Gündem
  • 31.10.2003 16:23

ALBRIGHT:''TÜRKİYE GEÇMİŞTEKİ SİCİLİNDEN DOLAYI IRAK'IN İŞGALİNE ŞÜPHELİ YAKLAŞTI, AYNI ZAMANDA ABD İLE MÜTTEFİK KALABİLDİ''

VEHBİ BAŞ İSTANBUL - ABD Dışişleri eski Bakanı Madeleine Albright, ''Irak Savaşı'nın sebebini anlıyorum. Ancak şimdi neden bu savaşın çıktığını çözme konusunda zorlanıyorum. Daha çok Afganistan üzerine gidilmesi gerekirdi'' dedi. Capital Dergisi'nin organizasyonuyla Garanti Bankası'nın konuğu olarak İstanbul'da Çırağan Sarayı'nda bir konferans veren Madeleine Albright, Türkiye'nin uzun yıllar terörizmin sıkıntısını çektiğini, bu yüzden teröre karşı mücadelenin önemini bildiğini söyledi. Bunun için ABD ile birlikte Türkiye'nin ortak çalışması gerektiğini kaydeden Albright, ''Türkiye 1991'deki Körfez Savaşı'nda ticari ve sosyal alanlarda çok büyük kayıplar yaşadı. Iraklı onbinlerce mülteciye kapısını açtı. Türkiye geçmişindeki sicilinden dolayı Irak'ın işgaline şüpheli yaklaştı, aynı zamanda ABD ile müttefik kalabildi. Irak'ta ulusal ordu ve ulusal hükümetin kısa zamanda kurulması çok önemliydi. Sosyal ve insani çalışmalara önem verilmesi gerekiyor. Irak askeri ve polisi eğitilmeli. Terörizmden tamamen çıkarılmalı. Özgürce bir seçim yapılabilmesi için Irak halkı fedakarlık yapmalı'' diye konuştu. Irak'ta ödenecek bedelin Amerikalı yöneticilerin düşündüğünden daha fazla olduğunun altını çizen Albright, Irak'ın diğer Arap ülkelerine örnek olacağının düşünüldüğünü ve bedelinin beklenenden fazla olacağını ifade etti. Konuşmasından Filistin-İsrail sorununa değinen Albright, ''Yaser Arafat ve İzzak Rabin'in Beyaz Saray'da el sıkışmasının üzerinden 10 yıl geçti. Beyaz Saray bunun devamını getirmek için çok çalıştı ama başaramadı. Önceden intihar saldırısı çok fazla görülmezken artık rutin hale geldi. Bu savaş sürecinin uzamasına neden oldu. 2000 Temmuz'da Camp David'de Filistin'e gördükleri görecekleri en iyi teklif yapıldı ama Arafat kabul etmedi. Eğer Arafat kabul etseydi Filistin bugün BM'lerin bir üyesiydi. Teklif Filistinliler'e özgürce dolaşma, limanları kullanma gibi çeşitli haklar veriyordu ama kabul etmediler. Arap ülkeleri teröristlere yataklık yapmaktan, korumaktan vazgeçmeli. Bizler de Arafat'a barış için kapıyı açık bırakmalıyız. İsrail işgalci bir ordu olarak başarılı olamaz. Bir duvar ile kendisini koruyamaz. Filistinliler de terörü defetmedikçe topraklarını geri alamaz. Orta Doğu'da barış için Avrupa Amerika'ya destek olmalı. Türkiye de çok önemli pilot bir ülke. Hem İsrail'e hem de Filistin'e yakın bir ülke'' şeklinde konuştu. ''Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun İran'a iki ayrı yerde nükleer çalışmalara zenginleştirilmiş Uranyum'un izine rastladı'' diyen Albright, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''İran'ın nükleer programını 20 yıldır sürdürdüğünü biliyoruz. Nükleer yakıt üretimi için çalışmaları olduğunu biliyoruz. Uluslararası toplumların İran'a baskıyı sürdürmesi ve herhangi iki ülkeyi birbirine vurdurma politikasını önlemesi önemli. Humeyni modelinin başarısızlığa ulaştığını söyleyebilirim. Nükleer test yapma projelerine son vermelidirler. Amerika ile diyalog içinde olmalılar. İran nükleer programını sadece sivil ve barışçıl konular için istiyorsa bu bir tehdit oluşturmaz. Transatlantik Birliği'ne çok inanıyorum. Aynı Atlantik Okyanusu'nun iki yanında yaşayan ülkeleriz. Avrupa'nın güçlü olması, Amerika'nın çıkarınadır. Amerika'nın güçlü olması da Avrupa'nın çıkarınadır. Bükü-Ceyhan boru hattı ise Türkiye için çok önemli, dünya için de çok önemli. Türkiye soğuk savaş döneminde nasıl önemli rol oynadıysa, gelecekte de öyle önemli rol oynayacak. Saddam Hüseyin ile 11 Eylül saldırı arasında bağlantı olmadığını biliyoruz. Çünkü Laden Irak'a değil Afganistan'a sığındı. Bağdat'ta Türk Büyükelçiliği'ne yapılan saldırı, ABD ile Türkiye'nin birlikte hareket etmesi gerektiğini ortaya koydu.'' ''ABD DEMOKRASİYİ YAYGINLAŞTIRMAYI GÖREV ADDETTİ'' Konuşmasının ardından katılımcılardan gelen yazılı soruları yanıtlayan Madeleine Albright, ABD'nın Irak'a müdahalesi ile ilgili bir soruya, ''ABD bir güçtür. Sadece askeri bir güç değildir. ABD'nin gücünün insanların yararına kullanılması gerektiğini düşünüyorum. ABD, ülkelerde demokrasi kurulması için hem fikirler veriyor hem de hastalıkların önlenmesi, insanların refahı, iyileşmesi için çalışıyor. ABD'nin demokrasiyi yaygınlaştırmayı görev addeddiği doğrudur. Yapılan araştırmalarda, Amerikalılar'ın Avrupalılar'dan daha dindar olduğu görülüyor. Amerikalılar konuşmalarını dua ile bitirir. Benim ülkemde de hoşuma gitmese de köktendincilerin ortaya çıktığı oluyor. Bu zaman zaman Avrupa'da da oluyor. Başka ülkelerde de. Şu anda ABD'nin yaptıklarının hepsinin doğru olmadığını düşünüyorum. Bu da bana Amerikan doktrinini hatırlatıyor. ABD'nin her ülke kadar kendini savunma hakkı vardır. Ama bunu yaparken hangi noktada saldırıya geçmek gerektiğini iyi hesaplamak gerekir. Sadece istihbarata dayanarak bu istihbaratların doğruluğunu değerlendirmeden saldırıya geçmeyi doğru bulmuyorum. Amerikan Dış Politikası'nın tek taraflılığını doğru görmüyorum. Birlikte hareket etmekten geliyor. Müttefiklerimiz ile birlikte hareket ederse güçlü olur. Bir Avrupa gücü ile Amerika'nın gücünü dengelemek isteyenler var. ABD'nin gücünün dengelenmesi isteğini doğru bulmuyorum. Çünkü ABD dengelenemeyecek kadar güçlü bir ülke. Irak'ta neyi farklı yapmalıydık gibi bir soru soruldu. Irak'ta neden bu savaşın çıktığını anlayamıyorum. Çünkü Afganistan üzerinde yoğunlaşmalıydık. Ülkenize saldırı olursa, 3 bin kişi ölürse elbette bunun intikamı alınacaktır. Ama Afganistan üzerine yoğunlaşmalıydık. Oradaki barış güçlerini desteklemeli. Afgan Devlet Başkanı Karzai'yi bir Belediye Başkanı görünümünden çıkarılıp daha güçlendirilmeliydi. Ama Amerika orada yeterince başarılı olamadı. Şu anda Taliban'ın yeniden ortayı çıktığını görüyoruz'' yanıtını verdi. ''IRAK'TA YAPTIRIMLAR SADECE SADDAM REJİMİNE UYGULANMALIYDI'' Irak'a ambargo konusunda da soruları yanıtlayan Albright, ''Bizim dönemimizde yaptırımlar uygulandı. Ama getirdiğimiz kısıtlamaları sadece Saddam rejimine getirmeliydik, Irak halkına değil. Afganistan'a yoğunlaşmalıydık Irak'a değil. Irak'a yaptırımlardan halk çok zarar gördü. Savaşta ordunun hemen çökmesi yaptırımların etkili olduğunu gösterdi. Ama bundan halk büyük zarar gördü. ABD'nin Orta Doğu'nun barışı için daha çok şey yapması lazım. ABD'nin diğer ülkelerle ilişkilerine bakıldığında, mesela, Sudi Arabistanla ilişkileri karmaşık. Bu da Sudi Arabistan'ın diplomatik anlayışından ileri geliyor. Kamuoyunda Sudi Arabistan bazı açıklamalar yapıyor. Ama özelde sizi bunu söylemiyorlar bizi destek oluyorlar. Bu benim zamanımda öyleydi. Hala öyle devam ediyor. Amerika'da Sudi Arabistan'a reformlar yapması için yaşam şartlarını geliştirmesi için destek vermeli. İran ile de ilişkilerin geliştirilmesi için çalışmalar yapıyoruz. İran ile ilişkilerin gelişmemesinde yaptığımız hatalardan biri de, beni hep devlet başkanı Hatemi ile muhatap oluyordum. Onunla görüşüyordum. Ama Ayettullah yönetimi ile de görüşmemiz gerekiyordu'' dedi. Konferansta NATO konusundaki soruları da yanıtlayan Albright, 50 yıl savaşmadan barışın korunmasını sağlayan NATO'nun, 21. yüzyılda buna yanıt verebilecek güçte olup olmadığın bilmediğini, BM'ler gibi farklı konularda da yetkin hale getirilmesi gerektiğini kaydetti. ''Türkiye'nin Asya'daki etkisini görüyorum'' şeklinde görüş bildiren Albright, şöyle konuştu: ''Türkiye Orta Asya ülkelerine de örnek olabilir. Modern bir İslam ülkesi. Olayların açıkça tartışıldığı bir ülke. Türkiye modeli Orta Asya, Orta Doğu ve Arap dünyası için çok önemli bir örnek. Türkiye'nin AB'ye girmesinin önemli ve gerekli olduğunu düşünüyorum. AB'nin öne sürdüğü kriterler yanlış değil. AB üyesi, NATO üyesi olmak için bazı şartları yerine getirmek lazım. Türkiye'nin geçmişteki sicili, bu kriterlere göre değerlendiriliyor. Şu andaki uygulamalara göre değerlendirilmeli. Ben Türkiye'nin ABD'ye girmesinin hararetli bir destekleyicisiyim. Yabancı sermayeyi Türkiye'ye çekmek için farklı şeyler yapılması gerekir. Maalesef, Türkiye ile ilgili duyulan konular, IMF ile yaşanan sorunlar ve yabancı telekom şirketlerinin düştüğü zor durumlar dışarı yansıyor. Yemen'de inşaat projeleri var. Türk işadamları buraya gidip ihaleye giriyor. Ekonomik durumunuzun iyi olduğunu, şartların iyi olduğunu anlatmanız, pozitif bir imaj yaratmanız gerekir.'' Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:57

İLGİLİ HABERLER