YALNIZLIĞI ANLATAN BİR FİLM: 'TONY TAKITANI'
Film, 2. Dünya Savaşı sonrası Japon edebiyatının en başarılı isimlerinden Haruki Murakami'nin pek çok dile çevrilmiş aynı adlı romanının beyazperde uyarlaması. Minimalist bir anlatıma sahip 'Toni Takitani', bir kitabın sayfalarını çevirmiş gibi soldan sağa kayan kamerası ve benzersiz atmosferi ile öykünün ruhuna son derece sadık bir anlatım özelliğine sahip. 'Tony Takitani' en paylaşılamayan duygu olan yalnızlığı, başrol oyuncusu Tony'nin yaşadıkları üzerinden anlatıyor.
Tony Takitani'nin babası bir caz müzisyenidir. Babası 2. Dünya Savaş'ı başladığında Japonya'dan Çin'e kaçmış ve sonunda yakalanmıştır. Baba, küçük bir hücrede tek başına ölümü bekler ancak sonunda kaçıp ülkesine döner ve evlenir. Karısı çocuklarını doğururken ölür. Tony'nin babası, tanıştığı bir Amerikalının adını oğluna verir: Tony.
Amerikan ismi ile büyüyen Tony insanlardan hep biraz uzak yaşar. Çocukken yalnızdır. Büyürken yalnızdır. Çizim yapmayı öğrenir, tasarımcı olur. O yalnız birisidir. Günün birinde bir kadınla tanışır. Giyinmek için doğmuş bir kadındır. Hayatının boşluğunu, kıyafetlerden başka hiçbir şey dolduramayacak olan bu kadın Tony Takitani'ye, kısa bir süreliğine de olsa yalnız olmamanın ne anlama geldiğini öğretecektir. Daha sonra Tony için dünya bomboş olacaktır.
Müzik Sakamato'dan Filmde, Japonya'nın en saygın oyuncularından birisi olan Issei Ogata ile yarı Japon yarı Hollandalı kadın oyuncu Rie Miyazawa rol alıyor. Geçen yılki Locarno Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü ve FIPRESCI Ödülleri'ni kazanan 'Tony Takitani', yönetmen Jun Ichikawa'nın minimalist başyapıtı olarak gösteriliyor. Filmin müziğine imza atan isim de bir efsane; 'Son İmparator', 'Çölde Çay' gibi filmlerin ezgilerini besteleyen Ryuchi Sakamato. Müzik, edebiyat ve görselliği müthiş bir uyumla birleştiren 'Toni Takitani' kaçırılmayacak bir sinema şöleni sunuyor seyirciye.
Japonya'nın yaşayan en ünlü ve saygın yazarlarından biri olan Murakami, ülkesinde olduğu kadar Batı dünyasında da çok tanınan ve okunan bir isim. 1949 doğumlu yazar, Japonya'daki eğitiminin ardından uzun yıllar Avrupa ve ABD'de yaşadı. İlk romanı 'Kaze No Oto vo Kike' ile ünlenen yazar asıl çıkışını Türkçe dahil 16 dile çevrilen 'İmkânsızın Şarkısı'yla yaptı. Murakami geleneklerine düşkün bir ülkenin hem en aykırı hem en çok okunan yazarı.
/Radikal
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 12:45