TİSK: ''EKONOMİ 2011'E RAHATLAMAYLA GİRİYOR''
ANKARA - TİSK'in aylık ekonomi bülteni yayımlandı. Bültende, TİSK'in sanayinin rekabet gücünü artırmaya ve beşeri sermayeyi yükseltmeye odaklanan, arz yönlü ve sanayi ihracatına dayalı bir kalkınma modelinin benimsenmesinin zorunlu olduğuna inandığı kaydedildi.
Türkiye'nin üçüncü çeyrekte büyümesinin yüzde 5,5 olduğuna, ekonominin son dört çeyrektir büyüdüğüne, ancak büyümenin yavaşladığına işaret edildi. GSYH'ye en fazla katkının yüzde 2,1 ile büyüyen sanayi sektöründen geldiği, tarım sektörünün yüzde 0,8 küçüldüğü belirtilen bültende, tarımın GSYH içindeki payının yüzde 15,4'e, imalat sanayinin yüzde 22'ye gerilediği, hanehalkı tüketim harcamalarının ve sabit sermaye yatırımlarının GSYH'daki payının arttığı vurgulandı.
-İSTİHDAM VE İŞSİZLİK-
Bültene göre, işsiz sayısının geçen yılın aynı dönemine göre 462 bin kişi azaldı ve işsiz sayısının 2 milyon 934 bin kişiye indi, işsizlik oranı 2,1 puan azalarak yüzde 11,3 düzeyine geriledi. İşsizlik oranı kentsel alanda 2,3 puan düşerek yüzde 13,9'a, kırsal alanda ise 1,5 puan düşerek yüzde 6,3'e geriledi. Eylül 2010 döneminde genç nüfusta işsizlik yüzde 21,2, kentlerde yüzde 25,3 olarak belirlendi.
İşsizlik oranı son aylarda düşüş eğilimine son vererek yatay seyir izlemeye başladı.
Bültende, kadınlarda eve kapanma olgusunun devam ettiği belirtilerek, kadınların işgücüne katılma oranının yüzde 27,9'da kalırken, 11 milyon 947 bin kadının ''ev işleri ile meşgul'' olarak işgücü piyasasının dışında kaldığı kaydedildi.
GSYH içinde tarım sektörünün payının yüzde 8'lere indiği, tarım sektörünün istihdamdaki payının yarım puan artarak yüzde 26,6'ya yükseldiği, tarım sektöründe verimliliğin daha da düşerek, yoksullaşma eğilimin arttığı vurgulanan bültende, 2 milyon 934 bin işsize ''iş bulma ümide olmayanlar, iş aramayan ancak çalışmaya hazır olanlar, mevsimlik çalışanlar ve eksik istihdamdakiler'' eklendiğinde Eylül 2010 itibariyle işsiz sayısının 5 milyon 640 bin kişiye çıktığı ifade edildi.
Bültende, ''Türkiye ekonomisi, 2011 yılına büyüme konusunda belli bir rahatlamayla giriyor. AB üyesi ülkelere göre çok daha hızlı büyüyen Türkiye, işsizlik ve sürdürülebilir kalkınma konusunda uzun yıllardır var olan sorunlarını çözemeden yeni bir yıla adım atıyor'' değerlendirmesine yer verildi.