Gündem
  • 9.10.2004 11:20

ÇAKICI VE ÖCALAN NE OKUYOR?

CAN DÜNDAR/ MİLLİYET Çakıcı ve Öcalan ne okuyor? Alaattin Çakıcı Avusturya'daki cezaevinde günlerini kitap okuyarak geçiriyormuş. Avukatına okumak istediği kitapların listesini vermiş. Bunlar derhal Türkiye'den getirtilmiş. Çoğu tarih kitapları: İki Mülkiyeliden, Alaattin Şener ve Oral Sander'den ''Dünya Tarihi''... Samuel Huntington'un ünlü ''Medeniyetler Çatışması''... Peter Marshall'dan ''Anarşizmin Tarihi''... Giovanni Arrighi'nin ''Uzun 20. Yüzyıl''ı... Yves - Marie Berge'den ''Modern Avrupa'da Ayaklanmalar ve Devrimler''... Theda Skocpol'den ''Devletler ve Toplumsal Devrimler'' (Fransa, Rusya ve Çin Üzerine Karşılaştırmalı Bir Çözümleme). * * * Liste bana ilginç geldi. İlk hapse girdiğinde Abdullah Öcalan'ın okuma listesinde de benzer kitaplar vardı. O da artık küçük bir odayı dolduracak kadar genişleyen ''İmralı kütüphanesi''ni oluştururken işe, ''Gelecekteki çatışmaların uygarlıklar düzeyinde olacağı'' kehanetinde bulunan Huntington'un ''Medeniyetler Çatışması''yla başlamıştı. Bunu, Alvin Toefler'in, Brzezinski'nin, geleceğe dair analiz ve strateji kitapları izlemişti. Ardından Leslie Lipson'ın ''Demokratik Uygarlık''ı ve kimi tarih kitapları gitmişti İmralı'ya: Yakup Kadri'nin ''Çankaya''sı... Helmreich'ten ''Sevr Entrikaları''... Edebiyattan Amin Maalouf'un ''Işık Bahçeleri'' ve kimi Kürt destanları... * * * Bizim örgüt ve çete liderlerinin gözdesi olan siyaset, tarih ve felsefe, dünyanın gözünden çoktan düşmüş durumda... Geçen hafta New York'ta kitapçıları gezdim uzun uzadıya... Dükkan vitrinlerinde de, çok satanlar listelerinde de, en görünür raflarda da hep aynı kitaplar vardı: Diyet... Sağlıklı yaşam... Biyografiler... Ruhani yol göstericiler... Dan Brown'un entrika kitapları... Barns and Noble'ın tüm dükkanlarında siyaset, felsefe, tarih bölümleri en üst katlara, en arka raflara itelenmişti. Geçen yüzyılın sonundan arta kalan ''apolitik rüzgar''ın ayazı sürüyordu. * * * İnternetin keşfinden beridir hepimiz ''malumat obezi'' olduk. Yeni yetme TV yıldızlarının vücut ölçülerinden, hangi otun neye iyi geldiğine, hangi ülkelerde zinanın suç olduğundan, nerelere vize gerekmediğine kadar lüzumlu lüzumsuz her konuda bilgi sahibiyiz. Bol ödüllü yarışmalar ve bulmacalar sayesinde kopuk kopuk binlerce bilgi kırıntısı beynimizin dağınık çekmecelerinde fink atıyor. Sıkıntı şu ki, bu bilgileri bir araya toplayıp anlamlandıracak, sistematik olarak değerlendirecek, tarihi bir çerçeve içinde yerli yerine oturtacak enstrümanlardan yoksunuz. Çünkü bunun için siyasete, tarihe ve felsefeye ihtiyaç var. Geçmişin deneyimini bugüne bağlayıp, bugünün bilgisinden bir yarın öngörüsü edinmemizi sağlayan onlar çünkü... Onları arka raflara attığımızdan beridir önümüzü ardımızı göremiyor, dünyanın gidişatından korkuya kapılıyor, kendimizi fallara, hayat gurularına, diyet reçetelerine teslim ediyoruz. Dilerim siyaseti, felsefeyi, tarihi yeniden keşfetmek için Öcalan ve Çakıcı kadar geç kalmayız. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:03

İLGİLİ HABERLER