Gündem
  • 28.2.2005 12:23

BU SOYGUNLAR, KAPKAÇLAR, GASPLAR, ADAM ÖLDÜRMELER BİR OYUNUN PARÇASI MI YOKSA!

MERİÇ KÖYATASI-AKŞAM YENİ BİR KENTLİLEŞME MODELİ Büyük kentlerde asayiş yerlerde sürünüyor. Hırsızlık, gasp, kapkaç ve darp, almış başını gidiyor. Adalet sistemimiz, kanunlarımız ve emniyet teşkilatımız suçu caydırıcılıktan uzaklaşmış. Hatta kimi hukuk adamlarımızla kimi aydınlarımız, ''bu kadar işsizlik varken'' diye lafa başlayıp hırsızlık, kapkaç ve gaspı meşrulaştırır hale gelmiş. Birkaç gündür bu konuları yazıyorum. ''Kafamda istifham belirdi'' deyip konuya biraz ironi katalım. Malum Avrupa Birliği''ne gireceğiz ya!... Avrupa Birliği''nin bizi hizaya sokmaya çalıştığı konulardan biri de kırsal nüfusu azaltıp kentli nüfusa dönüştürmek. Peki kırsal nüfus nasıl azalır? Gelişmiş ülkeler, tarım üretiminin yoğun olduğu bölgelerde, tarıma dayalı sanayi kurmuşlar. Tarım nüfusunu tarıma dayalı sanayilerde istihdam etmişler. Bu aslında doğru, uzun ve zahmetli bir süreç. İşin kolayı var. Biz Avrupa Birliği''ne hemen üye olacağız ya, bu kadar uğraşmaya gerek yok. Öyle ekonomik politikalar uygula ki, tarımı ve çiftçiyi perişan hale getir, hatta öldür. Büyük kente göçe mecbur bırak. Büyük kente gelenleri de sanayide ve hizmet sektöründe istihdam etmene gerek yok. Onları yasa dışı işlere teşvik et. Büyük kentlere göç edenler, tarla ya da traktör satarak cebine koyduğu parayı yasa dışı örgütlere yatırsınlar. Böylelikle, gecekondu, pazarda tezgah, caddede işporta tezgahı sahibi olabilsinler. Bileği kuvvetli olan, kent rantlarını toplasın. Kentte yaşayan insanları, yankesicilik, kapkaç, gasp, darp ve hırsızlık yoluyla soysun. Belediye ve emniyet seyirci kalsın. Enflasyon, işsizlik, gelir dağılımı gibi büyük laflar ederek de, bu kesimin yasadışılığını meşrulaştır. Böylelikle tarıma dayalı sanayileşmeye gerek kalmaz, nüfus kentlileşir, Avrupa Birliği de şapa oturur!... Yeter ki siz kırsal kesimden çıkıp büyük kentlere gelin. Biz zaten Avrupa Birliği üyesi olacağız. Avrupa Birliği üyesi olunca, siz de serbest dolaşım hakkı kazanacaksınız. Başka insanların kazançlarına zorla el koyma sanatınızı, daha nice Frenk memleketinde icra edeceksiniz. Bu Türkiye''nin dünyaya model olarak geliştirdiği yeni bir kentlileşme modelidir. Bu arada ülkenin yok olma süreci başlar. Ama olsun. Güleyim mi, ağlayayım mı bilemiyorum ama size bir ülkeyi yok etme sürecini anlatayım. Eskiden ordular gider işgal ederdi. Şimdi buna gerek yok. Önce uzun yıllar süren enflasyonla toplumu her kademede çürütürsün. Yasadışılık, hırsızlık, gasp ve soygunu, işsizlik bahanesiyle meşrulaştırırsın. Adalet duygusunu yok edersin. Ardından adaletin üst değerlerine saldırırsın. Mesela, laiklik kavramına yüksek mahkemelerin kayıtsız kalır, kayıtsız kalmak bir yana ülkendeki laik hukuk düzenini kuran Mahmut Esat Bozkurt dönemi bitmiştir diye saldırır. Senin dedelerin devleti savaşarak kurar da, sen sessiz kalırsın. Eee ben daha ne yazıp çizeyim? En iyisi devleti korumayı bırakalım da, bu asayiş çıkmazında kendimizi nasıl koruyacağımıza bakalım. Yeni bir yazı konusu daha çıktı iyi mi? Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:11

İLGİLİ HABERLER