Gündem
  • 25.2.2006 09:18

GÜL: 'SERVİS' LAFI YANLIŞ OLDU!..

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, geçen salı günü Samanyolu TV'de Hamas'ın Ankara ziyaretini eleştirenlere yönelik "basın yabancı servislerin ve diplomatların etkisine açık" yönündeki tepki çeken sözlerinin maksadını aştığını ve kırıcı olduğunu söyledi. SABAH Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı ile bakanlıktaki makamında görüşen Bakan Gül "Servis lafı yanlış oldu" diyerek bundan sonra kamuoyuna konuyla ilgili bir açıklama yapacağının sinyallerini verdi. Hamas gezisinin perde arkasını da ilk kez SABAH'a anlatan Gül, eleştiri oklarının hedefi olan Başbakanlık Başdanışmanı Ahmet Davutoğlu'nu savunarak, "Ahmet Davutoğlu ile ilgili takıntı var. Bu işi o organize etmedi. Şam Büyükelçiliğimize kendileri geldiler. Bizle görüşmek istediler" dedi. Gezi düşüncesinin nasıl geliştiği konusunda "Başbakan grup konuşmasında sorumluluğu zaten üstlendi. Grupta açıklık getirdi. 'Biz davet ettik' dedi. Temas kurulmadı, seçimlerden beri bunu söylüyoruz" dedi. Gül, AK Parti'deki "yolsuzluk" tartışmasıyla ilgili "Hiçbir kısıtlama yok herkes ne biliyorsa konuşabiliyor. Son dönemde çok tartışılan iddialar partide de konuşuluyor. Başbakan da konuşmak yasak demiyor. Grupta bu konuda özgüven var." Dışişleri Bakanı Gül'ün gündemdeki önemli başlıklarla ilgili açıklamaları şöyle:

KIRILMAKTA HAKLILAR
Samanyolu TV'deki ifadeleri röportajdan sonra söyledim. Gördüm ki maksadını aşmış ve arkadaşlarımızın kırılmasına neden olmuş. Kırılmakta haklılar ama ben hiç kimsenin servislerden para aldığını, onlarla bağlantılı olduğunu kastetmek istemedim. Böyle bir şey olabilir mi? Servis lafı yanlış olmuştur. Maksadını aşmıştır. Ancak Hamas ziyaretiyle ilgili çok haksız eleştiriler çıktığını da söylemek lazım. Mesela, olmadığım Bakanlar Kurulu'nda bana atfen söylemediğim lafları gazetelerde okudum. Sanki dinlemişler gibi, telefonda meslektaşlarıma söylediklerimi tutanak gibi yazdılar. Olayın gelişimi yazıldığı gibi danışmanımız Ahmet Davutoğlu tarafından yürütülmedi.

TALEP HAMAS'TAN GELDİ
Hamas'ın geleceği bir gün önce belli oldu. Yani biz de çarşamba öğleden sonra öğrendik. Talep Hamas'tan doğrudan Şam Büyükelçiliğimize geldi. Şam talebi bize gönderdi. Vizelerini verdik sonra da ben MİT'e, Emniyet'e karşılamaları talimatını verdim. Hamas'ın bizden sonra İran'da söylediklerine gelince, evet Hamas'ın da kendine göre taktikleri vardır. Buradayken 'barış' demiş olması önemli. Onları uyardım. 'Gittiğiniz yerlerde size her şeyi söylemeye çalışacaklardır' dedim. 'Diaspora en radikaldir' dedim. Ama 'Unutmayın tanktan tüfekten daha önemli silahlar var' diye de uyardım. Hamas ziyaretinin mimarı olarak ön plana çıkartılan Başbakanlık Danışmanımız Ahmet Davutoğlu'nun organizasyon ile ilgisi yok. Süreçte, o da diğerleri gibi rol aldı. İşlerin içinde diğerleri gibi Türkiye Cumhuriyeti büyükelçisi vasfını taşıyan bir devlet görevlisi olarak rolaldı. Bakanlıkta tam uyumlu birisi. Davutoğlu'nu danışmanlık ve büyükelçilik görevine önerdiğimde ertesi gün Cumhurbaşkanı onayladı. O dönem Harp Akademileri'nde ders veriyordu.

DAVUTOĞLU TAKINTISI VAR
Böyle tehlikeli işlerde onu hedef göstermek yanlış. Tabii ki bir sivil toplum örgütü temsilcisi değil. Ama Ahmet Davutoğlu ile ilgili bir takıntı var. Bu da ona zarar veriyor. Hamas'la ilgili politikamız gizli değil ki, zaten, sayın Başbakan da kendisi açıkça söyledi. Türkiye resmen beyan etti bu sürece katkıda bulunmak isteğini. Ben de seçimler sonrasında Arap milletvekillerini çağırdım, önemli mesajlar verdim. Her şeyi yakından izledik. Seçimleri Hamas'ın kazanması sürpriz olmadı. Hamas'ın bizimle irtibat kuracağını biliyorduk. Tüm dostlarımızı haberdar etmiş, hatta gelebileceklerini söylemiştik.

HER ŞEY ÇOK HIZLI OLDU
Ama her şey o kadar hızlı oldu ki, İsrailli Bakan'la birkaç gün önce görüşmüştüm. Sonra arayıp, 'Seni aramaya söz vermiştim ama geleceklerini söylemek için bu kadar erken arayacağımı ben bile tahmin etmiyordum' dedi. Arap gazeteci Hüsnü Mahalli sanıldığı gibi bir rol oynamadı. Onun ne etkisi olabilir ki. Mesela, İsrail de, o sözcü Hamas- PKK bağlantısı kurdu, tepkimizi çekti. Sonra ne oldu, İsrail yönetimi onu susturdu. Hamas'ın basın toplantısındaki açıklamalarında, aksilik ve yanlış anlaşılma olduğu ise doğrudur. O da planlı olmayan bir tercümandan kaynaklandı. İçerideki asıl görüşmelerde tercümanlığı o yapmadı. İçerideki tercüman normalde devlet memuruydu ama partideki basın toplantısında tercümanlık yapmak istemediği için başkası çıktı.

LANTOS'A MEKTUP YAZDIM
Amerika'da sözde Ermeni soykırımı tasarısı ile ilgili bu Hamas ziyaretinden dolayı güçlü Musevi lobilerinin tepkileri abartılıyor. Biz herkese anlatıyoruz. Onlar da biliyor. Son mektupla tepki veren senatör Tom Lantos mesela. Bu senatör daha önce Washington'da elçimizi ziyaret etti. 'Size olan desteğimi çekmek istiyorum. Artık Ermeni tasarısında aynı şekilde davranmayacağım' dedi. Ona uzun bir mektup yazdım. Düşüncelerinin haksız ve yanlış olduğunu söyledim. Türkiye'nin yaptıklarını anlattım ama o zaten Ermeni tasarısını niyet etmişti.

YOLSUZLUĞU KONUŞUYORUZ
Bu konuda hiçbir kısıtlama yok, herkes ne biliyorsa konuşabiliyor. Son dönemde çok tartışılan iddialar partide de konuşuluyor. Başbakan da konuşmak yasak demiyor. Grupta bu konuda özgüven var. Biz de her şey açık. Bu konuda konuşmak isteyen arkadaşlar dinleniyor. Bize gelen dosyaları Başbakanlık Teftiş Kurulu'na yolluyoruz. Ama siyasi amaçlı abartılar olabilir. Biz parti olarak kimsenin yapmadığını yaptık. AK Parti gelirini kuruşu kuruşuna açıklayarak internete koyduk.

Malvarlığını anlattı

Benimle ilgili bile yolsuzluk söylentileri var. Geçenlerde bir yerdeki Gül Apartmanı benim diye anlatılmış. Star gazetesinde çıkmış. Mahkemeye verdim. Tazminata mahkum oldu gazete. Ancak Star sonra devlete geçince, tahsil etmek mümkün olmadı. Ben 10 sene Suudi Arabistan'da dolarla çalıştım. Ankara İncek'te evim de var. İstanbul'da da mülküm var. Ama kötü niyet olunca her şey saptırılıyor.

/SABAH

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 09:56

İLGİLİ HABERLER