Hazine'den Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan başkanlığındaki ekonomi yönetimi, IMF-Dünya Bankası yıllık toplantıları için ABD'de bulunuyor. Washington'da program pazarlıkları yapılırken, 2005 Bütçesi üzerindeki çalışmalar da Ankara'da sürdürülüyor. IMF Türkiye Masası Şefi Rıza Moghadam'ın, daha Türkiye'de iken koordinatlarını verdiği bütçe hiç de pembe tablo çizmiyor. Hükümete, kıpırdama imkanı bile verilmiyor. Bu konuda ilk mesaj, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'a iletiliyor. IMF ekibinin mali disiplindeki başarıyı övdüğü sırada Unakıtan, bakanlıktaki odasında, 2005 yılı şartlarını esnetmek için nabız yokluyor. Moghadam, milim geri adım atmıyor. Babacan'dan ayrı Amerika'ya giden Unakıtan da bu sıra temas trafiğine katılıyor. IMF'nin en yetkili isimlerinin tutumları, önümüzdeki hafta toplanması beklenen Yüksek Planlama Kurulu'na damgasını vuracak. Ama bugünden bilinen gerçek şu: ''IMF, yüzde 6.5'luk faiz dışı fazlayı bırakın indirmeyi, bu oranın üstüne çıkılmasını savunuyor. Babacan'ın isteği üzerine yüzde 5, 5.5, 6 ve 6.5 faiz dışı fazlaya göre senaryolar oluşturan hazine kurmayları çaresiz, alternatif arayışlara yöneliyor. IMF'nin faiz dışı fazla formülünde dikkate almadığı kamu bankaları karlarını, bazı özel gelirleri, özelleştirmeyi hesaba katmaya çabalıyor.'' IMF, bu yılki görkemli büyümeye eşlik eden yüksek cari açıktan ve rekor seviyede seyreden hampetrol fiyatlarından kaygı duyuyor. 2005'i beklemeden önlem alınmasını istiyor. Genelde tüketim eğiliminin, özelde otomobil ithalatının frenlenmesini talep ediyor. Yılsonunda zaten sona erecek olan hurda araç indiriminin hemen yürürlükten kaldırılması için bastırıyor. ''Olmazsa, ÖTV oranlarını gözden geçirin'' diyor. Tüketici kredilerindeki Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu kesintisinin artırılmasını yeterli görmüyor. Banka kredisi yavaşlayınca, firmalar uzun vadeli satıcı kredisine dönüyor. Piyasa, canlılığını koruyor. Bu gelişme karşısında, ilginç bir fikir ileri sürülüyor: ''Taksitli satışlara da fon getirelim!'' Bu öneri, uyulama için derhal kayda alınıyor. Gerek IMF gerekse DPT, şu görüşü taşıyor: ''2004'te kullanılan kredilerin geri ödemeleri 2005'e yansıyacak. Gelirler politikasından taviz verilmezse hem tüketim talebi kısılır hem de cari açık riski azaltılır. Kontrollü büyüme ve güven istihdamı beraberinde getirir.''
PEKİ YA BÜTÇE?
2005 Yılı Bütçesi, 151-152 milyar Yeni Türk Lirası (YTL) dolayında olacak. Herkesin merakla beklediği kamu yatırımlarına gelince. Sanıldığı gibi Türkiye'yi şantiyeye çevirecek bir ödenek yok ortada. Bu yıl 6.4 katrilyon yatırım ödeneği gelecek yıl yüzde 32 artırılarak 8.4 katrilyona (8.4 milyar YTL) çıkacak. Kamu çalışanlarının maaş ve tedavi giderleri için tasarlanan ödenek 34.2 milyar YTL. Sosyal güvenlik kurumlarına, 24 milyar YTL bütçe transferi planlanıyor. 2005'te, iç ve dış faiz ödemelerinin 56-57 milyar YTL, reel faizin ise yüzde 12 sınırında oluşacağı tahmin ediliyor. Vergi gelirlerinin yüzde 12-13 artışla 99 milyar YTL'ye ulaşması öngörülüyor.
SABAH
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:01