Gündem
  • 30.5.2002 01:06

1972 YILINDA ECEVİT İNÖNÜ'YE ŞÖYLE DEDİ :YAŞLANDIN ARTIK SİYASETÇİ ÇEKİLMESİNİ DE BİLMELİ

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA/Tarih tekerrürden ibarettir.1972 yılında CHP genel Başkanı olabilmek için inönü ile kıyasıya bir yarış içerisine giren Ecevit,o tarihte Genel başkanının yaşlı ve hasta olduğunu vurgulayarak şu tarihi sözü etmişti: Yaşlandın artık,siyasetçi çekilmesini de bilmeli.Aradan tam 30 yıl geçti ve kamuoyu kendisinin İnönü'ye söylediğini şimdi kendine söylüyor: Yaşlandın artık,siyasetçi çekilmesini de bilmeli.İşte Ecevit'in İnönü'ye söyledikleri.... 24 Eylül 1884'te İzmir'de bir çocuk doğdu. İsmi Mustafa İsmet İnönü'ydü... O çocuk, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı'nda, savaş sonrası yaptığı barış anlaşmalarında büyük rol üstlendi. Onun Ankara'da siyaset yaptığı yıllarda, 28 Mayıs 1925'te İstanbul'da bir çocuk doğdu. Onun adı da Mustafa Bülent Ecevit'ti... Yıllar geçti... Atatürk ölünce, CHP'nin başına 1938'de İnönü geçti... Yıllarca Milli Şef olarak ülkeyi yönetti... CHP'yi elinde tuttu. Ta ki 18 Ekim 1966'ya kadar... CHP 18. Kurultayı'nda ilk kez 'ortanın solu' söylemi tartışıldı. 'Ortanın solu' diyen İsmet İnönü yeniden genel başkanlığa, onu destekleyen Bülent Ecevit ise CHP Genel Sekreterliği'ne seçildi... Türkiye'yi uzun yıllar yöneten İnönü ve Ecevit'in yolları böylece kesişmişti... 12 Mart Muhtırası... Yıl 1971... CHP Genel Başkanı İnönü, 'Kurulan Nihat Erim Hükümeti'ne girelim', Genel Sekreter Ecevit ise 'girmeyelim' dedi.. Sonunda Ecevit, CHP Genel Sekreterliği'nden, CHP Yönetim Kurulu da komple görevinden istifa etti. Böylece Ecevit, İnönü'ye karşı bayrak açmış oldu. 88 yaşındaki İnönü'nün durumu kötüydü 5 Mayıs 1972'de CHP Olağanüstü Kurultayı yapıldı... Parti içi mücadele doruktaydı. 88 yaşındaki İsmet İnönü'nün sağlığı kötüydü. Şekeri yükselen ve güçlükle yürüyen İsmet Paşa, kurultaya gelemedi. Paşa'nın kalp krizi geçirdiği açıklandı. Bunun üzerine kurultay bir gün sonraya ertelendi. Ecevit taraftarları, İnönü'nün sağlığının kötü olduğunu ifade ederek kulis yaptılar. 47 yaşındaki Ecevit de İnönü için 'Tarihi misyonu nedeniyle başarılı bir lider olan bu kişi, fiziki nedenlerle tarihi kişiliğini kullanamaz hale gelmiştir' dedi. 6 Mayıs'ta Ankara Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu'nda yapılan kurultaya İsmet İnönü, doktorlar ve hemşirelerle birlikte girdi. İsmet Paşa kürsüye çıktı ve Ecevit'i kastederek 'Ya o, ya ben' dedi. Ecevit'in kürsüden İsmet Paşa'ya verdiği yanıt ağırdı: 'Sorun ya ben ya Bülent sorununun ötesindedir. Vereceğiniz karar şudur: Demokratik bir partinin kanunlara saygılı özgür üyeleri mi olacağı, yoksa kapı kulları mı olacağız? Karar sizindir.' Ecevit'ten İnönü'ye ağır suçlama 6 Mayıs'taki kurultayda, Ecevit için güvenoylaması yapıldı. Ecevit güvenoyu aldı. İmet İnönü de, 33 yıldır sürdürdüğü CHP Genel Başkanlığı görevinden 8 Mayıs 1972'de istifa etti. 14 Mayıs'ta İnönü'den boşalan genel başkanlık görevini kimin üstleneceğini belirlemek için kurultay yapıldı. Ecevit, CHP Genel Başkanı seçildi. O gün yaptığı açıklamada İnönü için şöyle diyordu: 'Dün, aktif olmayan, pasif bir genel başkan vardı.' 30 Haziran 1972'de, CHP 21. Kurultayı'nı yaptı. Bu kurultay, genel başkanlıktan istifa eden İsmet İnönü'nün bir CHP kurultayına son katılmasıydı. İnönü yaptığı veda konuşmasında 'Yeni genel başkanın başarılı olması için elbirliği ile çok çalışmamız gerekir' dedi. İsmet İnönü 1973'te vefat etti... Ecevit yoluna devam etti... Hükümetler kurdu, koalisyonlar yaptı... Bugün Türkiye, 70'li yılların başında Ecevit'in İnönü'ye sağlığı ve siyasetle ilgili olarak yönelttiği eleştirileri Ecevit için konuşuyor. Öyle ki, Erdal İnönü, yıllar önce babasını eleştiren Ecevit'i benzer şekilde eleştirdi. Bu kez eleştirme sırası oğul İnönü'de Erdal İnönü şöyle konuştu: 'Benim siyaset anlayışım ölünceye kadar siyasette kalmak değil. Öyle yapanlar da var ama, bu benim anlayışım değil... Batı'da olduğu gibi bizde de siyaset pek zevkli bir uğraş ama bütün ömrü vermek gerekmez. Bir süre yaptıktan sonra ayrılmak normal bir yaklaşım... Geçmişten gelen siyaset kültürümüzde büyüklerimize saygı, bağlılık var. Ama bu bazen zararlı oluyor. Partilerde hala eski başkan devam ediyorsa demek ki yenisi çıkmamış. Çektiğimiz sıkıntıların pek çoğunda geçmişten gelen bu kültür var.' Ecevit, 1976'daki bir şiir kitabında, 70'li yılların Karaoğlan'ı olarak 2000'lerin Ecevit'ine şu mesajları yolladı: Bir siyaset adamının bütün yaşamı ve dünyası siyaset olursa onun siyasette bile yararlı olamayacağına inanırım. Her siyaset adamının siyasetten başka bir dünyası da olmalıdır. Zaman zaman o başka dünyasına geçip siyasete siyasetin dışından da bakabilmelidir. Siyasetin bir soyut uğraş olmadığını, siyasetin öz konusunun insan olduğunu, öz amacının insan özgürlüğü ve mutluluğu olduğunu unutturmayacak bir uğraşı, bir bakış açısı bulunmalıdır siyaset adamının... Bütün dünyası siyaset olursa, siyasette yenildi mi veya siyasetten ayrılmak zorunda kaldı mı dünyasının yıkılacağını sanabilir. O yüzden de siyasete sımsıkı sarılır. Topluma yararlı olabilmek için değil kendini ayakta tutabilmek için sarılır siyasete. Kendisi için sarılır. Oysa siyaseti bırakınca veya siyaset onu bırakınca kendisini bekleyen ve seve seve gidebileceği, yaşayabileceği bir başka dünyası varsa ve siyasete en çok gömüldüğü dönemlerde bile kafasının, yüreğinin bir köşesinde o dünyasını da yaşatabiliyor ve o dünyasının da özlemini duyabiliyorsa, gözünü hırs bürümez siyaset adamının... 'İşini bitirince çekilmesini bilmeli' İnsan gerektiğinde toplum uğruna, insanlık uğruna, insan uğruna kendi siyasal yaşamına kıymayı göze alabilir. Ancak o durumdaki bir siyaset adamı siyasetin tutsaklığından ve sınırlamalarından kurtulup özgür olabilir. Gereğinde siyasetin daracık dörtgeninden çıkıp bir başına özgür gidebilme gücünü yüreğinde taşıyabilmelidir siyaset adamı. Ya da Lao Tsu'nun 2500 yıl önce öğütlediği gibi 'işini bitirince çekilmesini bilmeli'dir.Star Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:01

İLGİLİ HABERLER