Medya
  • 7.4.2024 23:07

SOHBET -35... MELEKLERİN AKIN AKIN GELDİĞİ SOHBET

SOHBET -35
MELEKLERİN AKIN AKIN GELDİĞİ SOHBET
İnsan iki şekilde konuşur. 
Ya kalbiyle ya da diliyle.
Kalp ile konuşmak için kalp gözünün açık olması lazımdır. Bu da belli kimselerde olur.
Sıradan insanlar diliyle konuşur. 
Allahü teala dilden çıkana değil, niyete bakar. Hesap da zaten niyet üzerinedir.
Diliyle konuşulan şey, insanları ilgilendirir. 
Niyet ile konuşma, Allahü Teâlâ’yı ilgilendirir. Allahü teala’nın "Ben niyete bakarım" sözü, niyetle konuşma ile ilgili sözdür. 
Allahü teala dilden çıkana bakmaz, sadece niyete bakar. Söylenen sözün niyetine bakar. Büyükler bunu bildikleri için dillerini terbiye edip, boşa kelam etmemeye özen gösterirler. Her sözlerini kalpten söylerler.
Büyüklerin dillerinden çıkan ile niyetleri hep aynı olur.  O yüzden boş konuşmazlar. Boşa kelam etmezler. Dillerini boş yere çevirmezler. Boş kelamı lüzumsuzluk sayarlar.
Hiç bir büyük boş yere vakit harcamaz. Çünkü onların vakti kıymetlidir. 
Vakit, ahiret için harcanırsa makbul olur, dünya için harcanırsa boş iş olur. 
Büyüklerin işi ahireti anlatmak olduğu için, onlar boşa vakit harcamazlar.
İşte sıradan insanların yapamadığı ve yapamayacağı şey de budur
Sıradan insan niyet ile konuşamaz, dil ile konuşur. Niyet içeride kalır. Onu da sadece Allahü teala bilir.
Mühim olan şey kalpten geleni öne çıkarmaktır. Bu da mütehassıs işidir. 
İşte “her işin başı niyettir” diyen büyükler bunu kastetti.
Büyükler niyetlerini dile getirdikleri için, onların sözleri çok tesirli olur. Çünkü onlar dilden değil, kalpten konuşur. 
Kalp niyeti yansıtır. Onların her sözü, onların niyetidir. 
Büyüklerin; dilden ayrı niyetten ayrı kelam etmeleri ezelden yasaklanmıştır.
Dilden söylenenler akıldan, niyetle söylenenler kalpten çıkar. 
Büyüklerin sözleri akıldan değil, kalpten çıkar. O sözler kalpten gelince; akıla değil direkt kalbe tesir eder. 
Büyüklerin sohbetindeki lezzet de zaten buradan gelir. O sohbetlerin her cümlesi ve her kelimesi kalpten gelir, kalbe gider.
Kelam; kalpten kalbe gider iken, hocasıyla talebesi arasında kalpten kalbe bir yol açılır. İşte o yoldan geçen her kelam, çok mübarektir ve çok tesirlidir.
Kalpten kalbe akan o sözler, kişinin manevi dünyasını direkt etkiler. 
Ruhları sakinleştirip, uysallaştırır. Kişinin kalbini temizler. Temizlenen kalplerde nur oluşur. O nur giderek parlar. 
Kalbe bakım yapmak böyle olur. 
Kalbe bakım yapmanın en iyi yolu, büyüklerin sohbetinde bulunmaktır. 
Bu sohbetler o kadar mübarektir ki, kişi farkına bile varmadan arınır, temizlenir. 
Bir kişi bir büyüğün sohbetinde bulunsa; ne dediğini anlamasa bile onda bu arınma zuhur eder. 
Bu sohbetin bereketindendir. Çünkü o sohbetlerde büyüklerin feyzleri orada bulunan bütün kalplere akar. 
Kiminin kalbi tam alır kimin kalbi eksik alır. Ama orada bulunan herkes o feyzden alır. Herkes derecesi kadar nasiplenir. 
Peygamber Efendimiz (Aleyhisselatü vesselam) buyurdu ki;
- “Bir gurup insan bir yerde toplanıp Allah’ı gündemde tutmak için onun dinini öğrenmeye çalışırlarsa melekler onların etrafını çevirir. Allah’ın rahmeti onları kaplar ve üzerlerine huzur iner. Allah onları kendi huzurundaki meleklerin yanında anar.
Bir topluluk ki bir yerde oturur ve orada Allah’ı hatırlamazlar ve peygamberine salavat getirmezlerse o toplantı onların günahlarını artırıp onlara vebal olur. 
Allah dilerse onlara azab eder, dilerse onları bağışlar.
Melekler akın akın büyüklerin sohbetlerine gelir. 
İnsanoğlu gözüyle göremez ama o sohbet yerinde meleklerden bir santim bile boş yer kalmaz. İçeriye giremeyen melekler odanın dışında, odanın dışında kalanlar binanın dışında raks ederler. O kadar kendilerinden geçerler ki, o binadan arşa kadar halka halinde sürekli dönüp dururlar. 
Melekler o sırada; hem Allahü teala’ya hem de sohbet ehline dua ederler. 
Meleklerin ettikleri dualar sohbet ehlinin hayır defterine, o saniyede düşür. 
Bunlar kıymetli bir sevap olarak defterlerine işlenir. 
Bu öylesine kıymetlidir ki, kişinin ebedi kurtuluşuna bile neden olur. 
Ömründe bir kez bir büyüğün sohbetinde bulunmuş samimi ve sadık bir kişi sırf bu nedenle kurtulabilir. 
Bunun nedeni Allahü teala’nın bu sohbetlerden hoşnut olmasından kaynaklanır. 
Rabbimiz bir şeyden hoşnut olursa, hoşnut olduğu şeyi mutlak ödüllendirir. 
Buna karşı misliyle bir mükâfat verir. O’nun mükâfatı ebedi saadettir, ebedi kurtuluştur. Bu bir kula verilebilecek en büyük mükâfattır.
Allahü teala sohbet eden büyüklerden hoşnut olur. Bundan orada bulunan herkes sebeplenir. 
Yine Peygamber Efendimiz buyurdu ki;Kim ilim elde etmek için bir yol tutarsa Allah’ta onu Cennetine giden yola iletir. 
Melekler ilim öğrencisinin razı olması için kanatlarını indirirler. 
Bir âlim için; göktekiler ve yerdekiler hatta denizdeki balıklar bile, o âlimin bağışlanması için Allah’a yalvarırlar. 
Âlim; bilgili bir kimsenin cahillikle ibadet eden bir kimseye karşı üstünlüğü, Ayın diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir.
Âlimler peygamberlerin varisleridirler. Peygamberler miras olarak ne dinar ne de dirhem bırakmışlardır; onlar sadece miras olarak ilim bırakmışlardır. 
Kim ilimden nasibini alırsa çok büyük hayırlara kavuşmuş olur.
Büyüklerin sohbetleri böyledir. Hatta büyüklerden bahis edilerek yapılan sohbetler de böyledir. 
Bir büyüğün; ihlaslı, günahtan kaçan takva ehli, samimi ve sadık talebeleri tıpkı büyüğü gibi edilen bütün bu hayır ve duadan sebeplenir ve ebedi kurtuluşa erer.
Sohbet yapılan yer bereketlenir. Sohbet ehli de o sohbetlerin sevabından ve duasından nasiplenir. 
Sohbeti kıymetli kılan şey; Allahü teala’nın, Habibi’nin ve Habibi’nin mübarek yolunun anlatılmasıdır.
Bunların dışında anlatılan boş iş yani malayanidir.
Rabbim cümlemizi büyüklerin sohbet ehli kılıp ona gelen sevap ve duadan sebeplendirsin ( ÂMİN)


 

Güncellenme Tarihi : 7.4.2024 23:17

İLGİLİ HABERLER