HİSARCIKLIOĞLU: HÜKÜMETİMİZİN GİRİŞİMLERİNİ, BUGÜNE KADAR OLDUĞU GİBİ, BUNDAN BÖYLE DE DESTEKLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ
MUAMMER TAN
ANKARA - TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ''Komisyonun, müzakerelerin açılmasına yönelik önerisi, Türkiye ve Avrupa Birliği için tarihi bir karar niteliğindedir. Bu karar, hem Türkiye'nin hem de Avrupa Birliği'nin, 21. yüzyıldaki yerini ve rolünü etkileyecek derecede önemlidir'' dedi.
Hisarcıklıoğlu, birlik merkezinde bir basın toplantısı düzenleyerek, Avrupa Komisyonu'nun 2004 İlerleme Raporu'nu değerlendirdi. Komisyonun, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerine başlanması tavsiyesinde bulunduğunu hatırlatan Hisarcıklıoğlu, ''Komisyonun, müzakerelerin açılmasına yönelik önerisi, Türkiye ve Avrupa Birliği için tarihi bir karar niteliğindedir. Bu karar, hem Türkiye'nin hem de Avrupa Birliği'nin, 21. yüzyıldaki yerini ve rolünü etkileyecek derecede önemlidir'' dedi. ''Prodi Komisyonunu, bu tarihi kararından ötürü tebrik ediyoruz. Böylesi bir kararın çıkması, şüphesiz Komisyon için de kolay olmamıştır'' diyen Hisarcıklıoğlu, Avrupa Birliği ve Komisyon içindeki güç dengesinin, Türkiye lehine olmasının da önemli kazanım olduğunu vurguladı. Aralık 2002'deki Kopenhag Zirvesinde, Türkiye'nin Kopenhag Siyasi Kriterlerine uyduğunun anlaşılmasından sonra, müzakerelerin gecikmeden başlayacağı hususunun karara bağlandığına işaret eden Hisarcıklıoğlu, dolayısıyla, önümüzdeki Aralık ayında Komisyonun tavsiyesi doğrultusunda, bu kararın sonuçlandırılmasını beklediklerini kaydetti. Başta hükümet olmak üzere emeği geçen herkesi, Türkiye Cumhuriyetinin temel dış politikalarından başta geleni, bu önemli aşamaya getirmesinden dolayı kutladığını belirten Hisarcıklıoğlu, ''Şimdi önceliğimiz, müzakerelerin en kısa zamanda başlayabilmesi için gerekli hazırlıkların hızla tamamlanmasıdır. Hükümetimizin bu konuda da, gerekeni hızla yapacağına inanıyoruz'' ifadesini kullandı. Komisyon kararıyla ortaya çıkan durumu ve önümüzdeki dönemde izlenecek süreci de anlatan Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Komisyon, müzakerelerin açılmasını resmen önermiştir. Bunu yaparken siyasi kriterlerin, tarafımızdan yeterince karşılandığı noktasından hareket etmiştir. Müzakere açılması konusunda yapılan tavsiye, beklentilerimizi karşılamaktadır. Süreçte ciddi bir aksama olduğu takdirde, üyelik müzakerelerinin askıya alınabileceği konusu, sadece Türkiye için ortaya konmuş bir uygulama değildir. Bizce bu noktada asıl dikkate alınması gereken husus şudur; Türkiye, kendi halkının geleceği için önem verdiği reformlara, başka bir neden olmasa dahi, aynı iradeyle devam edecektir. Hükümetimizin, raporda öngörüldüğü gibi, Nisan 2005'e kadar, bu hazırlıkların çerçevesini oluşturmasını bekliyoruz. Türkiye de, diğer aday ülkelerde olduğu gibi, müzakere sürecinin gerektirdiği dönüşüm sürecinde, Avrupa Birliği'nin mali yardımına ihtiyaç duymaktadır. Dolayısıyla bu aşamada Hükümetimiz, Avrupa Birliği'nin diğer aday ülkelere yaptığı teknik ve mali yardımları da ısrarla talep etmelidir''.
Hisarcıklıoğlu, komisyonun, tamamı 31 başlıktan oluşan müzakerelerin açılabilmesi ve o alanda gerekli uyumun sağlanabilmesi için, Türkiye'den gerekli gayretleri göstermesini beklediğini ve bu çerçevede, her bir başlık için, önceliklerin saptanmasının büyük önem taşıdığını vurguladı. Komisyonun, Katılma Müzakerelerinin mutlaka tam üyelikle sonuçlanmayabileceğine ilişkin imalı sözlerinin de bu tarihi ve güzel günde yadırgadığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, ''Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki tarihe uzanan ilişkilerimizin bu en önemli gününde, geleceğe ilişkin irademizin, çok açık ve net olarak ortaya konmasını beklerdik'' diye konuştu. Bu ifadenin bazı çevrelerlin tereddütlerini karşılamaya yönelik olduğu söylense de, Aralık ayındaki zirvede üye ülkelerin Türk kamuoyu açısından mahsur taşıyan bu ifadeyi değiştirmesini beklediklerini kaydeden Hisarcıklıoğlu, raporda üyelikten sonra bile, bazı kalıcı kısıtlamaların konmasına yönelik önerilerin müzakere fikrine, Avrupa Birliği kurallarına ve ruhuna aykırı olduğuna işaret etti. Bu nedenle de uzun vadede uygulanma şansı zaten yoktur. Dolayısıyla bugün tartışma konusu yapılmamalıdır.
Hisarcıklıoğlu, Aralık ayında da olumlu kararın çıkması için, içinde bulunulan olumlu ortamın kesinlikle iyi kullanılması gerektiğini söyledi. İkincil ve ilgisiz konularla hükümet ve parlamentonun zaman kaybetmemesi ve bütün enerjisini, reform sürecinin sürdürülmesine vermesi gerektiğine dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, ''Aralık ayına kadar bütün dikkatler Türkiye'nin üzerinde olacaktır. Bu yüzden de son derece dikkatli bir söyleme, her zamankinden daha fazla ihtiyacımız bulunmaktadır'' uyarısında bulundu. ''Müzakere dönemi, zor bir dönem olacaktır. Hükümetimiz, bu süreci başarıyla yönetebilmek amacıyla çok iyi bir kadro oluşturmalıdır'' diyen Hisarcıklıoğlu, toplam 31 konu başlığından oluşan müzakerelerin büyük kısmının ekonomi ile ilgili olduğuna işaret etti. Müzakere sürecinin başlamasıyla görüşmelerin, artık sadece genel bir ekonomik çerçeve üzerinden yürütülmeyeceğini, sektörel bazda politikaların belirlenmesinin de ağırlık kazanacağını bildiren Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
''Türk iş dünyasının Avrupa Birliği rekabet ortamına intibakı, başlanan sürecin başarısında kritik bir öneme sahiptir. TOBB, bu amaçla AB ile doğrudan işbirliği zemini oluşturmayı hedeflemektedir. Bu konuda komisyonla doğrudan görüşüyoruz. Bu kapsamda, kendi içimizde bir yeniden yapılanma projesi yürütüyor ve sektör kurullarımız vasıtasıyla, sektörlerimizin, Brüksel'de temsil edilebilmesini sağlayacak bir mekanizma üzerinde çalışıyoruz. TOBB olarak, Türkiye-AB ilişkilerinin bu dönüm noktasında, üyelerimizin ve halkımızın istifadesine sunacağımız projelerle de,nd iradeyle devam edecektir. Hük Türkiye'nin bu önemli hedefinin gerçekleştirilmesini ve Hükümetimizin girişimlerini, bugüne kadar olduğu gibi, bundan böyle de desteklemeye devam edeceğimizi ifade etmek istiyorum''.
Müzakere masasının bir savaş alanı olmadığını ve masaya karşı tarafı yenmek için oturulamayacağını belirten Hisarcıklıoğlu, ''Müzakere masasına uzlaşmak için oturulur. Uzlaşarak elde edilecek kazanç, tüm diğer kısa vadeli kazançların üzerinde olduğu için müzakere masasına oturulur. Avrupalılık idealinde uzlaşmak için, müzakere masasına oturduğumuzun bilincinde olmalıyız'' değerlendirmesinde bulundu. Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin, müzakere sürecine, aynen 1920'lerde yaptığı gibi, kendine güvenerek başlaması gerektiğini vurgulayarak, ''Şimdi hedefimiz, başladığımız işi tamamlamak ve Türkiye ekonomisini, yapısal olarak, kurumsal olarak ve teknolojik olarak yenilemektir'' dedi. Bu süreçın aslında yeni ve kapsamlı bir değişim projesi olduğunu ve geçmişte bunu Türk halkının ve devletinin her zor dönemde başardığını belirten Hisarcıklıoğlu, ''Dolayısıyla girdiğimiz dönemde yaşamamız gereken kapsamlı değişimi gerçekleştireceğimizden benim şüphem yok. Ülkemize güveniyor, geleceğe güvenle bakıyorum. Türkiye, bulunduğu coğrafya içinde, güçlü bir dünya ülkesi olarak varlığını sürdürecektir'' ifadelerini kullandı. Hisarcıklıoğlu, bu süreçteki katkılarından dolayı TBMM'ye, Başbakan Erdoğan'a ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a teşekkür etti.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:03