Sohbet-2.. Gayba iman
HAFTASONU SOHBETİ-2
GAYBA İMAN
Allahü Teâlâ’nın imanlı kullarını sevme nedeni; görmedikleri bilmedikleri dokunmadıklarına iman ettikleri içindir.
Melek cin şeytan Şanı Yüce Allah’ı görerek bilerek iman ettiler.
Melek iman etmekle kalmadı, itaat etti.
Cinlerin bir kısmı itaat etti, bir kısmı isyan etti.
Şeytan Allah’a iman etti ama tamamen isyan etti.
İtaat imanın canıdır.
İman ile itaat bir arada olursa ortaya bir kıymet çıkar.
Biri var diğeri yok ise sonuç sıfır olur.
İmanlı bir kul; meleklerden, cinlerden ve şeytandan farklı bir iş yaptı
İnsanoğlu görmediği bilmediği dokunmadığı koklamadığı şeye iman etti.
İman ettiği şey Allahü Teâlâ idi.
Şüphesiz görerek inanmak kolaydır.
Zor olan şey görmeden inanmak iman etmektir. İşte imanlı insanı makbul kılan şey görmediği Rabbine teslim olup, iman etmiş olmaktır.
Bu yüzden imanlı kişi gerçek anlamda imanlı Allahü Teâlâ nezdinde meleklerden bile üstündür.
İşte o üstünlük gayba imamındandır.
Yarın ahirete gidildiğinde imanlı kullara melekler bile gıpta edecekler. Diyecekler ki; “Ya Allah’ın kulu, sen ne mübarek bir insansın ki hiç görmediğin rabbine inandın, iman ettin. Bu sayede çok büyük hediyelere kavuştun. ” . O kulu köşküne götürünceye kadar büyük iltifatlarda bulunacaklar.
Allahü Teâlâ için bir kuluna verip verebileceği en büyük ihsan imandır.
Rabbimizin yanında iman o kadar değerlidir ki; tıpkı cennet mücevherleri gibidir.
Allahü Teâlâ bu mücevheri sadece layık olduğu kuluna takar. O kulunu ezelde belirlemiştir.
Allahü Teâla dünyaya baktığında gelen pırıltılar, tıpkı mücevher parlaması gibi imanlı kullardan gelir.
Allahü Teâlâ imanlı bir kulunu bir kul gibi değil, nadide bir mücevher gibi görür. O yüzden de o mücevheri ayrı sever.
Rasûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’e hangi amel daha değerli ve kıymetlidir diye sorulduğunda “Allah’a ve Rasûlüne iman etmektir” buyurdu.
İmanın kıymetini şöyle anlayın…
Resulü Ekrem Sallallahü Aleyhi ve Sellem Efendimiz şöyle haber verdi;
“Kalbinde hardal tanesi kadar kibir, büyüklenme olan kişi Cennete giremeyecektir. Yine kalbinde bir hububat ağırlığında iman olan kimse de Cehenneme girmeyecektir.”
Melekler ve imanlı cinler kendisine büsbütün itaat edip, emri altına girmiştir. Onlarda tam itaat ve bağlılık vardır. Onların bu bağlılık ve sadakati tek başına Allahü Teâlâ’ya yeter iken, o insanoğlunu yarattı.
Yarattığı insanoğlunun büyük kısmının kendisine hainlik yapacağını bile bile, yine de insanoğlunu yarattı.
Allahü Teâlâ’nın indinde o düşmanlıkları yapan hain ve habislerin, toz kadar kıymeti yoktur. Onun değer verdiği tek şey, o habislerin arasındaki imanlı kullarıdır.
Dünyayı ayakta tutan ve yok olmaktan kurtaran; işte o imanlı kullardır.
Bu kullara o kadar büyük sevgi ve muhabbet duyar ki; bir tanesinin bile başına kötü bir şey getirmez. Tek bir felakete uğramasına razı olmaz.
O yüzden Allahü Teâlâ Azimüşşan ezelde buyurdu ki; Allah diyen son kul vefat etmedikçe kıyameti koparmayacak.
Mübarek peygamberimiz Sallahü aleyhi ve sellem, Allahü Teâlâ’dan aldığı bu müjdeyi ashabı kirama haber verdi.
Bu müjde bile Allahü Teâlâ’nın imanlı kullarına verdiği değeri gösteriyor. Tek bir kul için kendisine yapılan tüm hainlik ve düşmanlıkları cezalandırmıyor.
Cenâb-ı Hak, bütün insanlara, sayılamayacak kadar çok nimet, iyilik vermiştir.
Bunların en büyüğü ve en kıymetlisi olarak da, Resûller ve Nebîler göndererek, İslamiyet’i, Saadet-i Ebediyye ’nin yolunu göstermiştir.
İbrahim sûresinin yedinci âyetinde meâlen, (Nimetlerimin kıymetini bilir, şükür ederseniz, yani emr ettiğim gibi kullanırsanız, onları arttırırım.
Kıymetlerini bilmez, bunları beğenmezseniz, elinizden alır, şiddetli azab ederim) buyurmuştur.
İşte bizim bu kadar merhametli bir rabbimiz var hamd olsun.
Böyle bir Rabbe hizmet edilmez mi?
Rahmeti ve merhameti sınırsız olan rabbimiz karşısında, biz ona ne yapsak azdır.
Merhameti bu denli yüksek rabbimizin birde cömertliği var.
Hepimiz aklımızı başımıza toplamalıyız.
Hata ve kusurlarımızı fark edip bunlara tövbe etmeli, verdiklerinden dolayı Rabbimize şükür etmeliyiz.
Halen sağ iken, diri iken tövbe edip; hak yola dönüp Ehlisünnete tam uyun.
Sonra bir dakika bile geç olabilir.
İnsanın ömrü 3 gündür.
Dün geçti gitti, artık geri gelmez.
Yarın, meçhul
Elde var bugün.
Ne yaparsan bugün yap.
Bir tarafta sonsuz saadet bir tarafta sonsuz azap.
Ya Rabbi sen aklımızı başımıza getirt.
İdrakimizi arttır.
Doğru sandığımız yanlış yollara sapmaktan muhafaza et.
Yıkılıp yok olacak dünyaya yatırım yapmamızı engelle.
Bizi sonsuza kadar devam edecek olan Saadet-i Ebediyye yoluna hizmetkâr eyle.
İmanımızı ve itaatimizi sabit kıl. (ÂMİN)
METİN ÖZER/HABERVİTRİNİ
