TÜRKİYE'NİN İLK BİSEKSÜEL FİLMİ KAPALI GİŞE OYNUYOR
Outİstanbul 11 ülkeden 8 film, 2 belgesel ve 11 kısa film olmak üzere toplam 21 filmin katıldığı bir gay/biseksüel/lezbiyen film festivali. 1 Ekim günü başlayacak festivalde Türkiye'yi 'Doğru Yer' adlı 22 yaşındaki iki amatör yönetmenin çektiği film temsil ediyor. 45 dakikalik 'Doğru Yer' Türkiye'de biseksüelliği konu alan ilk filmlerden biri. Biletleri şimdiden tükenen film için festival komitesi ek gösterim düzenlemeye hazırlanıyor. Filmin yönetmenleri Efe Peker ve Aykut Atasay. Oyuncuları ise Bilkent Üniversitesi öğrencileri. Yönetmenlerden Aykut Atasay'la Doğru Yer'i konuştuk.
*''Doğru Yer'' serüveni nasıl başladı? Efe benim sinemayla ilgilendiğimi biliyordu, kamera aldığını, aklında bir proje olduğunu söyledi ve ''Bunu benimle birlikte yazıp, çekmek ister misin?'' diye sordu. Ben de ''Tamam'' dedim. 2003 eylülünün sonu gibi senaryoyu yazmaya başladık. Ana karakter için zaten en başından beri Aslan Yavuz Şir'i düşünüyorduk. Hatta onu düşünerek senaryoyu yazdık.
*Neden Yavuz? Karaktere uyan depresif bir yönü mü var? Normalde filmdeki kadar depresif ya da karamsar bir insan değil. Ama öyle bir karizması var ki, kamera önünde durduğu zaman karakteri çok iyi anlatabileceğini düşündük. Rolü ona önerdiğimizde kendisi de ''Tamam, her şeyi yaparım'' dedi. Çekimler bir ay sürdü. Her şeyi Efe'yle birlikte yaptık.
* Bir biseksüel filmi yapalım diye mi yola çıktınız? Açıkçası ilk filmimiz olduğu için farklı, Türkiye'de pek değinilmeyen bir konu olsun dedik. İlgi çekmesini istiyorduk. O yüzden senaryoyu yazarken okumalar yaptık, bol bol Freud okuduk örneğin. Senaryo o konudan o konuya atladı. En başta Yavuz biseksüel olacak, kadın kıyafeti giyecek diye bir düşüncemiz yoktu ama sonra gittiği nokta o oldu. Üç yaşında babasını kaybetmiş, annesiyle ilişkisi kopuk olan, yalnız yaşamış, arayış içindeki bir çocuğun varabileceği sonuçlardan biri biseksüellik.
*Yani babasını küçük yaşta kaybetmiş erkeklerin biseksüel olması doğal bir sonuç mu? Normal koşullarda, anne babasıyla sağlıklı bir iletişime sahip olan çocuğun toplumun dayattığı kurallar gereğince heteroseksüel olması lazım. Ama bizim ana karakterimiz başıboş bırakılmış bir çocuk; bir arayış, bir deneme, belki huzuru orada bulacağını zannediyor.
* Sizden başka başvuran Türk yapımı var mıydı? Sanırım bir iki film daha başvurmuş ama kabul edilmemiş. Zaten Türkiye'de gay, lezbiyen, biseksüellik üzerine gösterilecek beş on tane film zor bulunur herhalde.
* Niye yapılmıyor peki? Aslında eşcinsellik üzerine kitaplar yazılıyor. Bu metinleri görselleştirmek isteyenler mutlaka vardır ama ya çekiniyorlar, ya da fırsatları olmuyor sanırım. Biz mesela bu filmi sıfır parayla yaptık. Kamera bizimdi, mikrofon aldık yüz milyona o kadar. Yani aslında yüz milyona da bir film yapılabiliyor, anlatmak istediğinizi anlatabiliyorsunuz. Ama bunu istemek önemli belki de.
*Siz çekinmediniz mi peki? Yo, bizim alnımız açık. Sonuçta bizim odaklandığımız Yavuz'un biseksüelliği ya da kadın kıyafeti giyiyor olması değil. Bizim çıktığımız yol babasızlık, sevgisizlik, iletişimsizlik. Tüm bunların sonuçlarından biri Yavuz'un cinsel tercihi.
*Filmde çok erotik ya da açık sahne yok. Buna özellikle mi dikkat ettiniz? Filmin erotik olmasını, ya da pornografik sahneler içermesini istemedik. Erotizm görmek için bu filmi izlemeye gelenler hayal kırıklığına uğrar. Çünkü öyle bir film değil, psikolojik, okumalara açık bir film. Bizim amacımız sevişen iki erkek ya da kız, veya Yavuz'u çırılçıplak göstermek değildi. Gösterdiğimiz kadarının yeterli olduğunu düşünüyoruz.
* Filmdeki tüm oyuncular amatör mü? Herkes amatör ve hepsi arkadaşımız. Hepsi değişik bölümlerde okuyan Bilkent son sınıf öğrencileri. Bir de siyaset bilimi bölümünden bir hocamız oynadı. Onun için çok amatör bir ekip, biz yönetmenler de amatörüz zaten. Sinema okumadan yaptık böyle bir filmi, böyle bir festivalde gösterilmesi de bizim için büyük sürpriz oldu.
*Yanılmıyorsam 2005'te de NewYork'taki festivalde gösterilmesi planlanıyor? Dünya film festivallerinde gösterileceğini biz de duyduk. Çünkü Ortadoğu'daki gay, lezbiyen ve biseksüel temalı filmlere talep varmış.
*Yeni projeler için çalışmaya başladınız mı? Biz ikinci filmimizi de yaptık. Adı da ''Bilkent Efsaneleri''. Bilkent'le ilgili dedikodular vardır; ''otoparka kuş markalı arabalar, kantinlere burslular ve köpekler giremez'' diye. Bu dedikodular gerçek olsaydı Bilkent nasıl olurduyu skeç halinde gösteren, röportajların yer aldığı kurmaca belgesel tarzında bir film oldu. Okul arada bir yeni gelen öğrencilere gösterecek bu belgeseli.
(SABAH)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:58