TERLEMEK, HANGİ HASTALIKLARIN HABERCİSİ?
İSTANBUL (İHA) - Havanın sıcaklığına, yaptığımız fiziksel aktiviteye ve ruhsal durumumuza bağlı olarak hepimiz terliyoruz. Aslında terleme tüm sağlıklı insanlarda olması gereken, vücudun su, tuz ve ısı dengesini sağlayan fizyolojik bir olay. Ancak aşırısı özellikle sosyal hayatta büyük bir soruna dönüşen terlemeyi günümüzün modern yöntemleriyle kontrol altına almak mümkün hale geldi.Yüzde 65'i su olan vücudumuz için terleme, metabolizmamızın sağlıklı çalıştığının ifadesi. Normalde bir insan günde 500 cc civarında sıvı kaybediyor. Vücudun bu sıvıdan daha fazla sıvı kaybetmesi ise "aşırı" terleme olarak nitelendiriliyor. Terden en çok etkilenen bölgeler ise ter bezlerinin yoğun olduğu eller, koltuk altları ve ayaklar. Özellikle sıcak havalarda bu miktar daha da artsa da, genellikle bizi rahatsız edecek düzeylere ulaşmıyor. Ancak bazı kişiler var ki, onlar hiçbir aktivitede bulunmasalar bile terden adeta sırılsıklam oluyorlar. Peki, bu kişilerin aşırı terlemesi bir rahatsızlık belirtisi mi?
Hamilelik, ergenlik ve menopoz döneminde aşırı terleme olması normal karşılanıyor. Terin salgılanması, insanlarda sinir sisteminde "sempatetik" denilen bölümün çalışmasıyla ilgili. Toplumun yüzde 1'inde, özellikle stresli durumlarda bu sistem aşırı düzeyde çalışıyor. Doğuştan olan bu sistemin özellikle stresin etkisi altında kaldığımızda aşırı çalışmasının sebebi tam olarak bilinmiyor. Aşırı terleme, aynı zamanda önemli sağlık sorunlarının kaynağı da olabiliyor. Öyle ki, diyabet, böbreküstü bezi ve tiroit hastalıkları, vücutta oluşan enfeksiyon kendini terleme ile gösterebiliyor. Dolayısıyla, aşırı terlemeden şikayetçi olan kişilere bazı testler yapılarak, bu sorunun bir hastalık belirtisi olup olmadığının tespit edilmesi gerekiyor.
Vücut ısısının kontrolünü sağlayan terleme, pek çok kişinin hem özel hem de sosyal hayatını olumsuz yönde etkileyen önemli bir sorun haline gelebiliyor. Çünkü, aşırı terleme bakteri üremesini kolaylaştırdığı için kötü kokuya da yol açıyor. Deodorant ve parfüm kullanımı bu kokunun oluşmasını bir derece azaltsa da maalesef tamamen ortadan kaldırmıyor.
AŞIRI TERLEME RUHSAL SORUNLARA YOL AÇABİLİYOR
Ruhsal ve fiziksel sorunlara yol açan, sosyal hayatı zorlaştıran aşırı terleme ellerde, koltuk altında, ayak altlarında, yüzde ve gövdede oluşabiliyor. Aşırı terleme ellerde oluştuğunda hem el ile yapılan işlerde güçlük çekiliyor, hem de sosyal hayatta sorunlar yaşanıyor. Aşırı terleme ayaklarda meydana geldiğinde ise, ayak kokusuna neden olarak özellikle çorap ve kapalı ayakkabıların giyildiği soğuk havalarda kişiyi oldukça güç durumda bırakabiliyor. Terleme stresli durumlarda gelişiyorsa ve kişi terlemeden rahatsız oluyorsa kısır bir döngü içine giriliyor. Kişi terleyeceğini bilerek daha endişeli hale geliyor, endişe de daha fazla terlemeye sebep oluyor. Bu nedenlerle yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve aşırı terlemenin bir hastalık belirtisi olup olmadığının tespit edilmesi için mutlaka bir doktora başvurmak gerekiyor.
Günümüzün modern tedavi yöntemleriyle aşırı terleme rahatlıkla kontrol altına alınabiliyor. Tedaviye başlanmadan önce, aşırı terlemeye yol açan sebep saptanıyor. Terleme sorunu olan kişinin kilosu inceleniyor, kullandığı ilaçlar gözden geçiriliyor, menopozda olup olmadığı araştırılıyor. Sorunun tiroit bezinden ya da böbreküstü bezlerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığına da dikkat ediliyor. Eğer bu tür sorunlar tespit edilemez ise, sempatetik sinir sisteminin doğuştan aşırı çalıştığına karar veriliyor. Tedavide ilk olarak genel tedavi yaklaşımları uygulanıyor. Kişiye terletmeyen kıyafetler giymesi, talk pudrası veya klorid içeren solüsyonlar kullanması gerektiği belirtiliyor. Bazı kişilerde sempatetik sinir sisteminin çalışmasını azaltmak ve böylece de aşırı terlemeyi önlemek için ilaç tedavisi uygulanıyor. Psikoterapi de, strese bağlı terlemenin kontrol edilmesinde kullanılan bir yöntemi oluşturuyor. Bu tedavilerle sonuç alınamazsa, aşağıda yer alan yöntemler uygulanıyor.
TEDAVİ İÇİN KULLANILAN YÖNTEMLER
Bu işlemler sonrasında aşırı terleme geçici ya da kalıcı olarak ortadan kalkıyor ve önemli bir sorun olmaktan çıkıyor.
İyontoforez: Küçük su banyosu içinde, yarım saat boyunca, hastaya hafif elektrik akımı veriliyor. İnternational Hospital'den Dermatoloji Uzmanı Dr. Buket Pençe bu yöntemi şöyle anlatıyor; "Metal plakanın üzerine ıslak sünger konuluyor. Kol altı, el ayası, ayak tabanı gibi terleme olan bölgeye yerleştiriliyor. Islak sünger, iyontoforezi sağlıyor. Yani, suyun içindeki iyonlar ayrışıyor ve ter bezlerinin çalışmasını bloke ediyor. Hiçbir yan etkisi olmadığı için hamileler de dahil olmak üzere herkes rahatlıkla yararlanabiliyor. İşlem sırasında ağrı ya da sancı hissedilmiyor. Bu cihaz evde de rahatlıkla uygulanabiliyor. Hafif ve orta derecede terlemesi olan kişilerde oldukça başarılı sonuçlar elde ediliyor."
Alman Hastanesi'nden Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Elif Gürkan, bu yöntemin 3 günde bir, yarım saatlik seanslar halinde, süreleri azaltılarak birkaç ay uygulandığını belirtiyor.
Botox: Özellikle koltuk altı terlemesinde kullanılıyor. Aslında doğal bir zehir olan ve sulandırılarak kullanılan "botulinum toksini" ter bezlerini çalıştıran sinirleri felç ederek aşırı terlemeyi durduruyor. Muayenehane şartlarında gerçekleştirilen botox uygulaması yaklaşık 30 dakika sürüyor. Lokal anestezik krem uygulandıktan sonra herbir koltuk altına seri enjeksiyonlarla botox enjekte ediliyor. Santimetre kareye bir enjeksiyon yapılıyor. Tedavinin etkisi birkaç saat sonra veya gün içinde ortaya çıkıyor. Ancak botox ağrıya yol açabiliyor. Ender de görülse bazı kalıcı sinir felçleri oluşabiliyor. Sadece ter bezlerini uyaran sinirler değil, sıcağı algılayan duyu sinirlerinin felç olması da söz konusu.
Cerrahi yöntemler: Ellerdeki ve koltuk altındaki aşırı terleme için öneriliyor. Bu yöntemde koltuk altından bir delik açılıp, akciğer bölgesindeki, yüz ve ellere giden sinirlerin başlangıç bölgesi kesiliyor. Cerrahi tedavide ellerde yüzde 99 oranında başarı elde ediliyor. Ayaklardaki terleme içinse bel bölgesindeki sinirler kesiliyor. Koltuk altı terlemelerinde koltuk altı ter bezlerinin alınmasıyla başarılı sonuçlar elde edilebiliyor. Kalıcı çözüm sağlıyor.
Lazerle tedavi: Koltuk altı aşırı terlemelerinde, koltuk altı ter bezlerinin alınmasıyla başarılı sonuçlara ulaşılabiliyor. Lokal anestezi altında, C02 lazer yardımıyla basitçe yapılabilen bu uygulamada, koltuk altından yapılan küçük kesilerle sadece aşırı terlemeye sebep olan bezler çıkarıldığı için cilt sağlam kalıyor. Dolayısıyla işlem sonrasında vücutta genellikle iz kalmıyor. Bu yöntemin uygulama süresi 20 ila 40 dakika arasında değişiyor. Aşırı terleme ve kötü koltuk altı kokusu probleminin kalıcı olarak düzeltilebildiği bu tedavide, işlem sırasında cilt çıkarılmadığı için kişi 2- 5 gün içinde normal hayatına dönebiliyor. İşlem yapılır yapılmaz aşırı terleme duruyor ve kişi normal miktarda terlemeye başlıyor. Basit bir cerrahi işlem olduğu için hastanede yatmak gerekmiyor. Bu yöntem hamileler dışında, ergenlik çağından itibaren herkese rahatlıkla uygulanabilir.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:08