Dünya
  • 6.4.2003 13:22

'VATAN'I DEĞİL 'REJİM'İ KORUYAN ORDULAR VAR!...

MEHMET BARLAS 'Vatan'ı değil, 'Rejim'i koruyan ordular var!.. Irak'taki savaşı izlerken, siyasi sistemlerin ordulara nasıl yansıdığını da görüyoruz.. Ana hatları ile üç çeşit ''Ordu'' var yeryüzünde.. Birinci türdeki ordu, ülkesinin sınırlarını koruyan ve düşman güçleri caydıran, silahlı kuvvetlerdir.. Örneğin bir İsveç'in, bir Finlandiya'nın orduları, buna örnek gösterilebilir.. İkinci türdeki ordu, ülkesinin dış emellerini ve stratejik hedeflerini, sınır dışı operasyonlarla da gerçekleştirmeye yardım eder.. Bu durum bazen, Amerika'nın ''Demokratik Emperyalizmi''nin aracı olmak biçiminde gerçekleşir.. Veya eski Sovyet Kızılordu'su gibi, imparatorluğu genişletir, Afganistan'ı işgal eder.. Üçüncü türdeki orduyu, Irak'ta ve genellikle 3'üncü dünya ülkelerinde görüyoruz.. Bu tür orduların asıl varlık sebebi, ''Rejim''i, o ülkenin halkına karşı korumaktır.. Bakın mesela Saddam'ın ünlü ''Cumhuriyet Muhafızı'' diye bilinen tümenlerine.. Bunların arkasında ''Zafer'' diye nitelenebilecek olaylar, ya Kuzey'deki Kürt Iraklılar'a, ya da Güney'deki Şii Iraklılar'a karşı yaptıkları harekat içinde özetlenebilir.. Saddam'ın İran'a ve Kuveyt'e yönelik ve hezimetle biten askeri operasyonları da, ''Haklı'' bir savaş için değil, ''Rejim''in güçlendirilip, toplumun bir hedefe kilitlenmesi için yapılmıştır.. Aynı şekilde Zimbabve'deki Mugabe Ordusu, ülkeye göz diken dış düşmanlara karşı değil, içerideki rejim düşmanlarına karşı kullanılır.. Suriye ordusu, İsrail'e karşı bir zafer kazanmamıştır hiç.. Ama içerideki Esat rejimi aleyhtarı kentler, bu ordu tarafından, en ağır biçimde cezalandırılmıştır.. Bu tür ülkelerde, istihbarat örgütleri de aynı işlevi görür.. Ortadoğu'nun ''Muhaberat'' diye bilinen istihbarat örgütleri, toplumun her kesimindeki rejim aleyhtarlarını fişler, jurnaller, işkenceye tabi tutar.. Diktatörlerin her meydana heykelini dikmeyen, her duvara resmini asmayan muhtemel muhalifler, fişlenir.. Hatırlarım... Mısır'dayken, ''Rejim''in içinden bir kişi bana ''Bizim, toplum içinde görev yapan 70 bin ajanımız var'' demişti.. ''Rejim''in ne olduğunu, babadan oğula geçen hanedanlardan görmüyor muyuz?. Saddam'ın oğulları, Hafız Esad'ın oğlu, Hüsnü Mübarek'in herhalde oğlu, bu ülkelerin geleceğini de ifade etmiyor mu? Kuzey Kore'de, sanki Kim İl Sun'un oğlundan başka adam yok muydu iktidarı devralacak? Yani sonunda bu tür ordular için, ''Vatana Sadakat'', bir anlamda ''Rejime'' veya ''Aile''ye sadakat manası taşır.. Irak'taki savaşı izlerken, bu niteliği gözden kaçırmamalıyız.. Amerika ve İngiltere, Irak'a karşı, uluslararası hukukun ayaklar altına alındığı bir ''Tecavüz Savaşı'' sürdürüyorlar.. Amerika, ''Global İmparatorluk'' kurmayı hedeflemiş bir ''Emperyal Güç'' şu anda.. Ancak Irak Ordusu, ''Vatan''dan çok ''Rejimi'' korumak için taktikler ve stratejiler geliştiriyor. Atatürk, Türk yurdunun Kurtuluş Savaşı'nda, ''Hattı müdafaa yoktur.. Sathı müdafaa vardır.. O satıh ise vatandır'' demişti.. Irak savaşında ise, ''Vatan''ın sathı değil, Saddam'ın içinde bulunduğu Saray'ın veya hattın korunması önemli.. Düşmanla işbirliği edecek halkın cezalandırılması, düşman ordusunun yenilmesinden daha öncelikli görev.. Körfez Savaşı'nda yenilen Irak Ordusu, sonra içerideki halkı yenerek kazanmadı mı tek zaferini.. Sabah Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:45

İLGİLİ HABERLER