Dünya
  • 16.9.2008 00:32

'GÖZLERİME İNANAMIYORUM ÇOK YAKIŞIKLISINIZ!..'

Yemekte iki başbakan, görme engelli sanatçı Metin Şentürk ile bir süre sohbet etti. Şentürk, Zapatero'ya ''Gözlerime inanamıyorum çok yakışıklısınız'' diyerek iki başbakanı güldürdü.
BAŞBAKAN ERDOĞAN, ZAPATERO İLE İFTAR AÇTI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero ile birlikte iftar yemeğinde bir araya geldi.
Ak Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın ''Medeniyetleri Buluşturan Liderler İstanbul'da Buluşuyor'' adlı iftar yemeği, Yeşilköy Wow Otel'te verildi. İftar yemeğine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero'nun da aralarında bulunduğu yaklaşık 2 bin 500 davetli katıldı. İftar yemeğinin ardından bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, ''Bugün insanlık savaştan, şiddetten, nefretten yorgun düşmüştür. Ekonomik ittifakların, askerlerin ittifakların çok ötesinde, insanlığın evrensel talebini, barış ve adalet talebini dile getirmezsek, bunun için risk almazsak bunun için ülkelerimizin iradelerini zorlamazsak, yarınki nesillere daha çok acı yaşatan bir dünya bırakabiliriz'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, ''Türkiye sadece coğrafi olarak değil kültürel, sosyal ve siyası olarak da köprü ülkedir, merkez ülkedir, kilit ülkedir. İşte bu yüzden Türkiye, medeniyetler ittifakı açısından çok anlamlı ülke. Medeniyet tarihinin kutup yıldızı olan İstanbul, bütün aydınlık mahyalarıyla yüzyıllardır bize barışın, sevginin merhametin, dayanışmanın özellikle gereğini anlatır. İşte bugün, bir oruç akşamı İstanbul'da yeni bir mahya yazmak için, yeni bir meşale tutuşturmak için buradayız. Evrensel insanlık sevgisi adına ebedi barış ve adalet adına buradayız, birlikteyiz. Hepinize yaktığınız bu kandil için teşekkür ediyorum. Medeniyetler ittifakı için İstanbul bu akşam Madrid ile burada birleşmiş durumda ve muazzam bir ilham kaynağı olarak ülkemizdeki farklı dinlerin temsilcileri burada'' dedi.
Buluşmanın Türkiye ile İspanya arasındaki dostluğun işareti olduğunu belirten Erdoğan, bunun 225 yıldır güçlenerek süren diplomatik ilişkilerin en manidar örneği olduğunu söyledi. Türkiye İspanya ilişkilerinin özellikle son 5-6 yılda bütün dünyanın hayranlığını uyandıracak kadar derinleştiğini belirten Erdoğan, dünyanın adalet ve barışa hasret olduğu bu dönemde Türkiye ile İspanya'nın birlikte yükselttiği sesin kısa zamanda uluslararası camiada geniş yankılar bulmasının sadece iki ülkenin ikili ilişkileri için değil, bütün insanlığın geleceği için de yeni umutların kapısını açtığını belirtti. Erdoğan, ''Bu umudu büyüten bu dostluğun evrensel ölçekli sonuçlar doğuracağı bir derinliğe ulaşmasında ortak çabalarımızda dostum Sayın Zapatero'nun gösterdiği engin liderliği şükranla anıyorum. Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği için mücadelesi verdikleri açık destekten dolayı burada da bir kez daha kendilerine şahsım ve ülkem adına teşekkür ediyorum'' diye konuştu.
İstanbul'daki bu buluşmanın Zapatero ile 2005 yılında başlattıkları medeniyetler ittifakı ruhuna en uygun buluşmalardan biri olduğunu belirten Erdoğan, mekanın, zamanın ve insanın ruhu olduğu gibi şehirlerin de insanı kuşatan bir ruhu olduğunu belirti. Erdoğan, İstanbul'un ruhunun da sadece sanatkarlar, şairler, estetikçiler, mimarlar, sinemacılara ve fotoğrafçılar için değil, aynı zamanda meselesi insan ve toplum olan yöneticiler için de zengin imkanlar sunduğunu söyledi. İstanbul'un Saraybosna, Kırcaali, Aşkabad, Bağdat, Şam, Darfur, Yemen, Bingazi, Karaçi, Bakü ve Kabil ile duygu birliğinin bulunduğunu dile getiren Erdoğan; Türkiye'nin Kafkaslarla, Balkanlarla, Ortadoğu, Afrika ve Orta Asya ile tarihin derinliklerine uzanan ilişkilerininin bulunduğunu hatırlattı.
Erdoğan, barış ve adalet için eşsiz bir ilham kaynağı olduğunu düşündüğü İstanbul'da bütün inançların bütün yaşam biçimlerinin sadece bir gün değil, asırlar boyunca birlikte ahenk içinde yaşadığına işaret ederek, toplantıda sunulan müzik dinletisinde flamenko, Türk sanat musikisi ve batı müziğinin, doğu medeniyetinin bütün biçimlerinin burada yeni sentezlere kavuştuğunu kaydetti. Erdoğan, "Medeniyetler ittifakından kültürler arasındaki diyalogdan, kastımızı muradımız tam da budur. Zira bugün, bugün insanlık savaştan, şiddetten, nefretten yorgun düşmüştür. Ekonomik ittifakların, askerlerin ittifakların çok ötesinde, insanlığın evrensel talebini, barış ve adalet talebini dile getirmezsek, bunun için risk almazsak bunun için ülkelerimizin iradelerini zorlamazsak, yarınki nesillere daha çok acı yaşatan bir dünya bırakabiliriz. Kutuplaşmanın, gerilimin, ön yargıların, merhametsizliğin şiddetin, terörün, yoksulluğun değil; adaletin, barışın kapısını tüm dünyada zorlama görevi adına özellikle medeniyetler ittifakı diyoruz bu çabaya'' dedi.
ERDOĞAN: İSLAMOFOBİA BİR İNSANLIK SUÇU İLAN EDİLMELİ
Erdoğan, ''Belli merkezlerden üretilen bu paranoya özellikle bizler anti semitizmi insanlık suçu ilan ederken, İslamofobia'yı bir insanlık suçu ilan etmesini, farklı medeniyetlerin mensuplarından bekliyoruz'' dedi.
Erdoğan, "Toplumlar tarihin ağır yükünü birbirine yıkarak adalete, merhamete, sevgiye, ortak iyiye ve güzele ulaşamaz. Katı ideolojik önyargıları besleyerek toplumlar huzura eremez. Medeniyetin aydınlık yolunu tıkayan değil, aksine alabildiğine açan, müjdelemeyi esas alan, nefretten nefret eden, mukaddes inançları insanlar kendince yorumlayarak, başkalarını ötekileştirerek, onların haklarına sağır kalarak, hiçbir toplum medeniyet yolunda, insanlık yolunda mesafe alamaz'' ifadelerini kullandı. Başbakan Erdoğan, ''Hakikaten temel kriteri güç ve kudret, silah ve para olamaz. Medeniyet, hayat hakkını eşyanın tabiatına uygun olarak yaşamaktır. Ne tabiatla çatışmadır ne de insanın insanla çatışmasıdır. Bugün insanlığın derinleşen bunalımını aşmak için cesur adımlar atmaya mecburuz. Zira unutulmamalı ki, barış ve adaleti savunmak, savaşmaktan çok daha güçlü bir yürek ister'' şeklinde konuştu.
Türkiye ve İspanya'nın, tarihi ve coğrafyanın trajedisini, çelişkilerini en çok hisseden iki büyük ülke olarak dostluğu, tam da bu yürekliliğin eseri olarak ortaya koyduklarını belirten Erdoğan, Zapatero'nun girişimiyle BM Genel Sekreteri'nin himayesinde başlattıkları ''Medeniyetler İttifakı'' projesinin geniş bir katılımla bir BM süreci olarak uluslararası çapta büyük takdir gördüğünü söyledi. Başbakan Erdoğan, ''İnsan olarak hepimiz her yerde her şey karşısında birbirimizden sorumlu olduğumuz gibi bu yeni küresel gelişme karşısında da bütün ülkeler, bütün kurumlar birbirinden sorumludur. Doğal felaketler karşısında nasıl işbirliğine muhtaç isek, barışı ve adaleti yaralayan, bölgesel krizlere yol açan küresel terör gibi tehditler karşısında da işbirliğine gitmek ve tehditleri birlikte bertaraf etmek, medeniyetin olmazsa olmaz bir gereğidir" şeklinde konuştu.
Devam eden konuşmasında Erdoğan, "Güçlü toplumların güçsüz toplumları haksız rekabete maruz bırakması, özellikle yoksulluğun ölümcül bir silah olarak güçlülerin lehine kullanılması da ciddi bir medeniyet krizidir. Demokrasinin, insan hak ve özgürlüklerinin, adaletin eksiksiz tecellisi için biz siyaset adamları, aydınlar, bilim adamları başta olmak üzere herkes evrensel bir sorumlulukla baş başadır" dedi. Başbakan Erdoğan, "İnsan olarak sadece insanların haklarından değil, bütün mahlukatın, bütün canlıların hukukundan sorumlu olduğumuzu unutmayalım. Aksi halde küresel yakınlaşmayı, insanlık adına bir imkana dönüştüremeyiz. Şiddeti, nefreti, önyargıları, hoşgörüsüzlüğü, kör fanatizmi bertaraf edemeyiz. Bizler medeniyetin evrensel olduğunu, medeniyetin sadece batıya özgü bölgesel ideoloji gibi yorumlanamayacağını, hiçbir toplumun diğerine karşı imtiyazlı olmadığını, medeniyetler arasında hiyerarşi bulunmadığını düşünüyoruz'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, ''Medeniyetler ittifakının temel misyonu, birbirini doğru anlama çabasıdır. İşbirliğinin temeli birbirini anlama, önyargısız diyaloğ kurma, karşısındakini öteki olarak dışlamamaktır. Adına İslamofobia denen vehim, adı üstünde patolojik bir ruh halidir. Belli merkezlerden üretilen bu paranoya özellikle bizler anti seminizmi insanlık suçu ilan ederken, islamofobia'yı bir insanlık suçu ilan etmesini, farklı medeniyetlerin mensuplarından bekliyoruz. Bizler eksiksiz bir demokrasiyle tecrübelerimizi birbirimize aktararak, hukukun hakimiyetini sağlayarak, hem bölgesel krizlerin aşılacağını hem de uluslararası ilişkilerin, insanı merkeze alan politikalar eksenine oturmasını sağlıyoruz'' dedi.

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 06:13

İLGİLİ HABERLER