DENİZ FENERİ'NDEN İDDİALARA CEVAP
FIRAT AYDINAY
İSTANBUL - Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Engin Yılmaz, dernek hakkında ortaya atılan iddiaları art niyetli bir yaklaşım olarak değerlendirdiklerini belirterek, "Söz konusu Alman derneği ile aramızda hiçbir resmi, hukuki bağ bulunmamaktadır" dedi.
Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Engin Yılmaz, Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Alkan ve Genel Muhasip Mehmet Cengiz ile birlikte derneğin Dudullu'daki lojistik merkezinde basın toplantısı düzenledi. Son günlerde ortaya atılan iddialarla ilgili açıklama yapan Yılmaz, Almanya'da faaliyet gösteren Deniz Feneri E.V isimli dernek hakkında başlatılan dava sürecinin ardından bu dava ve özellikle de iddianame üzerinden Deniz Feneri Derneği'nin yaptığı işler ve üstlendiği misyonun yaralanmaya çalışıldığını
söyledi. Yılmaz, "Deniz Feneri'nin yapısı, kurumsal ve değerleri, işleyişi kendini konumlamasından referans aldığı değerlerdir. Altı çizilmesi gereken nokta, derneğin şeffaf yönetişim ilkesiyle yönetilen bir kurum olmasıdır. Bu çerçevede bizler kurulduğu günden bu yana iç denetim ve kamu denetimleri yanında 2001 yılında İSO 9001 Kalite Yönetim Sistemi ile çalışmakta iken, bununla yetinmeyerek 2004 yılından itibaren tüm mali tablolarımızı bağımsız denetim kuruluşlarına denetletmekteyiz. Bugün kendimizle
ilgili bu kadar açık konuşabiliyorsak, buna borçluyuz" dedi.
Geçtiğimiz aylarda özellikle Almanya'da bu soruşturmanın açılmasının ardından Alman milletvekillerinin de içinde bulunduğu bir grubun derneklerini ziyaret ettiğini ve hoşnut ayrıldıklarını belirten Yılmaz, "Deniz Feneri, gerekli yasal prosedürler karşısında Deniz Feneri E.V adındaki Alman derneğinden 3 yıl içinde toplam 6 milyon 940 bin euro bağışı tamamen yasal prosedürler ve banka yoluyla kabul etmiştir. Bu bağış nedeniyle derneğimizin suçlanmasını art niyetli bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz"
diye konuştu.
İki dernek arasındaki isim benzerliğinin sorulması üzerine Yılmaz, "Derneğimizin adını taklit eden kurumlar olduğu ortaya çıktı. Bu, başarılı olmuş her markanın kaderidir. Adımızı kullanan bu oluşumları ya çatımız altına katılmaya davet ettik ya da isimlerini değiştirmemeleri halinde tescillenmiş bir marka olan Deniz Feneri'ni koruyacağımızı ifade ettik. Söz konusu Almanya'daki derneğe de aynı uyarıları yaptık. Bu Alman derneği ile aramızda hiçbir resmi, hukuki bağ bulunmamaktadır" açıklamasında bulundu.
Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Deniz Feneri Derneği kendisine yasal yollarla gelen yardım parasını Türkiye veya dünyanın başka bir yerinden gelen herhangi bir fona uyguladığı prosedürü uygulamış ve kabul etmiştir. Almanya'daki Deniz Feneri derneğiyle hiçbir ilişkimiz olmadığı gibi, hiçbir organik veya yasal bağımız da yoktur. Derneğe yapılan suçlamalardan en büyük zararı bizler gördük. Yapılan bütün yayın ve haberlerde, bütün uyarılarımıza rağmen logo ve görüntülerimiz kasıtlı olarak kullanıldı. Kamuoyundaki itibarımız bilinçli bir
şekilde karalandı. Benim Almanya'ya giderek Alman dernek yöneticilerini savunduğum şeklinde gerçek dışı bilgiler yer almıştır. Ben söz konusu dernekle hiçbir organik ve yasal bağımızın olmadığını Alman makamlarına deklare etmek için gittim. Söylenenler iddia, gerçek olup olmadığı ileride netlik kazanacak."
Kanal 7 ile ilgili bir soru üzerine Yılmaz, "Derneğimizin Kanal 7 ile olan ilişkisi profesyonel bir ilişkidir. Kanal 7, misyonumuzun önemli bir taşıyıcısı olan programımızı ilk günden beri yayınlamaktadır. Bu, sosyal sorumluluk anlayışı içerisinde desteklenmektedir. Açık olan her kapıyı çalmaya hazırız" dedi.