Gündem
  • 5.5.2006 04:01

AKP İL KONGRELERİ NEDEN ÖNEMLİ?

MUHARREM SARIKAYA'NIN SABAH'TAKİ YAZISI:

'Kaygan virajda mayına basmak'

AK Parti'de, son bir haftadaki gelişmelerin rahatsızlığı hakim. Bunun nedeni, "ikinci düğmeye de basıldı" inancı...

Partinin etkin isminin benzetmesi de durumu özetlemeye yetiyor:

"Kaygan virajda, taktik hata yapıp mayına bastık..."

Mayın olarak nitelendirdiği, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in "türbanlı öğrenciler Arabistan'da okusun" çıkışı...

"Taktik hatanın" gerekçesi de şöyle izah ediliyor:

"Demirel'in 'Arabistan'a gitsinler' sözünü boşluk görüp, kündeye getirmek için daldık. Ama karşımızda, siyasi muhatabımız olmayan polemik ustasının bulunduğunu unuttuk..."

Bu tespitten sonra sorular sıralanıyor:

"Demirel'e yanıtı Erdoğan mı vermeliydi?.." "Demirel'e muhatap olarak Genel Başkan yardımcılarından biri çıkarılamaz mıydı?"

Seçim baskısı

Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar da bu gibi mayınların önlerine çok sayıda çıkacağının farkındalar.

Bunlara rağmen, seçimin zamanında olması için "kavgayı göze alıp yola devam" kararlılığındalar.

Ancak, AB sürecinin Kıbrıs dolayısıyla tıkanması, "din eksenli" tartışmaların alevlenmesi, terör ve sivil toplum örgütlerinden yükselebilecek tepkiler de göz ardı edilemiyor.

Özellikle de yaratılmak istenen krizin boş karelerinin AK Parti içinden bizzat doldurulduğu sürece sürekli tanıklık edildiği bir ortamda.

Bu noktada AK Parti'nin sığındığı tek liman, "alternatifimiz yok" cümlesi...

Özetle, AK Parti anketlerde oy oranı ne kadar yüksek çıkarsa çıksın, Cumhurbaşkanını bugünkü Meclis'e seçtirmekte kararlı.

Erdoğan isterse...

TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın 23 Nisan çıkışıyla gündeme gelen "Parti içinde cumhurbaşkanlığı yarışı mı var?" sorusuna gelirsek: Ağırlıklı görüş, Erdoğan'ın istemesi halinde "Çankaya'ya çıkacağı..."

Erdoğan'ın aday olması durumunda, gerekçeleri farklı da olsa, AK Parti milletvekillerinin tamamının oyunu alacağı da kesin.

Partideki kaygı ise bunların uzağında:

"Anavatan ve DYP'nin iktidar dönemlerinde, Başbakan, TBMM Başkanı ve Cumhurbaşkanı aynı partiden oldu. Bu AK Parti için de geçerli olabilir mi? Rejimin hazmetme meselesi haline getirmeye kalkanlar çıkar mı?"

Son günlerde bazı köşe yazarları ve Demirel'in bu tartışmayı gündeme getirmesi, sorunun parti içinde kulaktan kulağa sıklıkla fısıldanmasına yol açmış.

Buna rağmen, Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkacağı görüşü ağırlığını koruyor.

Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkması halinde, Genel Başkan, dolayısıyla Başbakan'ı bugün il kongreleri ile belirlenen Büyük Kongre delegasyonu seçecek.

Erdoğan dahil, bakanların ve parti yöneticilerinin il kongrelerine ağırlık vermesinin nedeni de buna bağlanıyor.

İstemezse kim olur?

Peki, Özal'ın Akbulut ve Yılmaz, Demirel'in de Çiller'le çatışmasına benzer bir durumla karşılaşmamak için, Erdoğan bir dönem daha bekleyip, "yarı başkanlık sistemine geçiş" sonrası Çankaya'ya çıkmak ister mi? Böyle bir karar vermesi halinde Çankaya için kime yol verir?

Veya Çankaya için yol vereceği kişi, partiyi kurup, birlikte yola çıktığı arkadaşlarından biri mi, yoksa dışardan bir isim mi olur? Sorunun tartışma tarzı, ikinci ihtimalin de olduğunu gösteriyor.

Böyle bir ihtimalin olması halinde, Erdoğan'ın işaret ettiği kişiye milletvekilleri oy verir mi, karşısına başkası çıkar mı?

Yanıt net:

"Unutulmasın Cumhurbaşkanlığı seçiminden 6 ay sonra genel seçim olacak. Milletvekili adaylarını da o takdirde Erdoğan belirleyecek. Kim karşı çıkabilir ki..."

AK Parti'de konuşulan ve tartışılan konular böyle.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 06:09

İLGİLİ HABERLER