Bu meyve kanser hastalarına umut oldu
Söz konusu tropikal meyvenin kemoterapi tedavisinde kullanılan ilaçlardan daha etkili olduğu öne sürülüyor. Anayurdu Brezilya olan guanabana, Asya’nın güneydoğusunda yer alan yağmur ormanlarında da yetişiyor. Latincede adı ‘Annona Muricata’ olan guanabana; graviola, soursop ve cherimoya adlarıyla da biliniyor.
Anavatanı Brezilya olan guanabana, Güney Amerika’nın bazı bölgeleri ve Asya’nın güneydoğusunda yer alan yağmur ormanları içinde yetişecek şekilde tasarlanarak yaratılıyor. Bilimsel adı ‘Annona Muricata’ olan guanabana, ayrıca ‘graviola', ‘soursop' ve ‘cherimoya' gibi isimlerle de zikrediliyor.
Guanabananın kanseri tamamen yok etmeye vesile olduğuna dair henüz bilimsel bir araştırma yok. Ancak göğüs ve karaciğer üzerinde kemoterapiye direnen bazı kanser hücrelerinin yok edilmesinde etkili olduğunu gösteren bazı vakalar mevcut. Tıp camiasının ilgisini çeken ve hakkında birkaç makale yazılan meyvenin, kanser hücrelerinin büyümesini geciktirdiği ve kemoterapi tedavisinde kullanılan ilaçlara nazaran çok daha yüksek performans sağladığı iddia ediliyor. Kemoterapi tedavisinin etkilerini azalttığı söylenen meyvenin çekirdek ve yapraklarının ise bağışıklık sistemini güçlendirerek kilo ve saç kaybını önlediği de iddialar arasında.
Henüz insanlar üzerinde kapsamlı bir teste tabi tutulmadığı ve bilimsel bulgularla desteklenmediği için bu konuda kesin bir yargıya varmak güç. Ancak guanabananın tarih boyu birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığı biliniyor. Örneğin parazit, enfeksiyon ve uçuk tedavisinde kabul gören meyvenin uyku bozukluğu, ateş ve öksürüğe de iyi geldiği söyleniyor. Yerel halk tarafından kalp hastalıkları, astım, karaciğer sorunları ve artrit tedavisinde de kullanılan meyve tam bir şifa vesilesi olarak yaratılmış.
FAYDASI TİCARİ KAYGILAR SEBEBİYLE GİZLİ TUTULUYOR
Ortaya atılan bir başka iddia ise, bilim insanlarının bu meyveyi uzun süredir incelediği ve elde edilen test sonuçlarını ticari kaygılar sebebiyle gizli tuttuğu yönünde.
Konuyu yazdığı bir makalede derinlemesine inceleyen Amerikalı bilimadamı Christopher Lane, ABD’nin önde gelen kanser araştırma kuruluşu Nacional Cancer Institute'nın (NCI) bu meyveyi 1970’li yıllarda keşfettiğini ve hastalığın tedavisinde kullanılabilecek bazı ipuçları yakaladığını iddia ediyor.
Lane, 20 bağımsız laboratuvar testinden elde edilen bulguların bir rapor haline getirildiğini, ancak şu ana kadar bu verilerin halkla veya diğer araştırma kuruluşlarıyla paylaşılmadığını öne sürüyor. Londra merkezli Cancer Research UK adlı kuruluşun da aynı araştırmayı yürüttüğünü dile getiren Lane, makalesinin sonunda iki kurumu da ellerindeki bilgileri kamuoyu ile paylaşmaya davet ediyor.
Meyvenin kanser tedavisinde kullanılabileceğine ilişkin tartışmalar devam ederken kanseri yenme mücadelesi veren hastalar, 'bir umut’ diyerek bu meyveye ulaşmanın yollarını araştırıyor. Guanabana özünden üretilen kapsüller, bitkisel tedavi ilaçları arasındaki yerini çoktan aldı.
Türkiye’de fazla bilinmeyen meyve, kanserle mücadelede ucuz ve etkili bir araç olma ihtimaline binaen dünyanın önde gelen kuruluşları tarafından araştırılmaya devam ediyor.
Eşek arısı zehri ilaç haline gelirse kansere umut olabilir
İnsanoğlu hızla doğayı yok edip kendisi için beton döşerken, bitkiler, hayvanlar ve doğanın her bir parçası insanlara şifa olmaya devam ediyor. Bilim adamları bir eşek arısı türünün kanser ve HIV için umut olabileceğini belirtti.
Kanser ilaçlarının yüzde 25'i sadece Brezilya'daki Amazon ormanlarından sağlanıyor ve bu eşek arısı türü de sadece Brezilya'da yaşıyor. Kanser tedavisinde bugün bilinen en büyük sıkıntı, kemoterapinin kanser hücreleri ile birlikte sağlıklı hücreleri de öldürüyor olması. Ancak uzmanlar bu eşek arısı zehrinin doğrudan kanser hücrelerini öldürdüğünü söylüyor.
KANSER HÜCRELERİNİN BÜYÜMESİNİ DE ENGELLİYOR
Leeds Üniversitesi'nden uzmanların keşfettiği bu arı zehrinin içindeki MP1 molekülü zaten var olan kanser hücrelerinin de büyümesini engelliyor ve sağlılı hücrelere zarar vermiyor. Yağ hücreleri aracılığıyla bunu gerçekleştiren molekül adeta bir kılavuz gibi hareket ediyor ve sağlıklı, normal hücreleri diğerlerinden ayırıyor. Leeds Üniversitesi'nden araştırmacı Dr. Paul Beales, "Bu yeni kombine tedaviler oluşturulmasını sağlayabilir. Vücudun farklı yerlerine hücum ederek aynı anda farklı kanser hücrelerini öldürebilir.
Makale Biopjysical Journal isimli bilimsel dergide yayınlandı.