Savcı Sayan ateş püskürdü: Bakınız sayın lağım fareleri...
Eski Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, kendisine yönetil 'parti mi değiştiriyor' iddialarına sosyal medya hesabından sert tepki gösterdi.
Bir dönem Ağrı Belediye Başkanlığı da yapan AK Partili Savcı Sayan, geçtiğimiz günlerde ekonomi ile ilgili açıklamalarda bulunmuş ve hükümetin ekonomik politikasını eleştiren ifadeler kullanmıştı. Sayan’ın bu açıklamaları sonrası ‘Savcı Sayan saf mı değiştiriyor’ veya ‘muhalefet ağzıyla konuşuyor’ gibi ifadeler sosyal medyada oldukça fazla dile getirilmişti.
Ortaya atılan bu iddiaların ardından Savcı Sayan, sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu.
İşte Savcı Sayan'ın o paylaşımı:
LAĞIM FARELERİ İÇİN ZORUNLU AÇIKLAMADIR…
Ne zaman bir yerde yanlış yapmaya çalışan birilerini uyarmaya çalışsam, uğruna siyaset yaptığım,
Ülkem için gerekli uyarıları yapsam,
pusuda bekleyen birileri hemen
“gemiyi mi terk ettin” “makam mı istiyorsun” gibi kendilerine yakışan ucuz ve basit şeyler yazıyorlar.
Tabi bunların hepsine tane tane cevap vermeye vaktim olmadığı için
Topluca bu trollere buradan cevap yazmak istedim.
Bakınız lağımdan beslenen troller!
Ben Savcı Sayan’ım..
Asil bir ailenin evladıyım,
Imami sipki (Irak Musul),
İmamı Takiyüddini Sipki( mezarı Şam’da Sipki parkında)
Şeyh Salihi Sipki (Şırnak Basret köyünde),
Mele Resuli Sipki ( Mezarı Muş Alaattin cami avlusunda) ile
Osmanlı’da Paşalık yapmış (1870-1902) Hacı Yusuf Paşayı Sipki ve Oğlu Mehmet Paşa’nın torunuyum .
Ayrıca diğer 3 Dedem’de Atatürk döneminde önemli cephelerde komutanlık yapmıştır.
Benim dedelerim,
Şah ismail ile Yavuz sultan Selimin Çaldıran savaşından sonra Musul’dan Osmanlı topraklarına geçerek bu devletin ve milletin yanında yer alan ve bu topraklar için savaşan bir ailedir.
Hayatı boyunca dostlarını satmamış, çevresi tarafından yiğitliği ve Mertliğiyle nam salmış Rahmetli Dilaver beyin oğluyum..
Böyle bir ailenin evladının fıtratında satmak ve ihanet olmaz,olamaz,
Olabilemez ve de olmamalıdır..
Biz, mertçe çatışırız..
Mertçe savaşırız..
Mertçe yeneriz…
Mertçe yeniliriz..
Yetiştiğim doğanın bir sonucu olarak mizacımda sertlik vardır..
Bu doğru ama, mayamda namertlik yoktur .
Ben babamın vasiyetlerine uyarım..
Babam derdi ki;
“Gerçek dostlar zararı paylaşabilen dostlardır”..
“Cimri , korkak ve soysuzla dost olmayın” diyordu.
“Namertlerin dünyasında makam,mevki ve paranız, mertlerin dünyasında Yüreğiniz kadar adamsınız..
Siz siz olun,Yüreğiniz kadar adam olabilecek yerlerde bulunun…
Babamızın bu nasihatını abilerim alıp bana söylemişlerdir..
“Safkan atların yerine Eşekleri bağlamayın, lafını hiç unutmadığım için Siyasette liderleri çok önemserim.
Dolayısıyla ben sınıf başkanı bile olamayacakların peşine takılmadım/takılmam.
Rahmetli Baykal’a ve Sayın Erdoğan’a bakarsanız bu ilkeli duruşumu anlarsınız..
Diyeceksiniz ki; gemiyi terk etmem diyorsun, ama CHP’yi terk ettin…
Bakınız sayın lağım fareleri!
Sizin karakterinize ve size benzer insanlar, sürekli sayın Baykalın kaptanlığını yaptığı CHP gemisinin altını yıllarca kemirdiler,
Gemi aşınmayınca kaptanına suikast yapıp esir aldılar, kaptanı esir alınca gemide olanlara “teslim olun” dediler.
Ben ve benim gibi parmakla sayabileceğim bir kaç kişi teslim olmaktansa, boğulalım daha iyi diyerek denizin ortasında suya atladık.
Teslim olmadık.
Yüzdük karaya çıktık.
Karada bizi,içerde ve dışarda sizin gibilerle mücadele etmiş,esir düşmemiş,onların başını eze eze buralara gelmiş başka bir muzaffer kaptan karşıladı.
Bağrına bastı bizi, onlara yem etmedi.
Bu muzaffer kaptan her zaman “Dünya beşten büyüktür” diyen
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dı.
Ben CHP’de hem gençlik kolları, hem de ana kademede en alttan başlayarak,
ilçe Başkanlığı, il Başkanlığı parti meclisi,üyeliği MYK üyeliği ve genel başkan yardımcılığı yapmış birisiyim.
İki cephedeki liderleri ve politikalarını iyi bilirim..
Geçmişte şahsına yaptığımız hakaretlere rağmen,
batan gemiden bizi alıp bağrına basan
Sayın Erdoğan’a sadakat ve şeref borcumuz vardır..
Ben daha önce de söyledim Sayın Erdoğan‘la ile
ÖLÜMÜ,
ZİNDANI ve
SÜRGÜNÜ
göze alarak siyaset yapan birisiyim..
Bu saydığım üç şey de benim için ödüldür..
Ben Sayın Erdoğan’a ihanet etmem ..
Reisin kaptanı olduğu geminin altını kemirmem.. Lağımdan beslenmiyorum gıdam dürüstlük, menzilim dostluktur .
Ama kişiliğini gerçek karakterini,
Sinsiliğini gizlediğini sanan, sayın Erdoğan’ın sayesinde bir yerlere gelmiş,kafasındaki planları devreye sokmak için sinsi planlar kuran,
Sayın Erdoğan düşmanları bilin ki;
Reisin neferleri olarak size bu fırsatı vermeyeceğiz.
Sizi her konuda uyarmaya devam edeceğiz.
Sayın Erdoğan’a ve hükümete tuzak kuran birilerini gördüğümüzde, ya da farkettiğimizde bu tuzağı kuranları ifşa etmez ve uyarmazsak, demekki bizler de , bu tuzağa ortağız.
Bilerek tuzak kuranlar, sinsiler zaten belli..
Bazan bilmeyerek bu sinsilerin, hainlerin tuzağına düşen dostları ve siyasetçileri uyarmak tabiki bizim birincil görevimizdir.
Şunu iyi bilinki;
Reise karşı tuzak kuranlara müsaade etmeyiz..
Bunlar, ister siyasetçi olsun, ister iş adamı,ister, Koç,Tosun,Öküz,Horoz, ister üç harfli, ister çok harfli, ister bürokrat, ister muhalefet,ister iktidar içindeki uzantıları olsun..
Bazan düşmanı kendi içimizde aramak en doğru metod olabilir.
Biz dışardaki düşmanla mücadele ederken, dışardaki düşmanın, bizim içimizdeki dostunu gözden kaçırıp kendi içimizden ihanete uğrarsak bunun bedeli bizim için ağır olur .
Dolayısıyla ben bir eleştiri yaptığım zaman,hemen ucuz kahramanlıklar yapmayın..
“Gemiyi değiştirecek,
fareler gemiyi terk eder
Makam mı istiyorsun” gibi sizde pahalı ben de karşılığı olmayan sözler yazıp durmayın.
Aslında “Kişi kendinden bilir işi”
kaygınızı anlıyorum..
Yalan,iftira ve boş vaatlerle eleştiri yapmaktan başka çare ve marifetiniz olmadığı için, acaba bunlar kendi içlerinde eleştiri yaparak elimizdeki bu kozu da mı alacaklar kaygısını yaşıyorsunuz..
Dostlar,Ne ilginçtir ki; bunları söyleyenlerin tamamı lağım faresi
Yabancıların hakimiyeti altında yaşamaktan zevk alan tipler..
Birisi “Müslümanım, bu ülkenin tarihine, kültürüne, gelenek, göreneklerime bağlıyım”, diyorsa mutlaka ona düşman olurlar..
Oysa ben zaten bunlarla bir arada yaşamaktan haz almıyordum.
CHP’de iken de bunlarla bunun kavgasını verdim. bunlar CHP de siyaset yaptığım yıllarda beni sevmezdi,hatırlayanlar bilir..
Sayın baykalın Bağcılarda yaptığı salon mitinginde CHP ye ilk türbanlı üye kaydetme mitinginde
Katkım ve çabam büyüktür..
Sayın Baykal’ı iknada büyük payım vardır.
Bunlar Müslümanlarla (Arap, Afgan, Fars vb) yaşamaktansa Yunan’larla İngilizlerle Fransızlarla yaşamayı tercih eden insanlardır.
Yüz yıldır bunların tarih millet ve ümmet bilinci ellerinden alınmış.
Bunlar,bu ülkeyi bu milleti mevcut sınırlardan ibaret sanıyorlar
Selaniki, Bosna’yı, Yemeni,
Kırımı, Bağdatı, Filistini, Kahireyi, Mekke’yi Medine’yi bilmezler.
Bunların Kabe’si AB, Mekkesi ABD’dir.
Bunlarla yaşamaktansa,
Suriyeli, Iraklı, Filistinli kardeşlerimle yaşamaktan gurur duyarım.
Hiç olmasa ezanın sesini duyarım…
Ezanı susturun sesini kısın diyen,ülkeye işgal planı yapan bir Arap,bir Afgan,bir Fars gördünüz mü?
Başınızı lağımdan çıkarıp kulağınızı dört açın sayın lağım fareleri!
Gün olur bu ümmet birleşir, dağda çobanlık yapan garip Anadolu çocuğu silahını kuşanır, sırtına çantasını alır, bir parça kuru ekmekle ile sizi tuzağına çekmiş ağababalarınızla yıllarca savaşır.
İşte o zaman anlarsınız tuzağa çekildiğinizi ve vatanın ve ümmetin ne demek olduğunu.
Sayın Erdoğan her canlı gibi bir fanidir ve hiç bir canlı sonsuzluğa muktedir değildir.
Ancak bu faninin onların bağrında açtığı yara yaşam var oldukça iyileşmeyecektir bunu biliyorum.
Tıpkı 1071, 1453, 1919 gibi .
Tekrar söylüyorum benden Sayın Erdoğan’a ihanet beklemeyin.
Ama sayın Erdoğan’a yanlış yapanın da yanlışının üstüne, üstüne giderim..
Tarih ve ülke bilincim, Asaletim soyum ve aile terbiyem bunu gerektiriyor….