Gündem
  • 31.3.2013 02:37

Barışa asla ve asla karşı değiliz

     Kılıçdaroğlu, Ataşehir Belediyesi'nin yeni hizmet binasının açılışında yaptığı konuşmada, Belediye Başkanı Battal İlgezdi'nin konuşmasında ilçedeki çalışmalardan bahsettiğini hatırlatarak, ''Gelin de bu belediye başkanını hapse atmayın. Sana ne meydan yapmak... O meydanlara gökdelen dikersin, yandaşlarına verirsin, hep beraber köşeyi dönersiniz. Belki Recep Tayyip Erdoğan seni milletvekili seçer'' diye konuştu.
     CHP'nin halkın partisi olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, ortak hedeflerinin halka hizmet etmek olduğunu söyledi.
     Kılıçdaroğlu, halka hizmet edenin hakka hizmet ettiğine inandıklarını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
     ''Şöyle bir algıyı yerleştirmek istiyorlar; 'CHP'li belediyeler çalışmıyor.' Kimler çalışıyor- AKP'li belediyeler. Yolsuzluk mu görmek istiyorsunuz- Gidin AKP'li belediyelere... Hizmet mi görmek istiyorsunuz- Gelin CHP'li belediyelere. İstanbullu nefes almak isterse kentin bütün güzelliklerini görmek isterse beton yığını değil de yeşillik görmek isterse CHP'li belediyelerin olduğu yerlere gider. TOKİ şöyle konut yapıyor, böyle konut yapıyor. TOKİ'nin yaptığı konutlardan çok daha uygun ve kaliteli daireleri yapıp, ihtiyaç sahiplerine teslim eden belediyeler, CHP'li belediyelerdir. Biz bunları yapıyoruz da Adalet ve Kalkınma Partisi boş duruyor mu- Durmuyor, belediyelerimiz üzerinde baskı kuruyorlar. Sistematik bir baskı var. Nasıl tutuklayacağız, nasıl hapse atacağız, nasıl dinleyeceğiz, nasıl denetleyeceğiz. İstediğiniz kadar denetleyin, dinleyin, ne yaparsanız yapın, halka hizmetten hiç bir belediye başkanımızı vazgeçiremezsiniz.''
     Demokrasinin önemine işaret eden Kılıçdaroğlu, demokrasinin, barış, parlamento, kadın-erkek eşitliği, özgürlük, yargının ve hukukun üstünlüğünü mutlaka her alanda savunmak anlamına geldiğini aktardı.
     Kılıçdaroğlu, ''Aramızda demokrasi gazisi var, İstanbul Barosu Başkanı. Neden demokrasi gazisi diyorum- Savunma hakkını kullanıyor. Bir avukatın yasalarla tanımlanmış görevleri var. Savunacak. Yargıç diyor ki 'savunmayacaksınız'. O zaman niye avukatı getiriyorsun oraya- Otur evinde kararını ver, olay bitsin. Bunu söyleyen kim- Özel yetkili mahkemeler... Yani siyasi iktidarın emrinde olan mahkemeler. Yani çocuklarına en ağır mirası bırakan mahkemeler. Onların mahkemeleri de bize vız gelir, asla ve asla boyun eğmeyeceğiz'' ifadelerini kullandı.
    
     -''Siyasi iktidarın baskılarına boyun eğmek kitabımızda yoktur''-
    
     CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, demokrasinin herkesin üzerine titremesi gereken bir kavram olduğunu belirterek, ''Diyorlar ki 'Barış mı, demokrasi mi, özgürlük mü, kadın-erkek eşitliği mi, insan hakları mı- Ne istiyorsunuz-' Tamamını istiyoruz. 'Barışa karşı mısınız-' diyorlar. Barışa asla ve asla karşı değiliz. Bayramı kutlamak kadar güzel bir şey olabilir mi- Barışı her zaman her yerde savunduk. Barış bu ülkenin aydınları tarafından hapishanelerde savunuldu. Aydın olmanın bedeli kolay değil, aydın olmak kolay değil. Aydın olmak aynı zamanda bedel ödemektir. Aydın olmak bütün baskılara insanca direnmek, düşüncesini özgürce dile getirmek demektir. Bu ülkenin sözde aydınları, sesini kesip oturuyorsa onlara aydın demek, kitabımızda yoktur. Siyasi iktidarın baskılarına boyun eğmek, bizim kitabımızda yoktur. Aydın, bu demek değildir'' diye konuştu.
     Türkiye'de askeri darbeler döneminde çok sayıda faili meçhul cinayetler işlendiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, bunları aydınlatmak için milletvekillerinin Meclis'e verdiği önergelerin tamamının AK Partili milletvekillerinin oylarıyla reddedildiğini savundu.
     Kılıçdaroğlu, Uludere olayına değinerek, ''34 yurttaş yabancı topraklarda katledildi. Ne diyordu Recep Tayyip Erdoğan, 'Ankara'nın karanlık dehlizlerinde bu dosyanın kapanmasına izin vermeyiz'. Ne yaptılar- Meclis'in kapalı dehlizlerinde, yani Ankara'nın kapalı dehlizlerinde, AKP oylarıyla dosyayı kapattılar. Gündemde tutan, hakkı arayan kim- CHP'liler'' değerlendirmesinde bulundu.
     Türkiye'de basının özgürlüğü olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, basının özgür olmadığı yerde halkın doğru haber alma hakkının olmayacağını, vatandaşın doğru haberi özgür ve bağımsız medyadan alabileceğini kaydetti.
     Kılıçdaroğlu, kendilerini eleştiren köşe yazarlarıyla ilgili bir şey söylemediklerini belirterek, ''Saygın, dürüst, kalemini satmayan, ödün vermeyen gazetecilere elbette ki saygı duyarız, baş tacı ederiz. Ancak kalemini satan gazeteciye gazeteci demeyiz. Kimse kusura bakmasın'' dedi.
    
     -''Gün ayrılık günü değil''-
    
     Kemal Kılıçdaroğlu, siyaset kurumunun ülkenin sorunlarıyla ilgilenmesi gerektiğini vurgulayarak, siyaset kurumunun çözüm üretmediği sorunların altında kalacağını, böylece siyasete olan güvenin sarsılacağını ifade etti.
     Ülkenin en temel sorunları konusunda öteden beri parlamentoyu adres gösterdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, ''Biz, sorumluluğu olan bir partiyiz. Ülkenin geleceğinden yurttaşlar kaygı duyuyor. 'Acaba huzuru, güveni egemen kılacak mıyız' diye soruyorlar. Ülkenin bölünmesinden kaygı duyuyorlar. Hiç endişelenmeyin, CHP olduğu sürece bu ülkede birliği, bütünlüğü ve beraberliği sağlama güvencesi mutlaka vardır. Birliğin, bütünlüğün, sağduyunun adresiyiz. Çünkü bizim ortak paydalarımız var. Bizim paydalarımız halkın paydalarıdır, bayrak, ülke, Atatürk, özgürlük talebi, ortak paydamızdır'' diye konuştu.
     Yerel seçimlerde AK Parti'ye ders verilmesi gerektiğini savunan Kılıçdaroğlu, geçmişte farklı partilere oy verenleri, Türkiye'nin bütünlüğü, özgürlüğü ve barışı için CHP bayrağı altında bir araya gelmeye çağırdı.
     CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
     ''Gün ayrılık günü değil, birlik olma günüdür. Eyaletlerden söz ediliyor. Kim söz ediyor- Recep bey. Sorsanız eyaletin ne olduğunu da bilmez. Ülkenin ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu biliyoruz. Neden hukukun üstünlüğü diyoruz, neden parlamentoyu adres gösteriyoruz, neden barış ve özgürlük diyoruz, neden insan haklarından söz ediyoruz- Çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi, Türkiye'yi yarı açık cezaevine dönüştürdü. Telefonla konuşamıyor vatandaş, 'Acaba dinleniliyor muyum-' diye. Hükümeti eleştiremiyor, 'Acaba sabahın köründe polis baskın yapar mı-' diye. Yürekli olun, korkmayın, arkanızda mutlaka bir CHP'li olacaktır.''
     Kılıçdaroğlu, demokrasilerde hukukun üstünlüğü bağlamında yurttaşın direnme hakkı olduğuna işaret ederek, bir yerde Anayasa ihlali varsa yurttaşın Anayasası'nı korumak için direnme hakkı bulunduğunu, bunu anayasasın başlangıç bölümüne koymaya kararlı olduklarını bildirdi.
     Yeni anayasadan beklenti ve taleplerini dile getiren Kılıçdaroğlu, masada oturmalarının tek nedenin parlamentoya ve halka duydukları saygı olduğunu söyledi.
     Kılıçdaroğlu, üniversite öğrencilerinin, gazetecilerin, aydınların, komutanların cezaevinde olduğunu hatırlatarak, ''Darbelerin olduğu dönemlerde de demokrasi ve özgürlüğü savunduk, sivil darbenin olduğu dönemde de özgürlüğü ve demokrasiyi savunuyoruz. Kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Kişinin kılık kıyafeti, düşüncesi asla ötekileştirme nedeni olmamalı. Bizi bölüyorlar, sonra yönetmeye kalkıyorlar. CHP, sanmayın ki Adalet ve Kalkınma Partisi ile mücadele ediyor, CHP, AKP devleti ile mücadele ediyor. Valisi, kaymakamı, hakimi, savcısıyla mücadele ediyor. Hepimize görev düşüyor. Daha fazla, inadına çalışacağız, inadına CHP'yi iktidar yapacağız. CHP, dünyaya saygın bir devleti yeniden kazandıracak'' ifadelerini kullandı.
     Törene katılanlar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşması sırasında zaman zaman ''Kemal Başbakan'' sloganı attı.
     Kılıçdaroğlu, konuşmasından önce, bir ses yarışmasında birinci olan Mustafa Bozkurt'un konserini dinledi.
     CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi ve beraberindekilerle konuşmaların ardından kurdele keserek ve güvercin uçurarak, yeni binayı hizmete açtı.
     Kılıçdaroğlu, hizmet binasında sanatseverlerle buluşan ''Fotoğraflarla Nazım Hikmet'' sergisi de gezdi.
    
     Muhabir: Nurhan Çorlu
     Yayıncı: Sibel Ertürk Kurtoğlu

 

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 16:43

İLGİLİ HABERLER