Ramazan Bayramıyla ilgili flaş gelişme! Erdoğan açıklayacak: 5 gün yasak
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi yarın toplanacak. Gündemde çok önemli konular var. Türkiye genelinde Ramazan boyunca kısmi kapanmanın devam etmesi ve Ramazan Bayramı'nda da 5 gün tam kapanmanın olması bekleniyor.
Türkiye'nin günlük koronavirüs tablosu belli oldu. Türkiye'de son 24 saatte 260 bin 280 Kovid-19 testi yapıldı, 38 bin 553 kişinin testi pozitif çıktı, 347 kişi hayatını kaybetti. Öte yandan gözler Ramazan bayramına ve alınacak yeni tedbirlere çevrilmeye başladı. 14 Nisan'da başlayan kısmi kapanma uygulamasının süresi yeni haftada bitiyor. Pazartesi günü gözler Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nde olacak. Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, pazartesi günü Beştepe'de toplanacak. Kabine'nin 3 yeni ismi ilk kez toplantıya katılacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığındaki toplantının öncelikli gündemi yine koronavirüs ile mücadele olacak.
Ramazan ayının ilk 2 haftasına yönelik kısmi kapanma kararının ardından 2 haftalık süre doluyor ve kısmi kapanmanın genişletilip genişletilmeyeceği de yarınki kritik toplantıda karar verilecek.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu'nda alınan kararlar, salgındaki son durum, vaka sayıları ve hastanelerdeki yoğunlarındaki durumlara ilişkin sunum yapacak. Son verileri paylaşacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir önceki Kabine'de vaka sayısında düşüş olmadığı takdirde daha sert tedbirlerin alınabileceği sinyalini vermişti. Toplantıda kısmi kapanma tedbirinin Ramazan ayı sonuna kadar devam etmesi yönünde karar alınması bekleniyor. Ancak daha geniş bir kapanma konusunda turizmciler başta olmak üzere taleplerde bulunuyor. Bu talepler de değerlendirilecek Kabine toplantısında.
EK ÖNLEMLER ALINACAK MI?
Detaylı değerlendirmeler yapılacak
RAMAZAN BAYRAMI'NDA KISITLAMA GELECEK Mİ?
Çarşamba günü başlayacak olan Ramazan Bayramı arefesini de içine alan Perşembe, Cuma, Cumartesi gününe denk gelen Ramazan Bayramı'ndaysa hareketliliğin en aza indirilmesi için Türkiye genelinde bir sokağa çıkma kısıtlaması kararı verilmesi bekleniyor. Bu çerçevede 5 günlük bir kısıtlamada Kabine toplantısında gündemde olacak ve toplantının ardından alınacak kararları Cumhurbaşkanı Erdoğan duyuracak.
Öte yandan Sağlık Bakanlığı Toplumda Salgın Yönetimi Bilim Kurulu üyesi, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Deniz Çalışkan Odabaş, Bakan Fahrettin Koca’nın da son açıklamasıyla dikkati çektiği vaka artış ivmesindeki düşüşü ve Kovid-19’un yeni ortaya çıkan Hindistan mutasyonunu Milliyet’e değerlendirdi.
FARK AÇILIYOR
İki farklı dönemdeki vaka görülme hızları arasındaki farka baktıklarını ve buna ivme adını verdiklerini belirten Odabaş, geçen hafta içindeki ivmede bir önceki haftaya göre bir azalma söz konusu olduğunu vurguladı.
Bu hafta ile bir önceki hafta arasındaki farkın şu anda açılmaya başladığını kaydeden Odabaş, “Yani vaka sayıları düşmeye başladı. Ancak benim kişisel fikrim, asıl düşmeyi gelecek hafta göreceğiz.
Kuluçka süresi nedeniyle 10 günlük periyotlarla yansıyor” dedi. Şu andaki tedbirlerle geçen yılın kasım ayındaki düşüşün sağlanamadığını belirten Odabaş, “tam kapanma” tedbiri olasılığına ilişkin soruya, şu yanıtı verdi:
AŞI TEDARİKİ ÖNEMLİ
“Cumhurbaşkanı da söylemişti; ‘İki haftalık kısmi kapanma, ondan sonrasında da yeterli azalma olmazsa tam kapanma ya da daha sert önlemler’ diye ifade etmişti. Şu anda, esnek çalışma ödeneklerinin tekrar gündeme gelmiş olmasını, bu sektörlere yönelik de bazı sınırlamaların olacağı yönünde bir niyet göstergesi olarak okuyorum.
Açıkçası hükümet, bir anda tam kapanma noktasında, aşı tedarikini önceledi diye düşünüyorum. Kapandığınız zaman, aşılarınızı hızlı bir şekilde yapmanız lazım ki açıldığınızda bağışıklık düzeyini yükseltmiş olun, bir işe yarasın.
Aşı tedariki sürecini de eş zamanlı olarak yürütmeye çalışıyorlar. O nedenle büyük olasılıkla kısmi kapanma uygulandı. Vaka sayılarında kasım ayındaki gibi güçlü bir düşüş olmadığı takdirde, daha güçlü önlemleri alması hükümetin kaçınılmaz bir görevi.”
BU BİR SAVAŞ
Prof. Dr. Deniz Çalışkan Odabaş, Türkiye’de her gün 350 kişinin hayatını kaybettiğine işaret ederek şunları söyledi: “10 günde 3500 kişi. Vakalarımız, 50-59 bin bandına kaydı. Hükümet de bireyler de salgınla mücadelede önlemleri güçlendirerek almak zorunda.
Yoksa virüs bizi yenecek. Bu bir savaş. Sürekli mutasyona uğruyor, bize karşı silah geliştiriyor. Biz hep aynı yöntemle gidersek onun gücüne karşılık veremeyiz. Tam kapanma noktasında hükümetimiz bu kararı aldığı noktada, vatandaş olarak da tam kapanma önlemlerine evimizde de uymamız gerekiyor.
Uymadığımız taktirde ne olacak? 14 gün içerisinde evdeki bireyler farklı zamanlarda enfekte olacak, açılma olduğunda evlerde halen enfeksiyonu geçiren bireyler olacak. Onlar açıldığında tekrar hastalık alevlenecek.”
BİLİM İNSANLARINA TROL SALDIRISI
Öte yandan Türkiye’de yeni tip koronavirüs salgınının ölümcül etkisi sürüyor. Alınan önlemler ve mücadeleye rağmen ülke genelinde vaka patlaması yaşanıyor. Bu süreçte Türkiye’de kamuoyunun yakından tanıdığı bilim insanları, sosyal medyada trol hesapların hedefi oldu.
Özellikle aşı ve maske karşıtlarının sosyal medyada hedef gösterdiği bilim insanlarına, tehditler yağmaya başladı. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, Prof. Dr. Necmettin Ünal, Prof. Dr. Bengi Başer ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan bu saldırıların hedefi haline gelen isimler arasında.
'KALAS TARİKATI'
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Milliyet’e yaptığı açıklamada, “Bizlere iftira atarak saldıranların büyük kısmı özel hayatında ezilmiş insanlar. Sosyal yaşamda yanımıza girerken önünü ilikleyip iki büklüm duranlar, Twitter’da hakaret ederek rahatlıyorlar” dedi.
Trol hesapların üzerinden hakaret ve tehdit edenlerin kişilik bozukluğuna sahip kişiler olduğunu belirten Ceyhan, “Bazı hesapların takip ve tespit edilerek, bu hesapları yönetenler hakkında gerekli yasal işlemin başlatılması için savcılığa başvurduk.
Bir arkadaşımın hediye ettiği üzerinde kuru kafa olan bilekliğim üzerinden İlluminati üyesi olduğumu, ezoterik tarikatlara çalıştığımı söyleyenler oldu. Ben de bu kişilere ‘kalas’ tarikatından olduğumu söyleyip, ‘kalas’ kelimesini tersten okumalarını önerdim. Ne zaman bir yerde ‘aşı’ dense saldırıyorlar” dedi.
'DEVLET ÖNLEMELİ'
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Yoğun Bakım Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal da aşı ve maske karşıtı bir takım kişiler tarafından hakarete uğradığını belirterek, şunları dedi:
“Sosyal medyadaki trol hesaplar bir anda organize olup saldırıyorlar. Türkiye’de aşı ile ilgili problem olduğunda saldırıların hedefi haline geliyoruz.
Bizlere hakaret ve tehditte bulunan kişilerin ne söylediklerinin bir anlamı yok. Bizler o düzeye inip bu insanlarla muhatap olmayız. Ancak yapılan hakaret ve tehditlere devletin el koyması gerekir.
Bu kişilere vakit ayıracak, onlara reyting yaptıracak boş zamanımız yok. Aşı yaptırmamak ayrı, aşı karşıtı kampanya düzenlemek ayrıdır. Bu topluma karşı işlenmiş bir suçtur.”
'ŞİKAYETÇİ OLDUM'
Trollerin hakaret ve tehditlerine uğrayan Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bengi Başer de, tepki ve üzüntüsünü şöyle dile getirdi:
“Ne zaman var olan bir sıkıntıyı eleştirsem, sistematik trol saldırısına uğruyorum. Dinci diye tabir ettiğim ve asla dindarlıkla ilgili olmayan bir takım kişiler saldırıyorlar.
Benim için ‘Bengi Başer, hastalıklı Kemalist’tir, bu yüzden de Kemalist olmayan hastalara bakmaz’ şeklinde iğrenç bir yalanı ortaya attılar.
Hiçbir insanı ayırmadan mesleğimi icra ediyorum. Bazı hesaplar ‘Allah bu doktorların eline düşürmesin’ diye mesajlar yayınladı.
Atatürk’e hakaret eden ve kamuoyunun yakından bildiği bir kişi hakkında şahsımı hedef göstermekten dolayı şikâyette bulundum. Ancak kovuşturmaya gerek olmadığı kararı verildi.”
Güncellenme Tarihi : 25.4.2021 23:22