Dünya
  • 30.11.2013 14:01

Doğu Türkistan'ın esir Türkleri

 Hiç bir ülkenin yardıkmına koşmadığı için Komünist Rusya ile Komünist Çin arasında top gibi oynanan Doğu Türkistan'da tam 50 milyon müslüman Türk yaşıyor.
1933 yılından bu yana esaret altında yaşayan Türklere uygulanan baskı ve şiddet hiç dinmedi.
Türkleri bastırmak için özel olarak bu bölgeye yerleştirilen Çinli fanatikler, arkasına asker ve polisleri alıp sürekli katliam yapıyor.
Türklerin derilerini yüzüp sokaklara atıyorlar. Sisteme karşı çıkanları tek celsede yargılayıp asıyorlar.
Ünlü fotoğrafçılar esaret altındaki bölgeyi dolalaştı.
Korkunun hakim olduğu Doğu Türkistan'da özellikle taşra ortaçağ manzaraları var.
Ekonomisi olağanüstü gelişen Çin, esir tuttuğu bu bölgeye tek bir çivi bile çakmıyor.

DOĞU TÜRKİSTAN

Doğu Türkistan, Türkistan’ın bir parçasıdır. Türkistan, batıda Hazar Denizi’nden, doğuda Altay ve Altın Dağları’na; güneyde Horasan, Karakurum Dağları’ndan, kuzeyde Ural Dağları ile Sibirya’ya kadar uzanmaktadır. Doğu Türkistan; Türkistan’ın doğusunda ve Asya kıtasının tam ortasında bulunmaktadır. Güneyde Pakistan, Hindistan, Keşmir ve Tibet, güneybatı ve batıda Afganistan ve Batı Türkistan, kuzeyde Sibirya ve nihayet doğu ve kuzeydoğuda Çin ve Moğolistan ile sınırdır.

Doğu'da Çin ve Moğolistan, kuzeyde Batı Türkistan, batıda Batı Türkistan ile Afganistan, güneyde Keşmir ve Tibet ile çevrilmektedir. Doğu Türkistan'ın büyük bölümü Karakoram, Tanrı Dağları, Tarbagatay ve Altay sıradağları ve Taklamakan Çölü ile kaplıdır. Bu bölgede büyük ölçüde 50 milyon Uygur, bir Müslüman Türkçe konuşan insanlar yaşar.

Doğu Türkistan, günümüzde 1,65 Milyon km2 alanı kapsar, önceleri resmi kaynaklara göre 1,82 milyon km2 alanı kapsardı. Güneydeki Kunlun Dağları, Doğu Türkistan ile Tibet arasında sınır, ve kuzeydeki 400 kilometre uzun Altay Dağları Doğu Türkistan ile dış Moğolistan, Rusya ve Kazakistan arasında sınır oluşturur. Tanrı Dağları 1700 kilometre uzunlukta ve 250-300 kilometre genişlikte, büyük bir bölümü Doğu Türkistan'da, güneyden kuzeye doğru uzanırlar.

Çok zengin bir tarihe sahip ve görkemli görünümlü Doğu Türkistan, yüksek dağlarla, çok iyi ve ilginç çöllerle, güzel otlaklar ve ormanlarla kaplıdır.

Doğu Türkistan’ın kısa tarihi

12 Kasım 1933 tarihinde ilan edilen Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti, 6 Şubat, 1934 yılında Ma Chnagying'in ordusu Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti ordusunu imha etmiş ve yeni kurulan Cumhuriyeti yıkmıştır.

12 Kasım, 1944 yılında tekrar oluşan Doğu Türkistan Cumhuriyeti beş yıl sonra 20 Ekim, 1949 yılında tekrar yıkılmış ve Aralık 1949'da Çin Halk Kurtuluş Ordusu bölgeye girerek konuşlandırılmış ve Doğu Türkistan, Çin Halk Cumhuriyeti'ne bağlanmıştır. Doğu Türkistan halkı da o zamandan beri Çin işgaline karşı direnmektedir.

1953 yılında Türkiye dokuz yüz'den fazla Doğu Türkistan'lı ilticacıyı Kaşmir ve Pakistan'dan kabul etmiştir..

Tarım havzasının güneyindeki Hotan'da 1933'te Muhammed Amin Buğra isyan etmiştir. İsyancılar Hanlı memurları kovarak Hotan'ı aldıktan sonra Yarkand ve Kaşgar'a ilerleyerek Kumlu ve Turfan'dan sağınmış güçleriyile birlikte 12 Kasım 1932'de Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan etmişlerdir.
Cumhurbaşkanlığına Kumul'u temsilen Hoca Niyaz Hacı, başbakanlığına Hotan'ı temsilen Sâbit Damulla Abdulbaki seçilmiştir. Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti, Birleşik Krallık ve Türkiye Cumhuriyeti gibi ülkelerin tanımalarını istediyse kabul edilmemiştir.
1933'de Doğu Türkistan kargaşa içindeydi. 12 Mart 1933'de Urumçi'deki Sincan Eyalati hükûmetinde Genelkurmay başkanı Chen Zhong 'nun Beyaz Rus birlikleriyle birlikte giriştiği darbe başarısızlıklıkla sonuçlanmıştır.
 

Turfan'ı işgal eden Ma Chungying ordusunun tehdidine karşı Urumçi'deki Sincan Eyalet hükûmeti,  Sovyetler Birliği'nden yardım ve müdahalesini istemiş ve 1934'de Kızıl Ordu'ya bağlı iki tugay Şincan'a girmiştir. Kızıl Ordusu'ndan kaçan Ma Chnagying ordusu Hotan'a saldırmış ve Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti ordusunu imha etmiştir. Böylece 6 Şubat 1934'de Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti yıkılmıştır.
 

Cumhurbaşkanı Hoca Niyaz Hacı ve Savunma Bakanı Muhiti, Sovyetler vasıtasıyla Sincan Eyalet hükûmeti askerî müffetişi olan ve "Sincan Kralı" olarak adlandırılacak olan Sheng Shicai ile anlaşarak Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti başbakanı Sâbit Damulla Abdulbaki'yi Şincan Eyalet hükûmetine teslim etmişlerdir ve Haziran 1934’de Urumçi şehrinde şehit edilmesine sebep olmuşlardır.

Bu arada Sincan Eyalet hükûmeti’nin başbakan yardımcısı görevini üstlenen Hoca Niyaz Hacı, Doğu Türkistan İslam Cumhurbaşkanı Yardımcılığına seçilen Hoten Amiri Mehmet Emin Buğra’nın Hindistana sığınmasına rağmen peşini bırakmamıştır. 1936 yılında onun General  Sheng Shicai tarafından gizlice öldürülmesine yardım etmiştir.
 

İşaret edilmesi gereken diğer konu ise o da, edinen bilgilere göre Hoca Niyaz Hacı, ölümünden önce Çinliler’le yaptığı barış anlaşmasından çok pişman olduğunu ilan etmiştir.Ancak bu bir gerçek olsa bile, Doğu Türkistan’a o dönemde önemli bir değişme getirmemiştir. 12 yıl iktidarda kalan General  Sheng Shicai, Doğu Türkistanlılar’a sınırını aşan her türlü eziyetleri çektirmiştir. 250 binin üstünde Müslüman Türkü katletmiştir.
 

General  Sheng Shicai’nin zulümüne tahammülü tükenen Türk Halkı, 2 Ağustos 1944 tarihinde, İli Vilayeti’ne bağlı Nilka ilçesinde ayaklanarak, ilçeyi ellerine geçirmişlerdir. Nilka kurtuluşu kısa zamanda Doğu Türkistan’ın kuzey bölgesinde halkın desteğini kazanarak, 7 Kasım 1944 tarihinde, Gulca şehrinin de Çinliler’in egemenliğinden kurtulmasına yardımcı olmuştur. Arkasnca peş peşe Korgas, Gupçal, Küneş ve Manas ilçelerinin de kurtulmasından sonra, Türk Mücahitleri, 8 Nisan 1945 tarihinde, Doğu Türkistan Cumhuriyeti Geçici Devrim Hükümetini kurmuşlardır ve Başkanlığına Özbek Türkü Ali Han Töre’yi seçmişlerdir ve aynı günde de Cumhuriyet Ordusu adı altında ordularını kurmuşlardır. 30 bin kişiden oluşan disiplinli ve düzenli bu ordu modern Rus silahlarıyla donanmıştır. Bu ordunun Başkomutanlığına Kırgız Türkü Korgeneral İshak Bey, Başkomutan Yardımcılığına Kazak Türkü Tümgeneral Dalil Han ve Genel Kurmay Başkanlığına ise Tatar Türkü Tümgeneral Marigof’lar atanmışlardır. Düzenli bu ordunun yanında birde 60 bin silahlı Gerilla Birliği de kurmuşlardır.


9 Ağustos 1945 tarihine kadar Türk Ordusu, İli, Altay ve Gögek Vilayetlerini Çin Ordusunun elinden kurtararak, Çin Ordusunu büyük yenilgilere uğratmıştır.Bu yenilgilere sabrı tükenen Milliyetçi Çin Merkezi Hükümeti, General  Sheng Shicai görevinden alıp yerie Çin Ulusal Partisi’nin Merkezi İcra Komitesi Üyesi ve Milliyetçi Çin Hükümeti’in Moğul ve Tibet İşleri Komitesi Başkanı Wuzhung Shen’i atadı ve Doğu Türkistan’a gelir gelmez Wuzhung Shen, hapishanelerde yatan siyasi hükümlüleri serbest bırakıp, bazı Türkleri’ni de Eyalet Hükümeti’nin çeşitli kademelerinde görevlendirmiştir. Ancak onun bu çaba ve uğraşmalırına o kadar önem verilmemiştir çünkü, Doğu Türkistan’ın Milli Ordusu, güneyde Bay ve Konşer ilçelerini de ele geçirerek, Aksu şehrini de ablua altına almıştır ve kuzey batıdan Manas İlçesi’yle Urumçi’nin 80 kilometre yakınlığına doğru ilerlemiştir. Bu gelişmelerden endişe dumaya başlayan Milliyetçi Çin Devleti Başkanı Yang Yeşi, hemen Başbakan Sung Zi Win’i Moskova’ya gönderip Sovyetler Lideri Stalin’den Doğu Türkistan Ordusu’nun ilerlemesini durdurmasını ve Doğu Türkistan Meselesi’ni barışçı yollarlarla çözülmesine yardımını ister. Stalin ise, bu fırsattan yararlanmak amacıyla, Çin Hükümeti’nden Monğolistan bağımsızlığının tanınmasını tlep eder. Stalin’in bu isteğini reddetmeyen Çin Hükümeti, 1947 yılında Monğolistan Halk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ilan eder. Bu ara da Stalin’de Çin Hükümetine verdiği sözünü yerine getirmek için, Sovyetler Birliği’nin Gulca Başkonsolosu vastasıyla, Doğu Türkistan Cumhuriyeti Geçici Hükümet Başkanı Ali Han Töre’ye milli ordusunun ateşkesi ilan etmsini ve Manas nehrini geçip Başkent Urumçi’ye doğru yürümeyi kabul ettirmesini talep eder. Ancak Stalin’in talebi Ali Han Töre tarafınan şiddetle reddedilince, Stalin Ali Han Töre’yi devirmek için bir pılan çızarak, Sovyetler Hükümeti adına onu Almatı’ya davet edip, orada Ali Han Töre’yi K.G.B’nce göz altına aldırır ve yerine, Sovyetler Birliği’nde eğitim gören Ahmet Can Kasım ve Çin Komünist Partisi’nin gizli Üyesi Abdulkerim Abbasov’u getirir. Doğu Türkistan Hükümeti Başkanlığı’na atanan Ahmet Can Kasım, milli orduya askeri haraketini durdurmak emrini veriri ve Çin Merkezi Hükümeti ile barış görüşmesini kabul eder.


1947 yılında Yang Yeşi, Çin’in 8’inci Savaş Bölgesi Komutanı Orgeneral Zhang Zhi Zung, Çin Ulusal Partisi Merkezi İcraKurulu Üyesi Mesut Sabri Beykoz, Çin Genel Kurmay Başkanlığı, Siyasi Danişmanı ve Çin Parlamentosu Üyesi Korgeneral İsa Yusyf Alptekin’leri Doğu Türkistan’a barış anlaşmasını yapmaya gönderir. Bu kişiler Urumçi’ye geldikten sonra, Ahmet Can Kasım Başkanlığındaki Doğu Türkistan Hükümeti Heyeti’yle 17 maddeden oluşan bir barış anlaşması yaparak, Doğu Türkistan’da Eyalet Koalisyon Hükümeti’ni kurarlar. İmzalanan protokole göre, Zhang Zhi Zhung Koalisyon Hükümeti Başkanı, Ahmet Can Kasım İmar Naziri, İsa Yusuf Alptekin ise Hükümet Üyesi seçilmişlerdir. Bir de Mesut Sabri Beykoz ise, Doğu Türkistan’ın Baş Müfettişliğine atanmıştır.


 

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 09:52

İLGİLİ HABERLER