Dünya
  • 17.7.2013 15:00

Avrupa Birliği'nden İsrail'e büyük şok

BRÜKSEL

İsrail'in Kudüs dahil 1967 sınırlarında yapacağı değişikliği tanımayacağını defalarca açıklayan Avrupa Birliği, bu kararını somutlaştıracak adımlara hazırlanıyor.

AB resmi gazetesinde cuma günü yayınlanması beklenen bir yönetmelikle 2014 yılından itibaren Filistin toprakları Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki gayrımeşru İsrail yerleşimleri AB yardımları, fonları ve burslarından faydalanamayacak.

İsrail yönetiminin sert tepki gösterdiği ve Netanyahu tarafından  "Sınırlarımıza dışarıdan yapılacak bir dayatmayı kabul etmeyeceğiz" açıklamalarına neden olan yönetmelik, ekonomik, bilimsel, kültürel, sportif ve akademik işbirliği dahil AB ve İsrail arasındaki bütün ortak çalışmaları kapsayacak.

Bu sayede İsrail, AB'nin 2014-2020 dönemini kapsayan yeni bütçesinden hibeler ve ortak projeler çerçevesinde faydalanabilmek için Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Golan Tepeleri'nin İsrail toprağı olmadığını kabullenmek zorunda kalacak.

AB'nin İsrail'deki delegasyonunda siyasi işlerden sorumlu diplomatı Sandra De Waele, yönetmeliğin yeni bir politika anlamına gelmediğini ve imzalanacak yeni anlaşmalarda 1967 sınırları haricindeki İsrail yerleşimlerinin kapsam dışında tutulduğunun kayda geçirileceğini söyledi.  De Waele, bu durumun AB'nin İsrail'in yerleşim faaliyetlerinden duyduğu rahatsızlığı yansıttığını belirtti.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ın sözcüsü Maja Kocijancic, AB Komisyonu'nun 28 Haziran'da onay verdiği yönetmeliğin amacının Birlik müktesebatında İsrail ve işgal altındaki topraklar arasında açık ayrım yapılmasına yönelik olduğunu söyledi.

AB, işgal bölgelerindeki İsrail egemenliğini tanımıyor

Uluslararası hukuka göre İsrail yerleşimlerinin gayrımeşru olduğunu hatırlatan Kocijancic, AB'nin işgal edilmiş topraklarda İsrail'in egemenliğini tanımadığını ifade etti.

AB dışişleri bakanları Aralık 2012'de " AB veİsrail arasındaki bütün anlaşmaların açık ve net şekilde İsrail'in 1967'den itibaren işgal ettiği topraklarda uygulanmayacağının kayda geçirilmesi" kararı almıştı. AB'nin yeni yönetmeliğinin bu karara dayandığı belirtiliyor.

2002 verilerine göre toplam ihracatı 47,7 milyar avro olan İsrail, bunun 12,6 milyar avrosunu en büyük ticaret ortağı olan AB'ye gerçekleştiriyor. İsrail'in 52,3 milyar avroluk ithalatının 17 milyar avrosu ise AB ülkelerinden geliyor.

Öte yandan AB'nin İsrail'in ilhak politikasına fon sağlamayı tamamen durdurmak için bu ülkeden yaptığı ithalatta işgal altındaki topraklarda üretilen malları ortak bir etiketleme sistemiyle ayırması ve buna ilaveten şirketlerine ve vatandaşlarına İsrail yerleşimlerinde ticaret ve ekonomik  faaliyeti yasaklaması gerekiyor.

İngiltere, Fransa, İspanya, Hollanda, Belçika, Portekiz, Avusturya, Danimarka, İrlanda, Finlandiya, Slovenya, Malta ve Lüksemburg dışişleri bakanları, nisan ayında AB Yüksek Temsilcisi Ashton'a ortak bir mektup yazarak İsrail yerleşimlerine ait mal ve ürünlerin etiketlenmesine yönelik bir AB ortak yönetmeliği çıkarılmasını talep etmişti.

13 AB üyesinin ortak mektubunda, "Tüketicilerin yanlış bilgilerle aldatılmaması için ürünlerin doğru etiketlenmesi zorunludur" görüşüne yer verilmişti.

AB içinde sadece İngiltere ve Danimarka'de İsrail yerleşimlerine ait ürünler farklı etiketlendiriliyor.

İki devletli çözüm imkansız hale gelebilir

AB'nin Kudüs ve Beytullahim'deki diplomatik misyonları tarafından şubat ayında hazırlanan 2012 Doğu Kudüs Raporu'nda İsrail'in ilhak politikası sert şekilde eleştirilmişti.

Raporda, Kudüs'ün iki devletin ortak başkenti olmadan İsrail ve Filistin arasında sürdürülebilir bir barış anlaşmasının mümkün olmadığı vurgulanırken İsrail, Doğu Kudüs'teki Filistin varlığını sistematik şekilde bitirmeye çalışmakla ve aktif ilhak politikası uygulamakla suçlanmıştı.

AB diplomatlarının hazırladığı raporda, Doğu Kudüs'ün güneyindeki Yahudi yerleşimleri Giv'at HaMatos, Har Homa ve Gilo'yu genişletme çalışmalarının mevcut hızda devam etmesi halinde, bu yıl sonunda Kudüs ve Beytullahim arasındaki bağlantının kesileceği ve iki devletli çözümü son derece zorlaştıracağı ya da imkansız hale getireceği belirtilmişti.

Binlerce Filistinli göçe zorlanabilir

AB raporunda, İsrail'in Kudüs'ün doğusunda E1 adlı yeni yerleşim yeri planını uygulaması halinde Batı Şeria'yı fiiliyatta ikiye böleceği de ifade edilen raporda, bunun binlerce Filistinli'yi göçe zorlayacağı ifade edilmişti.

İsrail'in Kudüs'teki arkeolojik kazılarının da eleştirildiği raporda, Hristiyanlık ve Yahudi çağrışımlarına dayandırılan ve İslami kutsalların hiçe sayıldığı, "taraflı tarihi tefrikalar" uyarınca gerçekleştirilen kazılarla Kudüs'ün bölünmeden, ebedi İsrail başkenti yapılmasına kılıf hazırlandığı dile getirilmişti.

Raporda AB üyeleri ve şirketleri, İsrail yerleşimlerini destekleyecek ekonomik faaliyetlere girmemeleri konusunda uyarılmıştı.

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 13:27

İLGİLİ HABERLER