DİYARBAKIR STK'LARDAN PKK'YA "SİLAH BIRAK" ÇAĞRISI
REMZİ BURULDAY
DİYARBAKIR
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası'nda (DTSO) bir araya gelen STK'ların altına imza attığı açıklamayı DTSO Başkanı Galip Ensarioğlu okudu. Kürt sorununun, Cumhuriyet'in kuruluşundan bugüne uzanan Türkiye'nin temel bir problemi olduğunu belirten Ensarioğlu, demokrasi dışı yöntemlerin çözüm aracı olarak kullanılmasının, büyük acıların yanı sıra ekonomik, sosyal ve siyasal krizleri de beraberinde getirdiğini söyledi. "Sağduyulu, vicdan sahibi ve akıl tutulması olmayan herkes, bu sorunun yasakçı, baskıcı, inkarcı ve operasyonel politikalarla çözülemeyeceğini artık yüksek sesle ifade etmektedir" diyen Ensarioğlu, son 1 yılda çözüm için tarihi fırsatlar yakalanmasına rağmen somut adımlar atılamadığını ve bu sürecin heba edildiğini kaydetti.
Türkiye toplumuna güven verecek demokratik yasaların hayata geçirilmediğini dile getiren Ensarioğlu, Kürt sorununun tüm boyutlarıyla özgür ortamda tartışılması için düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmadığını belirtti. Ensarioğlu, "Her türlü operasyonlar durmalı, PKK eylemsizlik kararı almalıdır. Kürt sorununun çözüme kavuşması ve insanlarımızın birlikte ve barış ortamında yaşamasını sağlamak için, çözümün de etkin rol alacak bütün dinamikler sürece müdahil edilmelidir" şeklinde konuştu.
Galip Ensarioğlu, hükümeti, muhalefet partilerini, TBMM'yi ve devletin tüm kurumlarını, Kürt meselesinin demokratik çözümünün anayasal zeminini hazırlama sürecini başlatmak için eksiksiz bir irade sergilemeye ve sorunun çözümünde tarafları, dinamikleri yok sayan yaklaşımlardan vazgeçmeye davet etti. DTSO Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizler, atılacak bu adımların Türkiye'nin barışa giden yolunu açacağını, kardeşlik duygularını güçlendireceğini, güzel ve aydınlık yarınların yakınlaşacağını düşünüyor, herkesi gerekli duyarlılığa davet ediyoruz. Silahların sustuğu, siyasetin önünün açıldığı bir ortamın sağlanması için görev almaya hazır olduğumuzu kamuoyuna duyuruyoruz."
Basında yer alan "STK'ların tehdit edildiği" şeklindeki iddiaları da yalanlayan Ensarioğlu, "Hiç kimse bizi tehdit etmedi. Bu tür haberler gerçek dışı. STK'lar olarak bir araya geldik ve bu açıklamayı hazırladık" ifadelerini kullandı.
İnsan hayatına yönelik her eylemin haksız ve kabul edilemez olduğunu dile getiren Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar da, hükümetin bir yıl önce kamuoyuna sunduğu demokratik açılımın toplumda büyük bir beklenti oluşturduğunu, Kürt sorununun çözümün de somut adımlar atılmasının zorunlu hale geldiğini belirtti. Hükümetin demokratik açılımda ısrarcı olmasını talep eden Aktar, bunun, Türkiye'nin demokratikleşmesi ve özgürleşmesinin önünü açacağını dile getirdi.
Açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Baro Başkanı Aktar, baskı grubu olma işlevlerini yerine getirerek hükümete ve PKK'ya çağrıda bulunduklarını söyledi. Aktar, "Ahlaki ve vicdani sorumluluğumuzun gereği olarak bu çağrıyı yaptık. Bu çağrımızın muhataplarının bunu dikkate almasını talep ediyoruz. 60 bin insan öldü, 60 bin insanın daha ölmesine seyirci kalamayız. Bunun için ne yapılması gerekiyorsa yapmaya hazır olduğumuzu belirttik" şeklinde konuştu.
Gazeteciler, açıklamada yer alan "Kürt meselesinin çözümünde tüm tarafları ve dinamikleri yok sayan yaklaşımlardan vazgeçmeye davet ediyoruz' ifadesine dikkat çekti. "Kastınız Abdullah Öcalan mı" sorusu üzerine, DTSO Başkanı Galip Ensarioğlu, kastlarının MHP, BDP ve sorunun çözümünde etkin rol oynayacak herkes olduğunu söyledi. Metnin değişikliğe uğrayıp uğramadığı şeklindeki soruya da Ensarioğlu, "Metin üzerinde çok ciddi tartıştık. Herkesin hassasiyetini ve fikrini alarak uzlaşacağımız bir metin hazırladık. Tabii ki herkesin kendisine ait fikri biraz farklı olabilir. Tüm toplumu ifade eden bir metni hazırlamak için tabii konuşmak ve tartışmak gerekir. Biz 100 STK imza koyduk" şeklinde cevap verdi.
Çağrının dikkate alınıp alınmayacağı şeklindeki soruya da Ensarioğlu, şu karşılığı verdi:
"Bizim görevimiz bunu söylemek. Toplumun vicdanını ve sesini ortaya koyan bu açıklamayı herkesin dikkate alması gerekiyor. Toplum adına hareket eden kim varsa devlet ya da burada Kürtler adına hareket ettiğini iddia eden kimse, bizim taleplerimiz bu şekilde. Bu taleplerin dikkate alınacağını bekliyoruz. Çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Hükümet, Kürt sorunu gibi önemli bir sorunu çözeceğini dile getirdi. Bu büyük heyecan oluşturdu. Bu beklentinin iyi yürümediği açık. Ama umutsuz değiliz. Türkiye bu noktadan geriye dönemez. Bu sorunu çözecektir."