Gündem
  • 25.2.2006 04:26

'BAŞI AÇIK NAMAZ' POLEMİĞİ: SANSÜRLENEN KADIN PROFESÖR KONUŞTU...

Diyanet’in ’kadının başı açık namaz kılamayacağı’ kararına şerh koyan Din İşleri Yüksek Kurulu’nun tek kadın üyesi Prof. Dr. Mualla Selçuk, "Kararda ’namazda ve namaz dışında örtünmesi gereken yerler’ deniyor. Buradan kadının namaz dışında da örtünmesi gerektiği sonucu doğuyor" dedi. Selçuk farklı uygulamaların da gözardı edildiğini vurguladı.

DİYANET İşleri Başkanlığı’nın 2003’te aldığı ’Kadınların başı açık namaz kılmaları’ başlıklı kurul kararına şerh koyan Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mualla Selçuk, "Şerh gerekçemin arkasındayım. Kararın Diyanet Dergisi’nde şerh gerekçeme yer verilmeden yayınlanması etik dışı bir davranıştı" dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun tek kadın üyesi olan Selçuk, sorularımızı şöyle yanıtladı:

Şerh gerekçeniz neydi?

İki nedenle itiraz ettim. 1’incisi şekil bakımından: Namaz için alınan bir karar, namaz dışına da teşmil edilmiştir. (Taşınmıştır.) (2003 tarihli kararın son paragrafında yer alan ’namaz ve namaz dışında’ ifadesine işaret ediyor.) 2’ncisi, esasa gelince: ’Tarihi sürecin tek yanlı ve eksik incelenmesi, konuyla ilgili farklı uygulamaların ve yorumların olduğu göz ardı edilmesi sonucu verilen karara karşıyım’ şeklinde yer almıştır.

Şekil bakımından kastınız ne?

Kurul kararının son paragrafında ’namazda ve namaz dışında örtülmesi gereken avret mahallinin erkeklerde diz kapağı ile göbek arası, kadınlarda ise el, yüz ve ayaklar dışındaki bütün beden olduğu" belirtiliyor. Durum böyle olunca da, ’kadının namaz dışında da örtünmesi gerekir’ şeklinde bir sonuç doğuyor.

ÖZELE SAYGI DUYMALI

Siz kadınların başı açık namaz kılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Tek başınayken başı açık namaz kılabilirler mi?

Benim kişisel görüşüm şudur: Ben geleneklere saygı duyan, duyulması gerektiğine inanan biriyim. Dolayısıyla kadınların namazda başını kapamalarını gelenekler bağlamında değerlendirmek gerekir. Ancak hal böyleyken insanların kendi özel kararlarına, durumlarına, özel hayatlarına saygı da duyulması şarttır. Zorunluluktur.

Ya cemaatle...

Kadınların cemaatle birlikte başı açık namaz kılmalarıyla ilgili bir şey söyleyemem.

Siz namazınızı nasıl kılıyorsunuz?

Namaz kılma biçimim benim özel alanım, bu alanla ilgili açıklama yapmam doğru olmaz. Ancak, her halûkarda insanların kararlarına, özel uygulamalarına saygı duymak gerekir.

ETİK AÇIDAN OLMAZ

2003’teki kararının bu şekliyle dergide yayınlanacağından haberiniz var mıydı?

Kararın dergide yayınlanacağından haberim vardı, ancak şerh gerekçesiyle yayınlanmamış olmasıyla başladı sorun. Şerh gerekçesiyle yayınlanmaması akademik etik açısından sorun doğuruyor. Yapılan etik değil ve nezaketsiz.

Sizi nasıl haberdar ettiler?

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Görmez aradı, şerh gerekçesi olmadan basım yapıldığını ve bu hatanın mutlaka düzeltileceğini, önlem alınacağını belirtti. Ancak alınan önlemin dergi sayfalarının yırtılması olacağını bilmiyordum. Elbette bu karar kurumun kendi kararı.

DİYANET’LE SORUN YOK

Diyanet’le aranızda sorun doğurur mu?

Kararımın arkasındayım. Gelişmeler bizimle Diyanet arasında bir sorun doğurmayacaktır. Bizim Diyanet’le aramızda saygın bir ilişki var.

Kuran’ı başı açık dinlemişti

PROF. Dr. Mualla Selçuk, 2001’de Din İşleri Yüksek Kurulu’nun yeni üyelerinin göreve başlama töreninde Kuran okunurken başını örtmemiş, Fatiha Suresi’ni de yine başı açık olarak okumuştu. Selçuk, böylece radikal bir başlangıç yapmıştı.

DİN İşleri Yüksek Kurulu’nun 06.02.2003 tarihli kararı özetle şöyle:

"Son zamanlarda, başın abdest organlarından olduğu, bu organların ise örtülmesinin farz olmadığı ileri sürülerek, kadınların baş açık olarak namaz kılabilecekleri iddia edilmektedir... Namazda örtülmesi gereken yerler dini kaynaklarda setr-i avret başlığı altında incelenmiştir. Erkeğin avret yeri, Hanefi, Maliki, Şafii ve Hanbelilerin oluşturduğu cumhuru fukahaya göre göbekle diz kapağı arasıdır. Hanefiler diz kapağını da avret mahalline dahil etmişlerdir... Hanefi, Maliki ve Şafiilerle, Hanbelilerdeki hakim görüşe göre, kadının el ve yüz dışında kalan bütün bedeni örtmesi gerekir. Hanefi mezhebindeki bir görüşe göre ayaklar da avret kapsamı dışında tutulmuştur. Bütün mezheplere göre, kadınların namazda başlarını örtmeleri gerekir. Ayrıca hadis kaynaklarında Peygamber eşlerinin evlerinde baş örtüsü ile namaz kıldıklarını (Malik, Salat, 10. No: 35-36), Hz. Peygamber’in başı açık namaz kılan genç kızlara müdahale ettiğini ve buluğa eren kadınların başlarını örterek namazlarını kılmaları gerektiğini bildiren hadisler yer almaktadır... Yukarıda zikredilen açıklamalar ışığında; Namazda ve namaz dışında örtülmesi gereken avret mahallinin erkeklerde diz kapağı ile göbek arası, kadınlarda ise, el, yüz ve ayaklar dışındaki bütün beden olduğu ve namaz kılarken, bu uzuvların vücut hatlarını belli etmeyecek ve rengini göstermeyecek nitelikte bir elbise (örtü) ile örtülmesi gerektiği anlaşıldığından, Kadınların baş açık olarak namaz kılmalarının caiz olmadığına, karar verildi.

ESKİ Diyanet İşleri başkanlarından AKP İstanbul Milletvekili ve TBMM Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Tayyar Altıkulaç, Diyanet dergisindeki sansüre tepki göstererek, "Teknik suikast" dedi. Diyanet’in 13. Başkanı olarak 8 yıl süreyle görev yapan Altıkulaç, "Yazılmış ve dergide de baskıya girmiş bir karşı oy yazısının bu şekilde, yırtılarak çıkarılması hoş değil. Teknik suikast mi diyelim, bir şeyler olmuş. Ama hoş olmamış" diye konuştu. "Muhalefet şerhli karar yayınlanmasının hiçbir sakıncası olmaz" diyen Altıkulaç, kendi döneminde böyle kararların da yayınlandığını anımsadığını söyledi.

DİYANET İşleri Başkanlığı, dergide ’sansür’ uygulandığı yorumlarının yanlış olduğunu belirtti. Açıklamada, şöyle denildi: "Dergide sayfa değişimine gidilmesi, bir sayın üyenin görüş ve düşüncelerini sansürlemek için değil, tam tersine farklı görüş ve düşüncenin gerekçeli açıklamasına yer verilmemiş olmasından kaynaklanmıştır. Karara muhalefet eden üyelerin görüşlerini ilan etmek kurulun kendi prensiplerine de uymamaktadır. Karşı oy sahibinin isteği bir yana, bilgisi ve onayı olmadan yalın olarak sadece karşı oy kaydıyla ismine yer verilmesi; neye, niçin ve hangi gerekçelerle karşı olduğunun belirtilmemiş olması etik bulunmamıştır.

/Okan KONURALP, Turan YILMAZ - HÜRRİYET

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 09:56

İLGİLİ HABERLER