'SEVGİLİMİ KIŞKIRTTIĞIM İÇİN NEREDEYSE DAYAK YİYECEKTİM!..'

‘Hel-inn Modaevi’nin kapılarını Kelebek için aralayan Avşar, ‘Benim için düğme dikmeyi bilmiyor diyorlar. Ama ben terzi değil, tasarımcıyım’ diyor.

Modacı olmaya nasıl karar verdiniz?

Küçüklüğümden beri kıyafetlerle ilgilenmeyi çok severim. Ablamın sahne kıyafetlerini giymeye bayılırdım. İşletme okudum ve şu anda da zaten bir işletme sahibiyim. Modacı olmak için işletme okumak gerekiyormuş.

- Bu konuda bir eğitim aldınız mı?

Nişantaşı’nda LCC’de altı ay çizim ve moda üzerine eğitim aldım. Moda bence insanın içinde gelen bir şey. Çok iyi bir çizimim olduğunu söyleyemem ama ben gözümü kapattığım zaman bir kıyafet çiziyorum.

- Kendinizi moda konusunda yeterli buluyor musunuz?

Daha yolun çok başındayım. Zaten moda anlamında Yıldırım Mayruk ve Cemil İpekçi’yi ayrı sayarım. Diğerlerini de yolun başında görüyorum.

- ‘O nasıl modacı, düğme dikmesini bile bilmiyor’ diye hakkınızda konuşulduğunu duydunuz mu?

Ben terzi değilim ki, düğme dikeyim? Hangi modacı dikiyormuş ki bana laf atıyorlar! Çok komik. Ben terzi değilim, tasarımcıyım. Ben görüş verenim. Ben işletme sahibiyim, patronum!

- Hülya Avşar’ın kıyafetleri de eleştiriliyor.

Herkesin modası kendine göre. Ben beğenirim, o beğenmez. Aslında eleştiri almak benim hoşuma gidiyor, çünkü beni tetikliyor.

- Hülya Avşar’ın şovu yakında başlıyor. Kıyafetleri siz hazırlıyorsunuz. İpucu verir misiniz, nasıl kıyafetler olacak şovda?

Şov benim defilem olacak. O yüzünden de başka bir defileye ihtiyacım olmayacak. Hülya Hanım’dan değil, onun yapımcısından para alıyorum. Yani artık kendi ayakları üzerinde duran genç bir kadınım. - Neler hissettiriyor bu size?

Olgunlaştım. 6 aydır gece hayatım yok. Ben her şeyi yerinde, zamanında yaşadım. O zaman dışarı çıkmayacaktım da evlendikten sonra mı çıkacaktım? Hiçbir zaman yaptığım bir işten pişmanlık duymadım. Ben uyuşturucu kullanmadım, grup sekslere katılmadım. Ailemi rencide edecek bir hırsızlık yapmadım. Sadece gece arkadaşlarımla çıktım ve hak ettiğim gibi eğlendim.

Sevgilimi kışkırttığım için neredeyse dayak yiyecektim

- Ankara’da bir sevgilinizin olduğu ve evleneceğiniz söyleniyordu. Doğru mu?

Evet, doğruydu. Ankara’da iş yapan biriydi ama genelde yurtdışında yaşıyordu. Yakın bir zamanda ayrıldık. Kıskançlık yüzünden! Ama belki de barışırız.

- Nasıl tanıştınız?

İngiltere’de tanıştık. Ben dört sene önce aşık olmuştum. İnsan bir kez aşık olur. Ama Ankaralı sevgilimi de sevdim.

- Deniz Akkaya, sevgilisinin kendisini dövdüğünü iddia etti. Siz bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Dayak yemedim ama o aşamaya geldi. Ben de az değildim, onu kışkırtan bir şeyler yapmıştım! Hem ben kick box yaptım, ben de döverim yani.

- Hababam Sınıfı’nda küçük bir rol almıştınız. Oyunculuğu düşünüyor musunuz?

Hababam Sınıfı’nda ileride çocuklarıma gösterecek bir anı kalsın diye oynadım. Ben normal hayatta çok komik bir insanım ama bunu kameraya yansıtmadım. Yansıtabileceğim bir rol olursa çok sevinirim. Dört sene önce Diyalog’da oyunculuk eğitimi almıştım.

- Hülya Avşar ve Kaya Çilingiroğlu’nun boşanmaları hakkında neler söyleceksiniz?

Üzüldüm. Boşanma olayında ben kardeşi olarak üç maymunu oynuyorum.

Gülben Ergen benim düzeyimde değil

- Ablanız cevap vermedi ama siz Gülben Ergen’e cevap verdiniz. Neden?

Bunu ilk ve son kez söylüyorum. Benim ne eğitimime, ne aile terbiyeme hiçbir zaman yakışmadı. Ama böyle bir şey var! Senelerin vermiş olduğu bir sinir patlamasıydı yaptığım. Ablama senelerdir yapılan haksızlık yüzünden sinir patlaması oldu. Hep Hülya Avşar’ın adıyla, sırtına basılıp bir yere geliniyor. Bundan sonra kimse konuşmazsa, ben de hiçbir şey söylemem. Zaten kulvarımda olan insanlar değil. Benim düzeyimde olan insanlar hiç değiller.

/Büşra Bozok - Hürriyet