restoranın terasına oturmuş barışçıl bir yaklaşımdan yana sözler ediyor ancak yine de temkinli olduğu gözlemleniyor: "Bugün artık silahların konuşturulmasına gerek yok. Ama militanlar, Kürt sorununa çözüm bulunmadığı sürece tüfeklerini tamamen terk etmeyecektir" diyor. Ayaklanmacılar, tutuklu olan liderlerinin infaz edilmesi halinde tekrar saldırıya geçebilecekleri konusunda uyardılar. Ama öyle görünüyor ki, husumeti yeniden başlatma gündemde değil. 60'lı yıllardan bu yana Kürt davasının yorulmak bilmeyen eylemcisi, 'Militanların, gerçek anlamda bir aftan istifade edebilme şartıyla teslim dahi olabileceklerini düşünüyorum' diyor. Yaşar Kaya, 1999'da Türk yetkililere teslim olan 12 ayaklanmacının '24 yıl hapse mahkum edildiğini' hatırlatıyor. Konuya rejim tarafından bakacak olursak, birkaç çekingen ilerlemeye karşın pek uzlaşmacı bir ton kullanıldığını söyleyemeyiz. Hükümet, pişmanlık getirenlerin ceza indiriminden istifade etmesine izin verecek bir yasa hazırlıyor ama, af sözkonusu değil. Öte yandan Türkiye, Avrupa Birliği'nin terör örgütleri listesini yeniden gözden geçirmesi ve listeye Kürt ayaklanmacıları da dahil etmesi için halihazırda bir kampanya yürütüyor. Birliğin 'azınlık haklarına saygıyla' ilgili diğer talepleri, zaten ele alınmıştı. Bu bağlamda Türkiye'nin Kürt dilinde öğrenime izin vermek için yasalarını 2004'e kadar serbestleştirmesi bekleniyor. Bu perspektif üzerinde şimdilik durulmuyor. Buna karşın Kürtçe radyo ve televizyon programı yayınlama olasılığı gündeme alındı. Askerlerin hakimiyetindeki Milli Güvenlik Kurulu, geçtiğimiz Cuma günü yaptığı açıklamada, 'Devlet televizyonunun faaliyetlerinin genişletilebileceğini' belirtti. Anılan televizyondan günde Kürt dilinde bir saat yayın yapılmasına izin verilmesi sözkonusu olabilir. Şayet bu gerçekleşirse, Kürt diline izin verildiği 1991 yılından bu yana liberalleşme konusunda atılmış adımlardan en önemlisini oluşturacaktır. Bunu değerlendirebilmek için de uygulama usulünü bekleyip görmek gerekecektir. Zira Kürtçe (yazılı anlamda) yayınlara 10 yıldan bu yana izin verilmiş olsa da, nüfusunun çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu bölgelerdeki dağıtımı düzenli olarak yasaklanıyor. Kürtçe isim meselesine gelince, idari keyfiyete maruz kalıyor. Örneğin olağanüstü hal yönetimi altındaki illerin valileri, bazı Kürt isimlerini PKK militanlarınca da kullanıldığı gerekçesiyle istemiyor." Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:15

İLGİLİ HABERLER

Onceki Sayfa
Sonraki Sayfa