Gündem
  • 14.7.2021 22:35

Uğur Dündar'ın kayıp 100 bin silahı bakın ne çıktı

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in 'kayıt dışı silah dağıtımı' iddialarına ilişkin görüş bildiren Sözcü yazarı, gazeteci Uğur Dündar, 15 Temmuz'dan sonra kaybolan silahların 20 tugayı silahlandırabilecek şekilde en az 100 bini bulduğunu öne sürmüştü..
Sözde duayen gazetecinin iddia ettiği kayıp silah sayısı 74 bin çıktı ama sorun bununla da alakalı değil. 15 Temmuz'dan sonra kayboldu dediği o silahlar 1944 yılından bu yana sivillere ait kayıp silahlar çıktı. O silahlar devletin değil sivillerin ve 73 yıldaki toplam rakam.

İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı ise konuyla ilgili "Bakanlığımızın 2017 yılı İdari Faaliyet Raporunda belirtilen rakam, sivil vatandaşlarımızın kaybettikleri silahları da içeren 1944’ten 2017’nin sonuna kadar ki 73 yıllık toplam sayıdır. Bu rakamın 15 Temmuz ile hiçbir ilgisi yoktur” açıklamasını yapmıştı.

Çataklı, "İçişleri Bakanlığı bünyesinde bağlı kurumlardan Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı envanterinde bulunan silahlardan, mezkûr haberlerde iddia edilen miktarlarda bir sayısal eksiklik, kesinlikle söz konusu değildir" ifadelerini kullandı.

Çataklı, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

"15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen hain darbe girişiminin yıldönümünün yaklaştığı günlerde, neredeyse her yıl olduğu gibi, bazı mahfillerce maksatlı şekilde ortaya atılan mesnetsiz bir iddianın, bu yıl da '20 tugayı donatacak silah kayıp' başlığıyla yeniden servis edildiği görülmektedir.

Konuyla ilgili olarak daha önce de açıklama yapılmış olmasına rağmen, toplum nezdinde oluşturulmak istenen birtakım kaygıları gidermek ve kamuoyunu doğru bilgilendirmek adına, aşağıdaki hususların paylaşılmasının faydalı olacağı değerlendirilmiştir.

Söz konusu dönemde İçişleri Bakanlığı bünyesinde bağlı kurumlardan Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı envanterinde bulunan silahlardan, mezkûr haberlerde iddia edilen miktarlarda bir sayısal eksiklik, kesinlikle söz konusu değildir.

Konuya ilişkin olarak envanter sayımlarıyla da teyit edilen resmi veriler şu şekildedir:

Jandarma Genel Komutanlığı envanterinde kayıtlı (7) adet MP5 Makineli Tabanca, 15 Temmuz 2016 gecesi halka karşı kullanılmak üzere darbeciler tarafından depolardan gasp edilmiş, çatışmalarda kaybolduğu anlaşılmıştır. Bugüne kadar kayıp silahların bulunması mümkün olmamıştır.

Yine aynı hain darbe girişimi sırasında Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne yapılan saldırı neticesinde Ankara Emniyet Müdürlüğü envanterine kayıtlı
(3) adet G3 Piyade Tüfeği,
(11) adet Kalaşnikof Tüfek,
(1) adet MP5 Makineli Tabanca,
(1) adet kuru sıkı tabanca olmak üzere toplam (16) silah kaybı tespit edilmiş,
ayrıca İstanbul'daki olaylar sırasında, İstanbul Emniyet Müdürlüğü envanterine kayıtlı
(1) MP5 Makineli tabanca kaybolmuştur.

Ünal, “15 Temmuz'la ilgili millet nezdinde ve uluslararası alanda oluşmuş olan meşruiyeti yaralayan, itibarsızlaştıran argümanlar maalesef içeriyor. Kayıp silahlar iddiası daha önce FETÖ'cü hesaplar tarafından ortaya atıldı” dedi.

AKPli Ünal, 15 Temmuz'u siyasi tartışmanın malzemesi yapmanın son derece yanlış olduğunu öne sürerek, "Çünkü; o geceyi bu Meclis'te CHP'lisi, MHP'lisi, AK Partilisi birlikte yaşadı. 15 Temmuz'da bir millet mutabakatı oluştu. Bu millet mutabakatı aslında 7 Ağustos Yenikapı mitinginde de mevcuttu. O millet mutabakatının içerisinde CHP de vardı. Ama 7 Ağustos'tan sonra ne oldu bilmiyoruz. CHP, 15 Temmuz'a 'kontrollü darbe', 'tiyatro' demeyi seçti. Bu gecede millet çıplak elleriyle, istiklaline, devletine, geleceğine sahip çıktı" dedi.

CHP’nin KHK’larla görevinden uzaklaştırılan memurlarla ilgili açıklamalarını eleştiren Ünal, "15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümünde CHP'nin, CHP'nin yandaş medyasının hem KHK'lıları gündeme getirmesi, hem kayıp silahlar konusunu gündeme getirmesi, bunun da 15 Temmuz'un yıl dönümüne denk gelmesi, 15 Temmuz'la ilgili millet nezdinde ve uluslararası alanda oluşmuş olan meşruiyeti yaralayan, itibarsızlaştıran argümanlar maalesef içeriyor. Kayıp silahlar iddiası daha önce FETÖ'cü hesaplar tarafından ortaya atıldı. Türkiye'de de hemen bazı hesaplar bunu alıp kullanmaya ve yaymaya başladılar. Bunları iyi niyetli açıklamalar olarak görmek mümkün değil" diye konuştu.

100 binin üzerinde başvuru yapıldı
OHAL İzleme Komisyonu'na yüz binin üzerinde başvuru yapıldığını söyleyen Ünal, “Bu başvuruların birçoğunun, yaklaşık 50 binin üzerinde başvurunun tek bir kalemden çıktığı, sadece altındaki imzaların değiştirildiği açık bir şekilde ortaya çıktı. OHAL İzleme Komisyonu bütün bu başvuruları en ince detaylarına kadar inceledi. Herhangi bir mağduriyet oluşmuşsa, bunların geri dönüşlerine ilişkin hukuki alt yapıyı oluşturdu. O yüzden burada birilerinin Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğu gerçeğini unutmaması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

 

Güncellenme Tarihi : 14.7.2021 22:51

İLGİLİ HABERLER