Dünya
  • 11.10.2024 13:31

İran Kudüs Gücü'nün ünlü komutanını MOSSAD ajanlığından sorguluyor

İran ve Hizbullah içerisinde casusluk soruşturması: "General İsmail Kani ev hapsinde ve sorgulanıyor"

İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General İsmail Kani'nin İran yönetimi tarafından son olaylar üzerine sorguya alındığı öne sürüldü.

İran Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlarından sorumlu olan Kudüs Gücü'nün komutanı İsmail Kani'nin hayatta olduğu ancak gözetim altında tutulduğu ve sorgulandığı bildirildi.

Middle East Eye'a (MEE) konuşan çok sayıda kaynağa göre, İsmail Kani, son dönemde İran'ın ve vekil güçlerinin yaşadığı güvenlik açıkları sebebiyle sorgulanıyor.

Kani, İsrail'in 27 Eylül'de Beyrut'a düzenlediği ve Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın öldürüldüğü hava saldırısından bu yana kamuoyu önüne çıkmadı.

Nasrallah'ın ölümünden itibaren İran Devrim Muhafızları, İsrail'in Hizbullah içerisine nasıl sızdığı ve liderlerin yerini nasıl belirlediği konusunda soruşturmalar başlattı.

Middle East Eye haberini İranlı, Lübnanlı ve Iraklı kaynaklara dayandırdı. Söz konusu kaynakların arasında üst düzey Şii figürlerin yanı sıra Hizbullah'a ve Devrim Muhafızları'na yakın kaynaklar da bulunuyor.

Kaynaklara göre Kani, İsrail'in saldırısı sırasında, saldırının düzenlendiği noktada bulunmuyordu. Kaynaklar, soruşturmalar devam ederken Kani'nin gözaltında tutulduğunu ifade etti.

İran'a yakın bir silahlı grubun komutanı yaptığı açıklamada "İran'ın İsrail'in Devrim Muhafızlarına, özellikle de Lübnan sahasında çalışanlara sızdığına dair ciddi şüpheleri var, bu nedenle şu anda herkes soruşturma altında. Şu anda hiçbir şey kesin değil. Soruşturmalar hala devam ediyor ve tüm olasılıklar ihtimal dahilinde." dedi.

"İhlal yüzde 100 İran kaynaklı"

İran'ın Nasrallah'ın ölümüne ilişkin soruşturmaları, Hizbullah lideriyle birlikte öldürülen Kudüs Gücü komutanlarından Tuğgeneral Abbas Nilfuruşan'ın son hareketlerine de odaklanıyor.

Hizbullah'a yakın iki kaynak ve olaylar hakkında bilgi sahibi Iraklı kaynaklar MEE'ye Nasrallah'ın öldürülmeden önceki gece Beyrut'un güney banliyölerinin dışında olduğunu, ancak Nilfuruşan ve grubun birkaç lideriyle buluşmak üzere bölgeye döndüğünü söyledi.

Kaynaklar, o akşam Tahran'dan Beyrut'a uçan Nilfuruşan'ın uçaktan doğrudan Beyrut'un güneyindeki Hizbullah merkezine götürüldüğünü ifade etti.

Kaynaklar, toplantıyı hedef alan saldırının Nasrallah'ın odaya girmesinden kısa bir süre sonra gerçekleştiğini belirtirken Hizbullah'a yakın bir kaynak MEE'ye yaptığı açıklamada "İhlal yüzde 100 İran kaynaklıydı ve bu konuda hiçbir şüphe yok." dedi.

Kani'nin İsrail tarafından 3 Ekim günü, Hizbullah'ın yeni lideri olması beklenen Haşim Safiyuddin'i hedef alan saldırıda öldürüldüğü öne sürülmüştü. Kani'nin İsrail'in hedef aldığı bu toplantıya katılıp katılmadığı bilinmiyordu.

Hizbullah'a yakın kaynaklar MEE'ye yaptıkları açıklamada, Kani'nin Lübnan'da olduğunu ve hava saldırısının gerçekleştiği gün Safiyuddin'in daveti üzerine Hizbullah Şura Konseyi toplantısına katılmasının beklendiğini ifade etti. Ancak Kani toplantı başlamadan kısa bir süre önce özür dileyerek toplantıdan ayrıldı.

Hizbullah'a yakın bir kaynak konuyla ilgili olarak şöyle söyledi:

"İsrail, Nasrallah'ı hedef alan saldırıdan daha büyük ve daha şiddetli bir saldırıyla bu toplantının yapıldığı yeri hedef aldı. Hedef Safiyuddin'di, başka hiç kimse değildi. Kani bu toplantıya davet edilmişti ve mevcut koşullar altında orada bulunması gerekirdi."

Kani'nin şu anda nerede olduğu belli değil. Sekiz kaynak Tahran'da olduğunu söylerken bir başka kaynak hala Beyrut'ta olduğunu öne sürdü.

Lübnanlı ve Iraklı kaynaklar Kani'nin "ev hapsinde olduğunu" ifade etti. Buna göre Kani şu anda İran lideri Ali Hamaney'e doğrudan bağlı kişiler tarafından sorgulanıyor.

İran destekli bir silahlı grubun komutanı da sürece ilişkin açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:

"Hamas lideri İsmail Heniye'nin Temmuz ayında Tahran'da öldürülmesi, İran güvenlik güçlerine sızıldığına dair şüpheleri daha da artırdı. İranlılar şimdi ihlalin boyutunu ve kaynağını belirlemeye çalışıyor. İşaretler kaynağın Devrim Muhafızları olduğunu gösteriyor ancak bu aşamada kesin konuşmak mümkün değil. Şu anda söylenebilecek tek şey, ihlalin çok büyük olduğu ve yol açtığı kayıpların herkesin tahmin edebileceğinden çok daha fazla olduğu."

Güncellenme Tarihi : 11.10.2024 12:43

İLGİLİ HABERLER