Gündem
  • 20.1.2004 13:38

YARGITAY BAŞKANI 'NEŞTER 2' OPERASYONUNDA TUTUKLAMALARIN DEVAM EDECEĞİNİN İŞARETİNİ VERDİ

HAKAN AKKAYA ANKARA - Yargıtay Başkanı Özkaya, Neşter 2 Operasyonu'na ilişkin sürecin devam ettiğini belirterek, bu konuya ilişkin tutuklamaların da devam edebileceğine işaret etti. Özkaya, tahkikatın gizliliğine çok dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, delillerin de yasalara uygun olarak toplanması gerektiğinin altını çizdi. 'Tahkikat gizli olmalı' şeklindeki açıklamalarının tahkikata müdahale olup olmadığının sorulması üzerine Özkaya, başka kurumlar için küçük olabilecek bir kusur ya da kuralsızlığın yargıda büyük olabileceğini belirterek, kamuoyunun yargıya yönelik hassasiyetini önemsediğini söyledi. Özkaya, yaşanan son olayla yargının ihmal edildiğini söyleyerek, kamuoyunun yargıya olan ilgisinin başladığını ve bunun çok güzel bir şey olduğunu bildirdi. Yargıda olan hataların söylenmesi gerektiğini belirten Özkaya, her hatanın meydana çıkması gerektiğini söyledi. Bütün yargının ya da yargının büyük bir kısmının mesleki kurallara uygun hareket etmediği, mesleğin onuruna uygun davranmadığı şeklindeki bir imajın yanlış olduğuna değinen Özkaya, kendisinin buna müdahale ettiğini söyledi. Özkaya, kendisinin söylemlerinin sadece soruşturmayla ilgili olmadığını belirterek, bu ilkelere dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çekme amacında olduğunu bildirdi. Yargının hatalarının görmezden gelinemeyeceğini ifade eden Özkaya, aynı zamanda yargının yıpratılmaması gerektiğini vurguladı. Özkaya, ''Yargıyı eğer gereksiz yere yıpratırsak, yargının yerine hangi müesseseyi koyacağız?'' dedi. Özkaya, tahkikatın usulüne uygun yapılması gerektiğini belirterek, bunu daha önce de söylediklerini ve söylemeye devam edeceklerini vurguladı. Özkaya, '' 'Bu benim meslektaşımdır, bu benim yakınımdır' tavrının yargıda olmaması gerekir. Bunu biz her zaman söylüyoruz. Mesleki dayanışma kuralları çalıştırılıyor şeklinde bir imaj yaratılıyor. Yargıda bu yoktur. Yolsuzluğa karışan, hatta mesleğin bütün kurallarına uymayan kimse bizden sayılmaz. Hakim de olsa savcı da olsa bunu kabul edemeyiz. Çünkü onun davranışı bulaşıcıdır. Diğer meslektaşlarına da sirayet eder. Birçok meslek mensubu bu nedenle meslek dışına çıkarılmıştır'' dedi. Özkaya, meslek hayatında bu tip operasyonların çok olduğunu söyledi. Ancak bu son operasyonda bütün yargının yolsuzlukların içindeymiş gibi gösterildiğini belirten Özkaya, yargının hiçbir kurum ve kuruluşta olmayacak bir yapıya sahip olduğunu söyledi. Özkaya, bir yargı mensubunun yaptığı hatanın derhal diğer bir yargı mensubu tarafından giderildiğini belirterek, 'Yargıda yolsuzluklar devam ediyor. Bir dava alınıyor götürülüyor, başka bir mecraya sürükleniyor' gibi yorumların yanlış olduğunu vurguladı. Özkaya, tahkikattaki gizlilik kalkmadan, savcı iddianamesini yazmadan konunun sansasyonel bir haber haline getirilmesini yanlış bulduğunu bildirdi. Yargıda, 'kol kırılır yen içinde kalır' deyiminin söz konusu olamayacağını belirten Özkaya, bir yargı mensubunun yolsuzluğunun yine yargı tarafından temizleneceğini söyledi. Özkaya, ''Bir yolsuzluğa hiçbir zaman gururlu, kendisini mesleğe adamış bir hakim göz yummaz. Bunlar meslek hayatımızda çok gördüğümüz şeylerdir. Ben 45 yıllık meslek hayatımda buna şahit olmuşumdur. Hiçbir hakim buna göz yummaz'' dedi. Telefon dinlenmesine ilişkin bazı açıklamalar da yapan Özkaya, bir telefonun dinlenmesinin birtakım usullere tabi olduğunu söyledi. Özkaya, izinsiz dinlenme olduğu takdirde bir usülsüzlüğün meydana geleceğini ve bunu bir Devlet Güvenlik Savcısı'nın bileceğini bildirdi. Hakimlerden bu konu için izin alınması gerektiğini vurgulayan Özkaya, bir kişi alınan telefon dinlenme izninin başka bir kişi için kullanılmasının mümkün olamayacağını, o kişi için de ayrıca bir izin alınması gerektiğini söyledi. Neşter 2 Operasyonu'na ilişkin de bu kurallara riayet edildiğini belirten Özkaya, deneyimli savcılar tarafından telefon dinleme konusunun denendiğini söyledi. Özkaya, konuyla ilgili dosyanın kendilerine getirlmesinden itibaren başkanlık tarafından konunun kendi gündemlerine alınacağını ve gerekli incelemenin yapılacağını söyledi. Konunun usulünden bahseden Özkaya, konuyla ilgili bir Yargıtay üyesinin görevlendirileceğini, deliller ışığında konunun derinleştiği saptanırsa ve birtakım bulgulara rastlanırsa araştırmanın da o yönde genişletileceğini belirtti. Boyutlarının büyümesi halinde konunun Yüce Divan'a kadar götürülebileceğini belirten Özkaya, adı geçen kişinin, mesleğin etik kurallarına uygun davranmamış ve başka dairelerle ilgili ihlallerde bulunmuşsa, bunun Ceza Genel Kurulu'na götürüleceğini ve söz konusu kişinin orada yargılanacağını belirtti. Kısa bir süre önce böyle bir olayın yaşandığını bildiren Özkaya, bunun dışında bir de Disiplin Kurulu olduğunu ve kurulda kişinin ister mahkum olsun ister olmasın disiplininin tetkik edileceğini söyledi. Özkaya, hakimlerin yargılandığı Ceza Genel Kurulu'nda mesleki dayanışmanın asla söz konusu olamayacağını belirterek, kurulda, hakimin tüm özgeçmişinin en ince detayına kadar ele alındığını ve pekçok kişinin kararda söz sahibi olacağını bildirdi. Özkaya, bir soru üzerine de ''Ben hükümetten ya da filanca bakandan şikayetçiyim anlamında söylemiyorum, ancak ilkelere çok dikkat etmemiz lazım. İlkelere dikkat edilmiyor. Yargıyı yıpratacak davranışlardan ve söylemlerden kaçınmamız lazım. Bu kurallara dikkat etmemiz lazım. Bu herkese ait olan kurallardır. Yargı artık mercek altındadır. Yargının eksikliklerini ben söylüyorum ve bunların düzeltilmesini istiyorum. Eksiklerin noksanlıkların düzeltilmesinden yanayım. Bunları gidereceğiz, bundan kimse kuşku duymasın. Kamuoyu yargıyı takip etsin. Bir hata varsa mutlaka söylensin ama yargıyı tümüyle ya da büyük bir çoğunluğuyla zan altında tutacak şekilde davranılmamalıdır'' dedi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:28

İLGİLİ HABERLER