Medya
  • 15.11.2002 11:31

SABAH'IN YAYIN YÖNETMENİ, DOĞAN GRUBU'NA FENA BİNDİRDİ...

KAYNAK : Haber Vitrini Ahlaksız teklif-3 Doğan Grubu'nun, SABAH için yaptığı teklifin adını ilk gün koymuştuk: Ahlaksız teklif. Nedeni basitti. Bu teklife aldığı yanıt da bunu açıkça dile getirdi. Ahlaksız teklif geri çevrildi. Bu konunun üzerinde daha fazla durmaya gerek yok. Ama bu vesileyle, o ünlü karton fabrikasının da niye kurulamadığını bir kez daha anladım! İlk günden beri özellikle vurguladığımız gibi, benim ve arkadaşlarımın gazetecilik dışında bir ilgi alanı yok. Bundan sonra da olmayacak. Kartele hayır Tek derdimiz özgür gazetecilik yapmak. Ben SABAH'ın Genel Yayın Müdürü olarak ihale peşinde olmayacağım, çeşitli kurumların kapısına gidip başka gazeteler için teklif vermeyeceğim. Hem doğrunun bu olduğuna inandığım için, hem temiz medya dönemi bunu gerektirdiği için böyle yapacağım... Şimdi gelelim Doğan Grubu'nun SABAH Gazetesi ile ilgili tavrına. Doğan Grubu, basında kartel oluşturmak, tirajları, reklam fiyatlarını, dağıtımı gönlünce denetleyebilmek için SABAH'ı ele geçirmek istedi. Bunun Türkçesi budur. Hiç sıkılmadan televizyonlarında bunu haber yaptılar. Bir hedefleri SABAH'ı ele geçirmek idiyse, diğer hedefleri SABAH okurunu, SABAH'a reklam vereni, SABAH'ı dağıtanları terörize etmekti. Bunlar da gerçekleşmedi. Gerçekleşmeyecek. SABAH, Türkiye'nin önünde açılan "Temiz Medya" döneminde her türlü kartelin dışında kalan bir basın kuruluşu olacak. SABAH ile kartel kelimesi biraraya gelmeyecek. SABAH, daha demokratik, daha özgür bir Türkiye hedefi için özgür gazetecilik yapacak. Dağıtımdan son ürüne kadar şeffaf bir tutum izleyecek. Manşetlerini iş takibi, kızdığı kişileri terörize etmek için kullanmayacak. İlkeler ilan edip art arda bunları çiğnemeyecek. Etkili ve yetkili bürokratların oğullarını, rakiplerinin davalarını etkilemek için işe alıp yurtdışına özel stajlara göndermeyecek. Bazıları hâlâ Türkiye'de açılan yeni dönemi göremediği için eski alışkanlıklarında devam ediyor. Ama unutmayın Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli de Türkiye'nin önünde açılan yeni dönemi göremedi. Onların akıbeti ortada. Medyada da bunu göremeyen, yeni dönemin kurallarını anlamayanların başına gelecek olan budur. Bu anlayış Türkiye'den tasfiye olacaktır. Hem siyasette, hem medyada. Halka rağmen siyaset yapma, halka rağmen gazete yapma dönemi kapanmıştır. Kapanan sadece ahbap-çavuş kapitalizmi dönemi değildir, aynı zamanda ahbap-çavuş medya dönemi de kapanmıştır. İki manşete bir ihale, bir kredi dönemi bitmiştir. Umutlarını seçim erteletmeye, kafasına uygun bir koalisyon oluşturmaya bağlayanların öfkesinin nedeni budur. Devam eden davaları etki altına almaya çalışmalarının nedeni de budur. Unutmayın, bu medya terörünü elinde basın ve TV olan insanlara karşı uygulamaktadırlar. Böyle bir olanaktan yoksun insanlara ne yaptığını siz düşünün. Temiz Medya dönemi Bu nedenle ben buradan bu tip uygulamalara maruz kalanlara çağrı yapıyorum. Haklı oldukları halde medya terörüne muhatap olanlar, elde belgeleriyle SABAH'a geldikleri takdirde onları gazetemizde yayınlama sözü veriyorum. Bu ülkede her türlü terör döneminin bitmesi gerektiğine inandığım için bunu yapıyorum. Bu öfke selinin durmayacağını, SABAH'a yönelik saldırıların, asılsız haberlerin süreceğini de biliyorum. Ama "yalancı çoban"ın öyküsünü de biliyorum. Artık Türkiye'de insanlar gerçekleri daha iyi görüyor. Bazı haberlerin niçin yapıldığını daha iyi anlıyor. O yüzden halkımızın sağduyusuna güveniyorum. Biz "Temiz Medya" çabamızı sürdürmeye devam edeceğiz. Tarih; kirliyi hak ettiği, ait olduğu yere gönderecektir. Son olarak, bana künyemin tepesine bakmamı öneren arkadaşa şu yanıtı vereyim: Ben gazeteciliğe başladığım günden beri, hemen hemen çalıştığım her gazetenin künyesinde o isim vardı. Gazetecilik adına bildiğim her şeyi ondan öğrendim. Eğer o isme bir şey duymam isteniyorsa, bu şükran ve saygı olur. (Ergun Babahan/ Sabah) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:40

İLGİLİ HABERLER