Gündem
  • 27.4.2005 10:54

''YA ERDOĞAN''IN KAFASI ATARSA?''

Türban konusu Ankara''nın ve Türkiye''nin gündemindeki yerini koruyor. Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, ''''Ya Erdoğan''ın tepesi atar ve referanduma giderse?'''' diye sordu ve yanıtını verdi. Ya referanduma giderse BUGÜNLERDE karşılaşsak, Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin ve ona tam destek veren CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz’a bir soru sorardım. Aslında bu soruyu, türban sorununu laiklikle eşanlamlı hale getiren herkese sormak isterdim. Hepimizin bu sorunun cevabını çok dikkatli ve ciddi biçimde düşünmemiz gerektiğine inanıyorum. Soru şu: Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kafası atar ve Anayasa’nın türbanı yasaklayan maddesini değiştirmeye kalkarsa? * * * Ne cevap alacağımı da tahmin ediyorum: ‘Anayasa’yı değiştirecek çoğunluğu kaybetti.’ Zaten benim asıl endişem de bundan dolayı. Keşke o çoğunluğu olsa da değiştirse. Çünkü sonunda, ‘Bu, AKP hükümetinin zihniyetini yansıtıyor’ der, işin içinden çıkarsınız. Ondan sonra gelen hükümet bu maddeyi yeniden değiştirebilir. Asıl tehlike şu. Ya Erdoğan türban konusunu referanduma götürürse... Evet, ya bunu yaparsa ve halkın yüzde 60-70’i de yasak kalksın derse ne yapacaksınız? İşte o zaman bu karar bir daha hiçbir zaman değişmeyecek şekilde milletin son kararı olur. Ben başından beri hep, işin bu noktaya gitmemesi gerektiğini savunuyorum. O nedenle önceki gün Anayasa Mahkemesi Başkanı Bumin’in sözlerini sadece yadırgamadım. Aynı zamanda bir hukukçunun ağzından, ‘Anayasa’yı değiştirseniz bile türbanı serbest bıraktıramazsınız’ cümlesini duymaktan dolayı endişelendim. * * * Ayrıca kendi kendime şu soruyu sormadan da edemiyorum. Son günlerde tuhaf bir hava oluştu. Önce Cumhurbaşkanı salvo atışlarına başladı. Arkasından Genelkurmay Başkanı geldi. Şimdi de Anayasa Mahkemesi Başkanı. Ne oluyor? Bizim bilmediğimiz bir şeyler mi var? * * * Açıkça söyleyeyim, bütün bunlar bende hükümete haksızlık ediliyor duygusu yaratıyor. Başbakan ne yaptı? Türban konusunu mu kaşıdı? Hayır, tam aksine bu konuda bir toplumsal mutabakat olması gerektiğini söyledi. Okulların önüne öğrencileri mi yığdı? Hayır. Laikliği tehlikeye düşürecek adımlar mı attı? Ben öyle bir şey görmüyorum. Öyleyse bütün bu çıkışlar niye? Hükümetin türban konusunu kaşımadığı, gündeme getirmediği bir dönemde, bazı kurumların durup dururken bunu toplumun gündemine sokmasının mantığı nedir? Ayrıca bazı kurumların kendisine parlamentonun üzerinde bir güç atfetmesi doğru mu? Ben iki yıldan beri hep hükümete, türban konusunu kaşımaması tavsiyesinde bulundum. Aynı tavsiyeyi, toplumun öteki kurumlarına yapmayı görev sayıyorum. Türkiye’nin bugünlerde böyle bir bölünme lüksü yok. Tam aksine toplu bir savunma veya toplu bir siyaset oluşturmaya ihtiyacı var. Bütün bunlardan sonra aklıma yine aynı soru geliyor. Bazı kurumlar ne yapmak istiyor? Bakın Genelkurmay Başkanı İstanbul’da konuştu, dört gün sonra Brüksel’deki rapordan yansıması geldi. Türkiye’de asker vesayeti hálá devam ediyor. Söyler misiniz, bütün bunlar kime yarıyor? * * * Görünüşte herkes Avrupa Birliği’nden yana görünüyor. Ama perde arkasında yapılan atışlar, bel altı tekmeler, gerçek niyetlerin farklı olduğunu gösteriyor. Demek ki asıl mücadele 17 Aralık’tan sonra başlamış. Demek ki yapacak daha çok işimiz varmış. Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:58

İLGİLİ HABERLER