Gündem
  • 23.7.2006 15:13

ZAPSU GİDİYOR MU?

"Biz de olanı basından izliyoruz" açıklamasını yapan Dışişleri Bakanlığı şaşkın; bakan Abdullah Gül'ün de ne olduğunu tam anlayamadığı cevabının kızgınlığından anlaşılıyor. Gazeteler "Cüneyt Zapsu kimin elçisi?" diye soruyorlar. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın danışmanı sıfatını taşıyan Zapsu, ABD, İngiltere, Almanya büyükelçileri ve İsrail maslahatgüzarıyla biraraya geldi diye yaşanıyor bu kargaşa. Daha garibi, Başbakan Erdoğan'ın da danışmanının temaslarından haberdar olmadığı görüntüsünü vermesi...

Muhalefet de, medya da kızgın... Kızmasınlar, bu görüntünün çok farklı bir sebebi olabilir çünkü...

Cüneyt Zapsu en başından beri 'tartışılan' bir isim oldu. Sonradan ailenin 'muhafazakâr' kökleri keşfedilince biraz rahatladı tartışanlar; ancak yine de, yabancı okullarda yetişmiş, birkaç dil konuşan, paralı birinin Ak Parti kadrosu içerisinde yer alması, özellikle Tayyip Erdoğan'a yakın olması, yadırgandı. Kategorize etmeye alışmış olanlar kategorize edilemeyenden çekinirler; Cüneyt Zapsu'dan duyulan çekingenliğin altında bu gerçek yatıyor.

Onu Tayyip Erdoğan ve Ak Parti için 'özellikli' kılan neydi? Pek çok kişi bu sorunun cevabını bilmediği için ilişkiyi anlamakta zorlanıyor. Oysa cevap basit: Cüneyt Zapsu en kötü günlerinde yanında yer alan, bugün işgal ettiği konuma geleceğine kimse inanmazken başarılı olacağına inancını hiç yitirmeyen 'dost'tu Tayyip Erdoğan için... Duygusal biri Tayyip Bey; bütün arkadaşları araya mesafe koyma ihtiyacı hissetse bile, Cüneyt Zapsu'yu savunagelmesi bu yüzden...

Irak'a askerî müdahale düşünüldüğü günlerde patronunun arkasından 'pazarlık' yürüttüğü söylentisine birlikte güldüler; devletin kayıtlarında öyle bir pazarlık görünmüyordu zaten... Çok toz kaldırmış Ofer Olayı'nın onun işbitirici tavrının ürünü olduğuna inananlar vardı; bereket devletin ilgili birimleri alış-verişe engel olduğu için olay önemini yitirdi... BM'nin sakıncalılar listesinde adı olan Yasin el-Kadi için "Kendisine kefilim" açıklamasını, Başbakan Erdoğan, onun hatırı için yapmış olabilir...

Eşi bir grup arkadaşıyla birlikte câmiye gidip erkeklerle aynı safta ve başı açık olarak namaza durduğunda, sağdan-soldan gelen tepkiler de, Başbakan Erdoğan'ın "Ne yapsın yani, eşini mi boşasın?" sözleriyle akamete uğramıştı.

Bir süredir bütün Karadeniz, ekmeğini fındıktan kazananlar, Ak Parti'ye karşı ayaklanmış durumda; bölgeden öfkeli sesler yükseliyor. Milletvekilleri illerine gidemiyor. Doğrudur veya yanlıştır, fındık üreticisi, başına gelenden tek bir kişiyi suçluyor: Dünya Fındık Birliğinin de başkanı olan Cüneyt Zapsu'yu...

İktidar partisinin MKYK üyesi olsa da gücünü Başbakan Erdoğan'a yakınlığından alan biri Cüneyt Zapsu... Birkaç büyükelçiyle görüşmesi, görüşmelerini başkalarıyla devam ettireceği görüntüsü vermesi, muhalefet ve medyayı bu yüzden ayağa kaldırıyor... "Hangi yetkiyle?" diye soran, kendisini 'gölge dışişleri bakanı' ilân eden çıkıyorsa bundan...

Oysa son temaslar çok farklı bir duruma işaret ediyor: Cüneyt Zapsu'nun siyasette ön planda göründüğü günlerin sonuna geliyoruz galiba... Büyükelçilerle buluşması, zaman zaman görüştüğü yabancı dostlarının kendisine "Güle güle" sıcaklığıyla mukabele etmesi sanki... İstense kimseye sezdirmeden gerçekleşebilecek (geçmişte kimbilir kaç kez öyle gerçekleşmiş) temasların bu denli aleni yapılmasının sebebi de gidişin muhteşem olması için gibi...

Çok yakın durduğu ve sevdiği bir siyaset adamına daha fazla yük olmamak için kendisi de istemiş olabilir ortalıktan çekilmeyi; yoğun iş temposu bunu zorlamışsa da şaşırmamak gerekir. Eğer bu teşhisim yanlış değilse, kendiliğinden kenara çekilmeye karar vermişse Cüneyt Zapsu, kararının doğru olduğunu bilmelidir.

 

(fehmi koru yeni şafak)

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 04:15

İLGİLİ HABERLER