'BOŞANDIĞIMDA BİLE BAKİREYDİM, İMAMLA 3 GÜN AYNI ODADA KALDIM'!..
Karı-koca olamadık
Tuncay (Aslan) yani eski eşim, beni düğünde görmüş, aşık olmuş. O gece ailesine söylemiş. O zaman ben 16, Tuncay da 20 yaşındaydı. Bir hafta içinde söz kesildi. Önce Antakya'da lüks bir düğün yapıldı. Gerdek gecesi utancımdan başka odada soyup yatmıştım. Eşimle karı-koca olmadık. Sadece flört ettik... Evcilik oynayan iki çocuk gibiydik.
Kimse inanmadı
İlişkiye girmediğimize kimse inanmıyordu. Sonra Tuncay beni Almanya'ya aldırmak için işlemleri başlatmak üzere Bremen'e gitti. Bir ay sonra ben de Almanya'ya gittim. Uçaktan inip eve gittiğimizde kapıyı Tuncay açtı. Hiç suratıma bakmadan annesine sarıldı. Bana merhaba ile demedi. Dondum kaldım. Bir ay içinde çok değişmişti.
Büyü yapılmış
Bir gün kayınvalidem fala baktırmış. Oğluna büyü yapıldığını söylemişler. Kayınvalidem bir gün oğlunu ikna edip, Hollanda sınırında bir hocaya götürdü. Sonra bu hoca eve geldi. Evdeki büyüyü bozması için üç gün o adamla aynı odada kaldık. Başka yer yoktu. O koltukta, ben yerde yatıyordum. Ya hoca bana bir şey yapsaydı?
16’sında intiharı denedi 18 yaşında felç geçirdi
16 yaşındayken ailesi tarafından Gaziantep’in en zengin ailelerinden biri olan Aslan ailesinin tek oğlu Tuncay Aslan’la evlendirilen Yeliz Yeşilmen, bir yıl süren evliliğinde yaşadığı dramı, Kelebek’e anlattı. Boşandığında bakire olduğunu açıklayan Yelizmen, "Genç kızlığımı yaşayamadım. Benim hayatım ailelere, gençlere örnek olsun" dedi...
n 16 yaşında aileniz tarafından zorla evlendirilmişsiniz, doğru mu?
- Çok güzel bir genç kızdım. 12 yaşından itibaren beni istemeye geliyorlardı. Babam da başının belaya girmesini istemiyordu. Bir an önce başgöz etmek istedi. Lise 2’ye gidiyordum. Yaz tatiliydi. Antakya’da bir tanıdığımızın düğününe gittik. Evlendiğim çocuğun ailesi de bu düğüne gelmiş. Almanya’da yaşıyorlardı. Tuncay (Aslan) yani eski eşim, beni düğünde görmüş, aşık olmuş. Birkaç gün sonra eve komşularımız geldi ve çocuğun ailesiyle birlikte Almanya’da yaşadığını, tek çocuk olduğunu, çok zengin olduğunu ve benimle evlenmek istediğini söylediler. O zaman ben 16, Tuncay da 20 yaşındaydı...
n Evlenmek istiyor muydunuz?
- Hayır. Ben okumak istiyordum. Avukat olmak, iş kadını olmak istiyordum.
n Bir anlamda evlenmeye mecbur kaldınız?
- Evet. "Beni okutur musun?" dedim, o da kabul etti. O an Almanya’da okumak, dil öğrenmek bana çok cazip gelmişti. Sonuç olarak evlenmek istemesem de benim adıma babam çoktan kararı vermişti. Ayrıca aile bize Antakya ve Adana’da birer ev verecekti.
n Bir anlamda başlık parası mıydı bu evler?
- Yani. Bir hafta içinde söz kesildi. Önce Antakya’da lüks bir düğün yapıldı.
n Bir yıl evli kaldınız ve boşanırken bakire olduğunuz yazıldı, doğru mu?
- Evet doğru. Eşim bana yaklaşıyordu ama kaçıyordum. Gerdek gecesi utancımdan başka odada yatmıştım. Zaten bir haftadır koşuşturmaktan ikimiz de yorgunduk ve ilk gecemizi uyuyarak geçirdik.
n Eşiniz de mi uyudu?
Eşim dokunmaya falan çalıştı ama bir şey olmadı. Sonra o da uyudu... Sabah asıl facia yaşandı. Eşimin annesi ve yengesi paldır küldür odaya girip, bakire olduğumu belgeleyen "mendili" görmek istediler. Onlara yorgunluktan uyuduğumuzu, bir şey olmadığını söyledik. Zaten uzun süre de bir şey olmadı.
n Hiç mi?
- Hiç. Eşimle karı-koca olmadık... Evcilik oynayan iki çocuk gibiydik.
n Doktora gittiniz mi?
- Doktora falan götürmediler yani. Aslında ne eşimde ne de bende bir sorun vardı. Büyü yüzünden bir araya gelemiyorduk.
n Büyü mü?
- Evet... Tuncay beni Almanya’ya aldırmak için işlemleri başlatmak üzere Bremen’e gitti. Biz Gaziantep’te annesiyle bir ay birlikte kaldık. Neyse işlemler tamamlandı ve ben Almanya’ya gittim. Uçaktan inip eve gittiğimizde kapıyı Tuncay açtı. Hiç suratıma bakmadan annesine sarıldı. Bana merhaba bile demedi. Dondum kaldım. Bir ay içinde çok değişmişti. Aynı günün akşamı beni yatakta istemedi.
n Büyü yapıldığını nereden anladınız?
Bir gün kayınvalidem fal baktırmış. Oğluna büyü yapıldığını söylemişler. Herkes karar vermişti. Biz büyü yüzünden birleşemiyorduk ve Tuncay da bu yüzden beni düşman gibi görüyordu. Kapı kapı dolaşıp hocalara gitmeye başladılar. Büyü bozulsun diye dualı sular içtik, yıkandık yine olmadı. Kayınvalidem bir gün oğlunu ikna edip, Hollanda sınırında bir hocaya götürdü. Hoca onlara, "Eve gider gitmez karına tokat at, rahatlayacaksın" demiş. Eve gelince bir tokat yedim ki, anlatamam size. Beyin kanamasından ölüyorum dedim.
n Bozuldu mu büyü?
- Yok, bozamadılar. Çünkü papaz büyüsüymüş. Domuz yağıyla yapmışlar. Ölüm büyüsüymüş. Eğer ben gitmeseydim, ya o beni öldürecekti, ya da ben onu.
n Nasıl yani?
- Önce kayınvalidemin üstüne yürüdüm. Benim yüzümden iki kez kalp spazmı geçirdi. Sonra intihara teşebbüs ettim. Tuvalete kapatıp, bileklerimi kestim.
n Ciddi misiniz?
- Evet. Ölmek istiyordum. Allah’tan damarımı kesmemişim. O haldeyken bile dövdü kayınvalidem beni. Türkiye’ye gitmek istediğimi, göndermezlerse kaçacağımı, ihtihar edeceğimi söylemeye başladım. Sonunda kabul ettiler ama bana bir sözleşme imzalatmaya kalktılar. Bu sözleşmede, "Düğünde takılan altınları, nafaka, mal-mülk istemiyorum" yazıyordu. Bunu imzalamamı istediler. İmzalamadım! İmzalamazsam ailemin yanına gidemeyeceğimi söylediler. Bunun üzerine ben de, karşı dairede oturan komşuya giderek, durumumu anlattım. Onlar da bundan korkup, yani polise söylerler diye beni biraz kafamı dinlemek üzeren ailemin yanına göndermeyi kabul ettiler. Tek başıma döndüm. Kimsenin haberi olmadan boşandık. Soranlara da kocamın öldüğünü söyledik.
n Ailenize bakire olduğunuz söylediniz mi?
- Söyledim. İstanbul’a gelene kadar da bakireydim. Flörtlerim oldu ama o konuda tutucuydum, bir şey yaşamadım.
n Boşandıktan sonra ne oldu?
- Hemen liseyi dışarıdan bitirdim. İskenderun’a yerleştik. Üniversite sınavlarına hazırlanmaya başladım. Çalışmaya başladım. Bir anda İskenderun’un en popüler VJ’i oldum. Fakat bir gün yönetim değişti ve yeni yönetim benim işime son verdi. O sinirle düşüp bayıldım. İlk müdahelem İskenderun’da yapıldı, sonra Adana Devlet Hastanesi’ne sevkedildim. Yüksek tansiyondan felç geçirmişim. Yaşım 18... Üç hafta hastanede yattım. İlk iki hafta komada kaldım. Aylarca fizik tedavi yapıldı. Sadece elimi, yüzümü oynatabiliyordum. Doktorum Ahmet Payas sayesinde ölmekten kurtuldum.
n Ve İstanbul maceranız başladı...
- Aynen öyle.
PARMAĞIM KOPTU
20 yaşında İstanbul’a geldim... İlk cinsel ilişkimi de burada yaşadım. Zaten hayatıma iki kişi girdi. İstanbul’da da çok şeyler yaşadım. Ne isimlerden ne vaatler, ne teklifler aldım. İstanbul’da yaşadıklarım çok kötü. Ama asla namusumdan, karakterimden ödün vermedim. Vermediğim için de çok şey yaşadım. Öyle ki parmağım koptu ve yerine dikildi biliyor musunuz? Ama bunları anlatmak istemiyorum. Bütün bunları bir kitapta toplayacağım.
Bir kez nişanlandı
n 16 yaşında aileniz tarafından zorla evlendirilmişsiniz, doğru mu?
- Çok güzel bir genç kızdım. 12 yaşından itibaren beni istemeye geliyorlardı. Babam da başının belaya girmesini istemiyordu. Bir an önce başgöz etmek istedi. Lise 2’ye gidiyordum. Yaz tatiliydi. Antakya’da bir tanıdığımızın düğününe gittik. Evlendiğim çocuğun ailesi de bu düğüne gelmiş. Almanya’da yaşıyorlardı. Tuncay (Aslan) yani eski eşim, beni düğünde görmüş, aşık olmuş. Birkaç gün sonra eve komşularımız geldi ve çocuğun ailesiyle birlikte Almanya’da yaşadığını, tek çocuk olduğunu, çok zengin olduğunu ve benimle evlenmek istediğini söylediler. O zaman ben 16, Tuncay da 20 yaşındaydı...
n Evlenmek istiyor muydunuz?
- Hayır. Ben okumak istiyordum. Avukat olmak, iş kadını olmak istiyordum.
n Bir anlamda evlenmeye mecbur kaldınız?
- Evet. "Beni okutur musun?" dedim, o da kabul etti. O an Almanya’da okumak, dil öğrenmek bana çok cazip gelmişti. Sonuç olarak evlenmek istemesem de benim adıma babam çoktan kararı vermişti. Ayrıca aile bize Antakya ve Adana’da birer ev verecekti.
n Bir anlamda başlık parası mıydı bu evler?
- Yani. Bir hafta içinde söz kesildi. Önce Antakya’da lüks bir düğün yapıldı.
n Bir yıl evli kaldınız ve boşanırken bakire olduğunuz yazıldı, doğru mu?
- Evet doğru. Eşim bana yaklaşıyordu ama kaçıyordum. Gerdek gecesi utancımdan başka odada yatmıştım. Zaten bir haftadır koşuşturmaktan ikimiz de yorgunduk ve ilk gecemizi uyuyarak geçirdik.
n Eşiniz de mi uyudu?
Eşim dokunmaya falan çalıştı ama bir şey olmadı. Sonra o da uyudu... Sabah asıl facia yaşandı. Eşimin annesi ve yengesi paldır küldür odaya girip, bakire olduğumu belgeleyen "mendili" görmek istediler. Onlara yorgunluktan uyuduğumuzu, bir şey olmadığını söyledik. Zaten uzun süre de bir şey olmadı.
n Hiç mi?
- Hiç. Eşimle karı-koca olmadık... Evcilik oynayan iki çocuk gibiydik.
n Doktora gittiniz mi?
- Doktora falan götürmediler yani. Aslında ne eşimde ne de bende bir sorun vardı. Büyü yüzünden bir araya gelemiyorduk.
n Büyü mü?
- Evet... Tuncay beni Almanya’ya aldırmak için işlemleri başlatmak üzere Bremen’e gitti. Biz Gaziantep’te annesiyle bir ay birlikte kaldık. Neyse işlemler tamamlandı ve ben Almanya’ya gittim. Uçaktan inip eve gittiğimizde kapıyı Tuncay açtı. Hiç suratıma bakmadan annesine sarıldı. Bana merhaba bile demedi. Dondum kaldım. Bir ay içinde çok değişmişti. Aynı günün akşamı beni yatakta istemedi.
n Büyü yapıldığını nereden anladınız?
Bir gün kayınvalidem fal baktırmış. Oğluna büyü yapıldığını söylemişler. Herkes karar vermişti. Biz büyü yüzünden birleşemiyorduk ve Tuncay da bu yüzden beni düşman gibi görüyordu. Kapı kapı dolaşıp hocalara gitmeye başladılar. Büyü bozulsun diye dualı sular içtik, yıkandık yine olmadı. Kayınvalidem bir gün oğlunu ikna edip, Hollanda sınırında bir hocaya götürdü. Hoca onlara, "Eve gider gitmez karına tokat at, rahatlayacaksın" demiş. Eve gelince bir tokat yedim ki, anlatamam size. Beyin kanamasından ölüyorum dedim.
n Bozuldu mu büyü?
- Yok, bozamadılar. Çünkü papaz büyüsüymüş. Domuz yağıyla yapmışlar. Ölüm büyüsüymüş. Eğer ben gitmeseydim, ya o beni öldürecekti, ya da ben onu.
n Nasıl yani?
- Önce kayınvalidemin üstüne yürüdüm. Benim yüzümden iki kez kalp spazmı geçirdi. Sonra intihara teşebbüs ettim. Tuvalete kapatıp, bileklerimi kestim.
n Ciddi misiniz?
- Evet. Ölmek istiyordum. Allah’tan damarımı kesmemişim. O haldeyken bile dövdü kayınvalidem beni. Türkiye’ye gitmek istediğimi, göndermezlerse kaçacağımı, ihtihar edeceğimi söylemeye başladım. Sonunda kabul ettiler ama bana bir sözleşme imzalatmaya kalktılar. Bu sözleşmede, "Düğünde takılan altınları, nafaka, mal-mülk istemiyorum" yazıyordu. Bunu imzalamamı istediler. İmzalamadım! İmzalamazsam ailemin yanına gidemeyeceğimi söylediler. Bunun üzerine ben de, karşı dairede oturan komşuya giderek, durumumu anlattım. Onlar da bundan korkup, yani polise söylerler diye beni biraz kafamı dinlemek üzeren ailemin yanına göndermeyi kabul ettiler. Tek başıma döndüm. Kimsenin haberi olmadan boşandık. Soranlara da kocamın öldüğünü söyledik.
n Ailenize bakire olduğunuz söylediniz mi?
- Söyledim. İstanbul’a gelene kadar da bakireydim. Flörtlerim oldu ama o konuda tutucuydum, bir şey yaşamadım.
n Boşandıktan sonra ne oldu?
- Hemen liseyi dışarıdan bitirdim. İskenderun’a yerleştik. Üniversite sınavlarına hazırlanmaya başladım. Çalışmaya başladım. Bir anda İskenderun’un en popüler VJ’i oldum. Fakat bir gün yönetim değişti ve yeni yönetim benim işime son verdi. O sinirle düşüp bayıldım. İlk müdahelem İskenderun’da yapıldı, sonra Adana Devlet Hastanesi’ne sevkedildim. Yüksek tansiyondan felç geçirmişim. Yaşım 18... Üç hafta hastanede yattım. İlk iki hafta komada kaldım. Aylarca fizik tedavi yapıldı. Sadece elimi, yüzümü oynatabiliyordum. Doktorum Ahmet Payas sayesinde ölmekten kurtuldum. KELEBEK
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 22:01