Ekonomi
  • 31.5.2003 13:34

TOBB BAŞKANI HİSARCIKLIOĞLU: ''NE ZAMAN DÖVİZ DÜŞÜK, FAİZ YÜKSEK OLDUYSA BİR KRİZLE SONUÇLANDI''

DEVLET ARIK ANKARA - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, döviz kurunun çok düşük seviyede kaldığı dönemlerde ülkenin hep sorunlarla karşılaştığına işaret ederek, ''Ne zaman döviz düşük, faiz yüksek olduysa bunun bir krizle sonuçlandığını unutmamak lazım. Bu konuda gereken tedbirleri almanızı bekliyoruz'' dedi. Hisarcıklıoğlu, tek parti iktidarı ile yakalanan siyasi istikrar fırsatının ekonomik istikrarla bütünleştirilmesini ve kalıcı ekonomik büyümeye geçilmesini de temenni ettiklerini kaydederek, ''Siyasi partilerin siyaseti kendi zenginlerini yaratmak için kullanmadığı, devlet eliyle sermaye birikiminin yaşanmadığı bir Türkiye istiyoruz. Siyasetin siyasi platformlarda yapıldığı bir Türkiye istiyoruz'' diye konuştu. TOBB'un 58. Genel Kurulu'nun açılış konuşmasını yapan Hisarcıklıoğlu, hükümeti yapısal reformlar konusunda 'kararlı' olmaya davet etti. Hisarcıklıoğlu ayrıca, Türkiye'nin AB üyeliği yolunda atılacak tüm adımlarda hükümetin yanında olduklarının da mesajını verdi. 'MEVCUT SİSTEM BİZİ 21. YÜZYILA TAŞIYAMAZ' Enflasyonun ve faiz oranlarının yüksek olmasının nedenini kamu kesimi açıklarına bağlayan Hisarcıklıoğlu, hızla artan makro dengesizliğin giderilmesi için gerekli önlemler alınamadığını ve uygulanamadığını kaydetti. Aksine dengesizliklerin daha da büyümesi pahasına sorunların gizlenmeye çalışıldığına işaret eden Hisarcıklıoğlu, son 15 yıllık dönemde Türkiye'de 'Devlet başkasından alsın, bize versin' anlayışının hakim olduğunu belirtti. Türkiye'de üreterek büyümek yerine sadece tüketim ve israf üzerine kurulu bir iktisat anlayışının olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, ''Yapısal değişimin gereğini çok acı deneyimlerle öğrenmiş olmamıza rağmen bugün hala değişmemekte direniyoruz. Toplum olarak ne yapacağımızı bilemez bir durumda bir ileri bir geri giderek sürekli zaman kaybediyoruz. Artık kabul etmeliyiz ki yaşadığımız krizlerin ve çektiğimiz sıkıntıların asıl sebebi, kendi işleyişindeki aksaklıkları düzeltemeyen, hep erteleyen ve sık sık tıkanan siyasal sistemimiz ile bu sistemi rasyonel olmayan bir biçimde besleyen, değişime direnen ve siyasetle iç içe girmiş devletçi iktisadi anlayıştır'' diye konuştu. Mevcut siyasal ve ekonomik sistemin Türkiye'yi 21. yüzyıla taşıyamayacağını anlatan Hisarcıklıoğlu, dünyadaki değişime uyum sağlamadan, siyasal hesaplarla yıllardır reformlara ayak direten iktidarların günahını toplumun büyük acılar çekerek ödediğini söyledi. Bu çarpık siyasal ve iktisadi sistemi düzeltmek için hayali düzenler yaratmaya ve yeni sistemler keşfetmeye gerek olmadığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin hukukun üstünlüğünü, çağdaş demokrasiyi ve rekabetçi piyasa ekonomisini tüm kurul ve kurallarıyla yerleştirerek işletmek zorunda olduğunu bildirdi. Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin bunları gerçekleştirdiği takdirde refaha ulaşacağını ve çağdaş dünyada yerini alacağını kaydetti. HÜKÜMETE ÖNERİLER Türkiye'nin son 30 yıldır en önemli iktisadi sorununun enflasyon olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, enflasyonun Türkiye'nin bütün dengelerini ve yapısını bozduğunu belirtti. ''Popülizmden vazgeçmeyen anlayışımız önümüze hep 'ya enflasyonla mücadele ya da büyüme' diye iki seçenek koymuştur'' diyen Hisarcıklıoğlu, enflasyonla mücadele etmenin ve ekonomik büyümeyi artırmanın çelişen hedefler olmadığını söyledi. Türkiye'nin diğer önemli bir sorununun işsizlik olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, işsizliğin fertler için olduğu kadar toplum için de çok yönlü bir tehlike olduğunu söyledi. Temel siyasal ve sosyal bunalımların oluşmasında işsizliğin her zaman önemli bir etken olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, işsizlik sorununun çözümü için yatırımın önündeki engellerin kaldırılması ve işgücü maliyetlerinin indirilmesi gerektiğini vurguladı. Hisarcıklıoğlu, işgücü maliyetlerinin düşürülmesi için sigorta primine esas kazanç alt sınırının asgari ücret düzeyine çekilmesini, işyerlerinde çalışan işçi sayısının artışına göre firmaların gelir ve kurumlar vergisinde indirimler sağlanmasını, ilave işçi istihdamında, stopaj ve sigorta primlerinde indirime gidilmesini önerdi. 'KAMUYU KÜÇÜLTÜN' Türkiye'deki yabancı yatırımların azlığından da yakınan Hisarcıklıoğlu, etkin çalışmalar hukuk ve yargı sisteminin, adil olmayan rekabet koşullarının ve dünya standartları üstündeki vergiler, sigorta primleri, enerji ve finansman maliyetleri nedeniyle Türkiye'de yabancı yatırımın az olduğuna dikkat çekti. Türkiye'de hem yerli hem yabancı yatırımı köstekleyen bir ortam olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin kalkınması için mutlaka KOBİ'leri ekonominin omurgası yapması gerektiğini vurguladı. Yatırım ortamının iyileştirilmesi için öncelikle güven unsurunun sağlanması gerektiğinin altını çizen Hisarcıklıoğlu, ''Uygulanmakta olan iktisadi reform programı doğrultusunda atılacak her kararlı adım piyasalarda güvenin artmasına, riskin azalmasına ve reel faizlerin düşmesine yol açacaktır. Faizlerin düşmesi de reel sektöre destek vermenin en etkili yoludur. Ancak faizlerin düşmesi tek başına ekonominin düzlüğe çıkması için yeterli değildir. Çünkü asıl sorun kamunun israfçı ve verimsiz yapısıdır. Bu problemi çözmenin yolu da kamuyu küçülterek etkin, verimli ve şeffaf kılmaktır'' dedi. Hisarcıklıoğlu, bu doğrultuda hükümete yönelik önerilerini şöyle sıraladı: ''- Yeni bir kamu yönetimi yaklaşımı ile tüm kamu kuruluşları tek tek gözden geçirilmeli, fayda sağlamayanlar derhal kapatılmalı - Tüm kamu ve belediye iktisadi teşebbüsleri bir an önce özelleştirilmeli, satılma imkanı olmayanlar tasfiye edilmelidir - Kamuda böyle bir küçülmeye giderken 'sıfır tabanlı bütçeleme' yaklaşımı ile yeni bir bütçe hazırlanmalıdır - Kamu küçültülürken hazine arazilerinin, lojmanların, kamu dinlenme tesislerinin satışı ve vergi barışından sağlanacak fonların da borçların ödenmesinde kullanılması gerekir.'' RİSK PRİMİ Risk priminin yüksek olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, ''Döviz kurunun çok düşük seviyede kaldığı dönemlerde ülke hep sorunlarla karşılaşmıştır. Ne zaman döviz düşük, faiz yüksek olduysa bunun bir krizle sonuçlandığını unutmamak lazım. Bu konuda gereken tedbirleri almanızı bekliyoruz'' dedi. Hisarcıklıoğlu, tek parti iktidarı ile yakalanan siyasi istikrar fırsatının ekonomik istikrarla bütünleştirilmesini ve kalıcı ekonomik büyümeye geçilmesini temenni ettiklerini de vurgulayarak, kamu yönetimi reformu konusundaki hükümetin kararlılığını memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Hisarcıklıoğlu, reformun toplumun tüm kesimleri ile işbirliği ve istişare içinde gerçekleştirilmesinden ve Anayasa'nın temel ilkelerinin esas alınmasından yana olduklarını kaydetti. 'TÜRKİYE SORUNLARINI DEMOKRATİK YÖNTEMLERLE ÇÖZMEYİ ÖĞRENDİ' Türkiye'de piyasa ekonomisine geçilmesinden sonra demokrasinin daha da güçlendiğini hatırlatan Hisarcıklıoğlu, 50'li yıllardan itibaren genelde ekonomik nedenlerle her 10 yılda bir kesintiye uğrayan demokrasinin ekonomide çok daha zor koşulların yaşandığı 1980'den beri ayakta kalabildiğini kaydetti. Hisarcıklıoğlu, ''Türkiye sorunlarını demokratik yöntemlerle çözmeyi öğrenmiştir. Bunda yaşanan tecrübelerden çıkarılan derslerin yanında piyasa ekonomisinin çok ciddi bir katkısı olmuştur. Yaşadığımız sorunların kaynağı piyasa ekonomisinde değil uygulanan yanlış politikilarda aranmaladır'' mesajını verdi. Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin AB üyeliği konusundaki görüşlerini de aktararak, TOBB olarak hükümetin bu yolda atacağı her adıma destek olacaklarını kaydetti. Hisarcıklıoğlu, bu çerçevede hükümetin gerekli yasal düzenlemeleri çıkararak bir an önce uygulamaya geçirmesi gerektiğni vurguladı. TOBB olarak bütün siyasi partilerle sağlıklı bir iletişim içinde olduklarına da işaret eden Hisarcıklıoğlu, ''Her siyasi parti ile eşit derecede bir yakınlıkta duruyoruz. Günlük siyasetin dışındayız ama milli siyasetin içindeyiz. Ben dahil hiçbirimiz bulunduğumuz makamda siyasi hesaplara göre hareket etmedik, etmemeliyiz. Sizler bu makamları ayağınızdaki prangaların çıkarılması için bize emanet ettiniz. Bu emanetin hakkını vereceğimizden endişeniz olmasın'' diye konuştu. 'SİYASET KENDİ ZENGİNLERİNİ YARATMASIN' Konuşmasını nasıl bir Türkiye arzuladıklarını açıklayarak tamamlayan Hisarcıklıoğlu şunları söyledi: ''Biz artık ilişkilerin değil kuralların belirleyici olduğu bir Türkiye istiyoruz. Eşit şartlarda rekabete dayalı piyasalar istiyoruz. Teşebbüs hürriyeti dahil özgürlükler alanının genişlediği bir Türkiye istiyoruz. Siyasi partilerin siyaseti kendi zenginlerini yaratmak için kullanmadığı, devlet eliyle sermaye birikiminin yaşanmadığı bir Türkiye istiyoruz. Siyasetin siyasi platformlarda yapıldığı bir Türkiye istiyoruz. Vehimlere kapılıp kendi yarattığı korkularına esir olmayan, kendine güvenen bir Türkiye istiyoruz. Yalnızca kendi selametini değil içinde yaşadığı bölgenin istikrarını düşünen bir Türkiye istiyoruz. Çevresine ticaret yapılacak pazarlar görerek bakan bir Türkiye istiyoruz.'' Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:04

İLGİLİ HABERLER