-Savcılığın istediği bazı belgelere ''''yok'''' denilmesine rağmen, bu belgeler evinde yapılan aramada bulundu. Böylece ihale evraklarını gizlemekten suçlanıyor.
-Evde kayıtlı tarihi eserlerin çok üstünde eser bulundu. Kayıt dışı tarihi eser bulundurmaktan suçlanıyor.
-Kasada, bulunan dosyalarda üniversite mensupları siyasi görüşlerine, düşüncelerine göre fişlendiği ortaya çıktı. Kişiler hakkında gizli fişlemeden suçlanıyor.
-GÖTÜRÜLÜŞE İNCELEME: İçişleri Bakanı ve Van Valisine, rektörün cezaevine götürülüşünde koluna girmenin dışında anormal bir durum olmadığı bilgisi verildi. Üniversitelerin tepkisi dikkate alınıp bu konu mülkiye ve polis müfettişleri tarafından inceleme konusu yapılıyor.
SAYGI ÖZTÜRK
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Yücel Aşkın''ın tutuklanmasından çok tutuklama kararı verilmesinden sonra polislerin cezaevine götürüş biçimi eleştiriliyor. İşte, hem tutuklanma, hem götürülüş biçimini eleştirmek için YÖK yazılı bir açıklama yapmıştı. Bununla yetinilmedi, Çarşamba günü Rektörler Komitesi toplantıya çağrıldı. Son dönemlerde üniversite ve YÖK''e dönük artarak devam eden eleştiriler, YÖK sistemini bozma girişimleri, üniversiteye geçişte YÖK''ün düzenlemelerine karşı yapılan düzenlemelere ''''artık dur'''' denilecek. YÖK Başkanı Prof.Dr. Erdoğan Teziç, dün GÖZCÜ''ye ''''orada çok şey söyleyeceğim'''' dedi…
Üniversite tarihinde bazı ''''ilk''''ler Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Yücel Aşkın için uygulandı. Yurtdışında bulunduğu sırada mahkeme kararıyla evi arandı, evde bulunan belgelere, tarihi eserlere el konuldu. Rektörün, Türkiye''de bulunmadığı bir sırada evine girilip arama yapılması kuşkusuz ''''hoş'''' karşılanmadı. Arama kararı verildikten sonra ev mühürlenip kapısına da nöbetçi konulup içeriye giriş-çıkış önlenir, rektör dönene kadar arama yapılmayabilirdi.
Rektör Yücel Aşkın''ın çağdaş, laik, Atatürkçü bir çizgide olması, üniversitede türban takılmasına izin vermemesi yüzünden ''''hedef'''' olduğu doğru. Ancak, evinin aranması, hakkında soruşturma açılması, tutuklanmasının ise bu nitelikleriyle ilgisinin olmadığı da bir gerçek.
Rektör hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı yok. Daha çok bazı belgelerin ''''karartılabileceği'''' kuşkusuyla tedbir olarak tutuklandı. Mahkemenin rektör hakkında tutuklama kararı vermesi de, cezaevine götürülüş biçimi de eleştiriliyor. Anlaşılıyor ki bu eleştirilerin dozu önümüzdeki günlerde daha da artacak. İşte bu yorumlarda mahkeme kararı için daha fazlasını söyleyemeyenler, tüm ağırlığı rektörün götürülüş biçimine verdiler. Yani burada yine hedef tahtasına polis oturtuldu, yine polis ağır eleştiriler almaya başladı…
REKTÖR AŞKIN''LA İLGİLİ İDDİALAR
Rektör Prof.Dr. Yücel Aşkın''ın tutuklanmasına giden yolda, ortaya atılan bazı iddialar ve suçlamalara rağmen gerek savcılık, gerekse emniyet yetkilileri susmayı tercih etti. Gelişmelerin bu boyuta ulaşmasından sonra dün bazı yetkililerle konuştum. Daha önce duymadığımız bazı bilgilere ulaştım. İşte Aşkın''la ilgili iddia konuları:
BAZI BELGELER EVDE SAKLANIYOR: Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörünün evinde arama yapılmasından sonra YÖK''ün, sivil toplum örgütlerinin değişik açıklamaları oldu. Yapılan tüm işlemlerin gerekçesi olarak rektörün Atatürkçü olması, türbana izin vermemesi yüzünden bu tür olaylara muhatap olduğu öne sürüldü. Mahkeme kararına dayanılarak rektörün evi arandı. Evde arama yapılmasına ilgili karar verilmesinde, 25 milyon dolarlık tıbbi malzeme ihalesi ile ilgili yürütülen soruşturmada, bazı evrakların evde gizlendiği yolundaki duyumlar ve ihbarlar etkili oldu.
SAVCININ ''''YOK'''' CEVABI: 25 milyon dolarlık ihaleyle ilgili soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı, rektörlüğe gönderdiği yazıda bazı belgeler istedi. Ancak, bu belgelere rektörlükten gelen cevapta ''''böyle bir belge yoktur'''' cevabı verildi. Bazı tıbbi malzemeler alındı gösterilmesine rağmen alınmadığı, bazılarının eksik alındığı, şartnameye uygun alınmadığı gibi iddialar yer alıyor. Savcılık, soruşturmanın değişik aşamalarıyla ilgili olarak rektörlüğe gönderdiği yazıda, bazı belgelerin örneğinin kendilerine gönderilmesi konusunda istekte bulundu. Ancak, bu taleplere rağmen bazı evraklar gönderilmedi ve istenilen evrakların kendilerinde olmadığı bildirildi.
''''YOK'''' DENİLENLER EVDE BULUNDU: Savcılığın, yönelttiği ve kendilerine gönderilmesini istediği ihaleyle ilgili belgelere rektörlük tarafından ''''yok'''' cevabı verilmesine karşın, ''''yok'''' diye bildirilen bazı belgelere rektörün evinin aranması sırasında ulaşıldı. İhaleyle ilgili istenen evrakları savcılığa göndermemesi yüzünden rektör, ''''evrakları gizlemek'''' suçundan da sıkıntıya girmiş oldu.
TARİHİ ESERLERE AYRI KARAR: Rektörün evinde mahkeme kararıyla arama yapılmasının nedeni, ''''yok'''' denilen ihale ile ilgili bazı belgelerin evde bulunduğuna ilişkin kuvvetli şüpheydi. Evde ihale evrakları aranırken, çok sayıda tarihi eser görüldü. Müze müdürlüğü ile yürütülen temasta, tarihi eserlerin bir bölümünün kayıtlı olduğu, ancak bin civarında eserin ise kayıtlarının olmadığı anlaşıldı. Bunun üzerine mahkemeden, tarihi eserlere mahkeme sonucuna kadar el konulması yönünde karar alındı. Bu karar doğrultusunda tarihi eserlere el konuldu. Rektör, bunların kaydedilmesi için başvurduğunu belirtmesine rağmen, kayıtlarının yapılmadığı anlaşıldı. Kaydedilmediyse burada rektörün ihmali var.
BU OLAYI İLK KEZ ''''GÖZCÜ'''' AÇIKLIYOR
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Yücel Aşkın''ın evinin aranması, çok sayıda belge ve tarihe esere el konulması olayı biliniyor. Ancak, evde bulunan ve güçlükle açılan kasada çıkan bazı belgelerle ilgili bilgiyi ise ilk kez GÖZCÜ okuyucuları öğrenmiş olacak. İşte kasadan çıkan belgeler:
KASADAN ÇIKAN FİŞLER: Bugüne kadar hiç dile getirilmeyen konulardan birisi kasada çıkan belgeler. Bu belgeler arasında, üniversite personelinin tamamının fişlendiği anlaşıldı. Öğretim üyeleri, elemanları ve idare personeli hakkında kimin hangi siyasi görüşte olduğu tek tek yazılmış. Kişilerle ilgili ayrıntılı bilgilerin yer aldığı bu dosyalara savcılık tarafından el konuldu. Üniversite personelinin fikri yapılarının yer aldığı bu arşiv de, ilerde rektör için sıkıntı olacak üniversite personeli kendileri hakkında gizli fişleme yapıldığı, sağcı-solcu, dinci gibi ayrımlar yapıldığı için davacı da olabilecekler. Tarihi eserler olsun, dokumanlar olsun önceden kapsamlı bir biçimde araştırıldı. Bilirkişilere yaptırılan araştırmalar oldu. Bu incelemeler sonucu bazı delillere ulaşılınca mahkemeden arama kararı çıkartıldı ve sonuçta rektör tutuklandı.
EMNİYET: BİZE GÖRE POLİSİN HATASI YOK
Mahkemenin tutuklamasına karar verdiği Rektör Yücel Aşkın''ın, mahkemeden çıkarılıp cezaevine götürülürken güvenlik görevlilerinin tutumu eleştirildi. Bu durumu hem Van, hem de Ankara''daki yetkililerle konuştum. Onlara göre yapılan işlemde anormal bir durum yok.
Avrupa Birliği ülkelerinin hiçbirinde, polisin kelepçeyi hangi hallerde takacağına ilişkin bir düzenleme yok. Bu tamamen polisin yetkisine bırakılmış. Oysa ülkemizde kelepçe takılması yasa ve yönetmelikle şarta bağlanmış durumda.
Ceza Muhakemeleri Kanunu''nun (CMK) 93. maddesi ''''Yakalanan veya Tutuklanan Kişilerin Nakli'''' başlığını taşıyor. ''''Yakalama Yönetmeliği''''nin 7. maddesi de aynı. Bu madde de kelepçenin hangi hallerde takılması gerektiği şöyle belirtiliyor:
''''Yakalanan veya tutuklanarak bir yerden diğer bir yere nakledilen kişilere, kaçacaklarına ya da kendisi veya başkalarının hayat ve beden bütünlükleri bakımından tehlike arz ettiğine ilişkin belirtilerin varlığı hallerinde kelepçe takılabilir.''''
REKTÖRÜN GÖTÜRÜLÜŞÜNE İNCELEME
Kelepçe takılması şarta bağlanmasına rağmen, ''''tutuklama'''' ise bir tedbir kararıdır. Yani kişi tutuklanmazsa kaçabilecek ya da suçla ilgili delilleri karartma tehlikesi var. Emniyet yetkililerine göre polis istese rektöre çıkışta kelepçe de takabilirdi.
Polislerin rektörü götürürken koluna girmesi ve hızla oradan uzaklaştırılmak istenmesini deneyimli Emniyet yetkilileri şöyle değerlendiriyor:
''''Bize göre polisin orada anormal bir tavrı yok. Her olayda duruma göre şubeden en az 3-5 polis görevli olarak gider. Rektör olması, duruşmanın gece bitmesi nedeniyle ek önlemler alındı. Bu tamamen güvenlik nedeniyledir. Rektörün bitkin haliyle daha fazla görüntüsünün alınmaması için hızlı hareket edildi ve rektörün koluna girildi. Cezaevine götürülecek kişinin rektör olması tutuklanan kişinin naklini değiştirmez. Rektöre ''siz önden gidin, biz arkadan geliyoruz'' diyecek halleri de yok.''''
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu''ya da, Van Valisi Mehmet Niyazi Tanılır''a da, rektörün cezaevine götürülüş biçiminde ''''anormallik olmadığı'''' bilgisi verildi. Rektörün koluna iki polisin girmesi, arkada da polislerin olması akademik çevrelerin canını sıktı. İşte bu bilindiği için ''''kastı aşan bir uygulama'''' olup olmadığını belirlemek amacıyla bir Mülkiye Müfettişi ile bir Polis Başmüfettişine, ''''rektörün götürülüş biçimi''''ni inceleme görevi verilecek ve sonuçtan YÖK''e de bilgi verilecek.
Bazıları Atatürkçü bir rektörün cezaevine girmesine bayram ediyor. Her cezaevine girenin suçlu olmadığını da bilmelerine rağmen sevinç çığlıkları olayla ilgili soru işaretlerini artırıyor…
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:52